Zulal Kalkandelen Yazdı: Yumuşama’ gündeminde dile getirilmeyen iki sorun!

0
0

Cumhuriyet Yazarı Zulal Kalkandelen, bugünkü köşesinde Siyasettteki yumuşamayı köşesine taşıdı.

Ben bu yazıyı yazarken henüz CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki ikinci “yumuşama/normalleşme” görüşmesi gerçekleşmemişti.

CHP Genel Merkezi’nde yapılacak buluşma konusunda medyada haftalardır heyecanlı tartışmalar yapılıyor; bu süreçten beklenti içine girenler var.

Ben daha önce yazdığım gibi, 31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin ülke çapında birinci parti konumuna gelmesinden sonra, Özel’in ısrarlı bir şekilde Erdoğan’dan randevu istemesiyle başlayan bu sürecin AKP’nin işine yarayacağını düşünüyorum. Üstelik son AYM kararı ile altı yıldır olmayan yetkileri kullanarak ülkeyi yönettiği belgelenen Erdoğan’ın meşrulaştırılmasına da yol açıyor.

İkinci görüşmenin öncesinde Özel’in dosyasında neler olduğu hakkında CHP kaynaklarından verilen bilgilere göre öncelikle ekonomi var. Asgari ücrete temmuz zammı, emekliler için iyileştirme, yargıya müdahalenin sona ermesi, Gezi tutukluları konusunda adım atılması, kayyum konularının da dosyada olduğu konuşuluyor.

Bunların hepsi çözüm bekleyen önemli sorunlar. Ancak bu konularda Erdoğan ile buluşmadan da siyasi ve toplumsal tepki zaten gösteriliyor. Asgari ücret ve emeklilere zam da AKP’nin kendi iktidarını devam ettirebilmek için sonuçta çözüm bulmak zorunda olduğu temel sorunlar.

Ayrıca kaç kere görüşürseniz görüşün, yargıdaki siyasallaşma gibi bir sorunun AKP döneminde ortadan kalkacağına inanacak kadar aymazlık içinde olunmasını da anlamış değilim. Çünkü AKP, 22 yıldır süren iktidarını, yargı üzerinde yaptığı müdahalelere borçludur ve demokrasi hedefi yoktur.

YANITLANMASI GEREKEN BİR SORU VAR

Neden Türkiye’nin en önemli iki sorunu yani gerici müfredat ve insan ticaretine dönüşen sığınmacı meselesi görüşülecek konular arasında sayılmıyor?

Oysa bunlar ülkede öylesine derin sorunlar yaratıyor ki, bir iktidar değişikliği olsa bile, etkileri uzun zaman kalıcı olacak.

Çocukları, gençleri laik ve bilimsel eğitim yerine çağdışı ve inanç odaklı bir eğitimle yetiştirilen bir ülkenin hiçbir alanda ilerleme olanağı yoktur. Sorgulamayan, yalnızca biat eden insanların düşünme yeteneklerinin gelişmesine de olanak yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki temel devrimlerinden biri olan laik ve bilimsel eğitimden bu kadar kolay mı vazgeçilecek?

Düzensiz göç ile ülkenin demografik yapısının değiştirildiği ve bunun AKP’ye yarayacak siyasal bir oyun olarak emperyalist politikalarla eşgüdüm içinde sürdürüldüğü ortadayken CHP, bu sorunu Erdoğan’ın önüne koymayacak mı?

MUHALEFET STRATEJİSİNİN ODAĞI

CHP’liler, Özel’in Erdoğan ile görüşmesine olumlu tepkiler aldıklarını söyleseler de sokak öyle demiyor. AKP, kendi gündemini ödünsüz sürdürürken, gericileşmeyi son hızla ülkeye dayatırken, sığınmacı politikasının yol açtığı sorunları görmezden gelirken, ana muhalefet partisi bunları görüşme masasına taşıyacağını bile söylemiyor.

CHP, Kılıçdaroğlu döneminden beri izlediği “Ekonomiye bak, laikliği bırak” politikasını sürdürüyor belli ki. Belki eskisine göre milletvekilleri kamuoyuna karşı bu konuyu daha sık gündeme getiriyor ama sonuçta temel muhalefet stratejisinin odağı laikliğin savunulması değil. 

Ülkenin birinci partisi olarak halkın sorunlarına çözüm bulmak istiyoruz diyorsanız ve Erdoğan’la görüşüyorsanız, eğitimdeki dincileşme ve sığınmacı meselesini gündemin en başına koymak ve konuşulanları halka birinci elden aktarmak durumundasınız. Aksi halde bu görüşmeler, yürürlükteki anayasayı defalarca çiğneyen Erdoğan’ın yeni anayasa yapma girişimine araç olmaktan öteye geçemez.

Reklam Alanı