Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bulunan Yörük Türkmenler, 1. Ankara Yörük Türkmen Çalıştayına katılmak için Ankara’da toplandı.
15-16 Ocak tarihleri arasında düzenlenmiş olan 1. Ankara Yörük Türkmen Çalıştayı, Ankara’da bir otelde Yörük/Türkmen dernek, federasyon, konfederasyon, birlik, vakıf başkanlarının katılımıyla coşkulu bir şekilde yapıldı.
Siyasi partilerinde yoğun ilgisi ile yapılan çalıştaya DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, Genel başkan yardımcıları Muhammed Kelleci, Nuri Efe, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Kırıkkale milletvekili Ahmet Önal, Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, İyi Parti Grup Başkan vekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, genel başkan yardımcısı Burak Akburak, Bilecik/Söğüt önceki belediye başkanı Halil Aydoğdu, Ak Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Süreyya Terzioğlu, Kırıkkale/Karakeçili Kaymakamı Mustafa Arslanşahin, Karakeçili Belediye Başkanı Veysel Aydemir kalabalık gruplar halinde katıldılar. Katılan siyasi parti lideri ve temsilcilerinden birer kişi açılışta konuşma yaptılar.
İstiklal Mücadelesi yolunda “Kahraman Türk Kadınları Defilesi” ile başlayan Çalıştay, açılış ve protokol konuşmalarıyla devam etti. Alanında uzman tarihçilerin ve Yörük Beylerinin katıldığı Çalıştay’da ‘Yörük/Türkmen Dernekleri’ oturumunda, Oturum başkanı Teke Bölgesi Yörük/Türkmen Dernekleri Federasyonu Başkanı Abdullah Duman, HOYDER Başkanı Salih Toros, Urfa Karakeçililer Derneği Başkanı Abdulkadir Akıl, Ertuğrul Gazi Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Nihat Kula, Anadolu Yörük/Türkmen Federasyonu Başkanı Ramazan Kıvrak, Yörük/Türkmen camiasının aksakallısı Niyazi Çapa, Türk Boyları Konfederasyonu Gen. Bşk. Yrd. Orhan Akçan, YÖRTÜRK Başkanı Mustafa Tombuloğlu, Yörük/Türkmen Derneklerinin bir STK olarak karşılaştıkları sorunları konuştular.
‘Yörük/Türkmen Kadınları’ oturumunda, oturum başkanı Prof. Dr. H. Feriha Akpınarlı, Antalya Yörük İl Hatunu Sibel Gezen, Eskişehir Ertuğrul Gazi Yörük/Türkmen Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Fadime Uzun, Kırşehir Karacakurt Köyleri Türkmen Derneği Kadın Kolları Başkanı Esma Güneş, Kütahya Yörük/Türkmen Derneği Kadın Kolları Başkanı Fatma Sever Akgün, Bilecik Teke Yöresi Yörük Türkmen Kültürünü Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Havvali Özdemir Şahin, Yalvaç Yörükler Derneği Başkanı Zekiye Aksu kadınlarımızın sorunlarını konuştular.
Bilim insanları oturumunda, oturum başkanı Prof. Dr. Mehmet Ak, Doç. Dr. Fatih Uslu, Doç. Dr. Mustafa Genç, Öğreti Gör. Döndü Can, Dr. Öğr. Görevlisi Hasan Fehmi Öz Yörük/Türkmen camiasının Türk dünyasında önemini konuştular.
Çalıştayın ikinci günü Doç. Dr. Devrim Alkaya, Karakeçili Yörük Beyi Recep Aydemir ve Kırşehir Karacakurt Türkmen Derneği Başkanı Serdar Güneş’in yöneticiliğinde illerden gelen dernekler fikirleriyle çalıştaya zenginlik kattılar.
Türkiye’deki Yörük Türkmenlerini bir araya toplayan ve Ankara Çalıştayının ilkine ev sahipliği yapan Karakeçili Sosyal Yardımlaşma Kalkınma ve Kültür Dernek Başkanı Kadir Hasgül, çalıştayla ilgili olarak basın mensuplarına bilgiler verdi.
Her yıl düzenli olarak Kırıkkale Karakeçili’de gerçekleştirilen “Yörük Türkmen” şenliklerini pandemiden dolayı yapamadıklarını hatırlatan Hasgül, “Bir buluşma olması için Ankara’da ‘Yörük Türkmen Çalıştayı’ düzenledik. Bütün Yörük Türkmen camiasına, Türkiye genelinde 150 dernek başkanını ve federasyonu davet ettik. Türkiye’nin dört bir yanından, Hakkari’den tutunda Antalya’ya, Rize’den tutunda Hatay’a kadar Türkiye’nin her yerinden Yörük Türkmen derneklerini buraya toparladık. 2 yıllık aranın ardından tanışıp tekrar kaynaşalım istedik” ifadelerini kullandı.
Çalıştayın amacının Yörük/Türkmen camiasının birliğini sağlamak olduğunu belirten Hasgül, Yörük/Türkmen sembollerinden olan Keyfiye hakkında da bilgiler verdi.
Yörükler, Horasan’dan çıktıklarında, ‘biz gidelim demişler’ ama kıtlık olunca Anadolu’ya gidelim demişler. Gittikleri yerde de bir işaretle birbirlerini tanımak istemişler. O gün gittikleri yerde yağmurlu bir hava varmış. Gökkuşağını görüp o renklere göre bir keyfiye yapalım ve birbirimizi tanıyalım demişler” ifadelerini kullandı.
Başkan Kadir Hasgül’ün açıklamalarından satır başları:
Yörük Kültürü Anadolu coğrafyasının, Türkiye ‘nin kültürel dokusunun temel yapı taşıdır. İnsan ve doğa sevgisiyle şekillenmiş barış, hoşgörü, eşitlik, emek ve özgürlük idealleriyle yoğrulmuş bir yaşam tarzıdır.
Kendi dünyasını sırtında taşıyan, kadim bir kültür olan Yörük kültürü, sahip olduğu ve savunduğu değerlerle evrensel kültür mirasının da bir parçasıdır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Toros Dağları’na bakınız, eğer orada tek bir Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez” sözlerini bizlere vasiyeti olarak benimsiyoruz.
Kara çadırda simgeleşen değerleri, yaşamın her alanında hayata geçirerek; bizlere bırakılan vasiyeti yerine getirmeye çalışıyoruz.
Biliyoruz ki; milli kültürümüzü detaylarıyla ve değerleriyle anlayarak geleceğe uyarlarsak, yeni kuşaklarımıza öğretirsek ve kamu yönetiminde uygularsak dünya çapında güçlü bir halk, güçlü bir millet ve kültür olarak başköşede yerimizi alırız
Yerel değerlere sahip çıkmadan onun gelişimine katkı sağlamadan, bütün insanlığın ortak mirası anlamında evrensel değerlerin bir parçası olamaz.
Bu noktada bize düşen görev, Yörük kültürünü ve savunduğu değerleri obada, şehirde, evde, işte ve yaşamın her alanında yaşamaktır.
Karakeçili Yörük Beyi olarak tanınan Recep Aydemir ise, “Ankara’da ilk kez düzenlediğimiz Yörük Türkmen Çalıştayına Türkiye’nin dört bir tarafından Yörük beylerimiz, dernek başkanlarımız iştirak ettiler. Yaklaşık 70 ilden dernek başkanımız ve misafirimiz geldi. Sembolümüz olan keyfiye de üzerimizde. Çalıştayı birlik ve beraberlik olması için düzenledik. Elimizden geldikçe kültürümüzü yaşatmamız ve dedelerimizden kalan mirası sürdürmemiz gerekiyor” dedi.
“KÜLTÜRLERİNİ KORUMA KONUSUNDA YEREL MANTIĞI BENİMSERLER”
Teke Yörük Türkmen Dernekleri Federasyonu Başkanı Abdullah Duman’ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Bugün dünya genelinde en fazla ihtiyaç duyulan konuların başında adalet, insan hakları ve ahlak gelmektedir.
Yörük Türkmen kültürü, bu saydığımız değerler üzerine inşa edilmiş kadim bir kültürdür. Tabiatta var olan canlı cansız bütün varlıklara, tabiat olayları da, dâhil olmak üzere, bunlarla barışık yaşamayı kendisine prensip edinmiştir.
Yörük Türkmen, hayatını tanımlanmış prensipler üzerine kurgular. Çadırını kurarken, rüzgârı hesap eder, sel olması ihtimalini göz önünde bulundurur, çünkü çadır Yörük Türkmen’in evidir. Çadırının kazıklarını çaktığı her yer onun için yurttur, vatandır. Dolayısı ile yurdu onun kutsalıdır. Hiçbir Yörük Türkmen bir başkasının yurduna konmaz, vatan bilinci gelişmiştir. Konargöçer hayatı devam ettiren sayılı Yörük’ün dışındaki insanlarımız, bugün yerleşik hayata geçmişlerdir. Dünyaya ve hayata bakışlarında bir değişiklik yoktur. Ekonomik konularda küresel düşünürken, kültürlerini koruma noktasında yerel bir mantığı benimserler.
Tabiatta var olan hiçbir şeyi, yok etmek gibi bir düşünceleri yoktur. Bizim insanlarımız hayvan severdir, doğada var olan hiçbir hayvanı, buna yırtıcı hayvanlarda dâhil, hiçbir böcüyü börtüyü reddetmez, fakat tedbirini sağlam alır. Her birinin ayrı bir işlevi olduğunu bilir.
Özellikle, ormana karşı oldukça duyarlıdırlar. Kesinlikle ormanı yakmaz, yok etmezler.
Davarını ormana ölçülü salar, yarınını hesap eder. Buna bir nevi ormanın tımar edilmesidir diyebiliriz.
Yörük, ormandan kovulduktan sonra, orman yangınları arttı, ağıdını yakmak da yine Yörük Türkmen’e düştü. Ateşe kurban verilen ormanlarımız, sınırlı sayıdaki konargöçerlere açılmalı, hatta konargöçer hayat “somut olamayan kültürel miras” kapsamına alınmalıdır. Devletimiz sınırlı sayıdaki konargöçerlerin sosyal güvenliğini ve çocuklarının eğitimini karşılamalıdır.
Yörük Türkmen, tüketen değil, üretendir. Kendi ürettikleriyle kendi kendine yeten bir topluluktur. Onların bu özellikleri, bilinçli bir şekilde ellerinden alındı. Ormanlardan, yaylalardan kovuldular malcılığı bıraktılar, yerleşik hayata geçtiler tarıma başladılar, tarım girdileri ürettiklerinden fazla olunca, tarımı terk ettiler. Üreten bu topluluk, bugün tüketen bir topluluk haline dönüştürüldü.
Bizde bir söz vardır “Ekme ekin eğlenirsin, çek deveyi, sür davarı beylenirsin” deyip, konargöçer hayata dönelim demiyoruz. Üreten toplum özelliğimizi, milletimize tekrar kazandıralım diyoruz. Coğrafyamızın milletimize sunduğu kaynaklarımızı, kendimiz işleyerek, üretelim diyoruz.
Konargöçer hayatın Türk Milletine bıraktığı muazzam bir medeniyet, harika bir kültür var.
Rahmetli Prof. Dr. Durmuş Yılmaz hocamız bu medeniyete ‘Çadır Medeniyeti’ derken, bazı hocalarımız ‘Keçi Medeniyeti’ olarak ifade ederler. Bu medeniyetin bize has bir kültürü var.
Bugün, Türkiye’nin her bölgesinden gelen ve gelmek isteyip de gelemeyen Yörük Türkmen Derneği Başkanlarımız, beylerimiz kadim kültürümüzü yaşatmak, geliştirmek ve gelecek nesillerimize aktarmak için yaşadıkları bölgelerde birer ‘ÇOBAN ATEŞİ’ yaktılar.
Çoban Ateşi, şafak söktü güneş doğacak demektir. Türk Devletleri Teşkilatının kurulmasını Türk Milleti adına, şafağın söktüğü anlamını yüklüyoruz. Artık güneş Türk Milleti için doğacak.
Başkanlarımızın, beylerimizin yakmış olduğu Çoban Ateşi, Türk dünyasında ciddi bir karşılık buldu.
Bizler Türk Devlet Teşkilatına üye devletlerin kültürel bileşeni olacağız. Bu anlamda, burada bulunan başkanlarımız, beylerimiz ve gelemeyip gönülleri bizlerle olan başkanlarımız ve beylerimizin omuzlarında ciddi yükler var. Bizler bu yükün ağırlığını ve bize yüklediği görevi biliyoruz.
Camiamız adına siyasi olarak söyleyebileceğiz sözde şudur:
Yörük Türkmen camiası aldatmaz, aldatılmayı da sevmez. Her zaman onurlu birlikteliklerden yanadır.
1.Ankara Yörük Türkmen Çalıştayı bitiminde, bütün derneklerin oluruyla çalıştay sonuç bildirisi hazırlandı ve katılımcı derneklere okundu.
Çalıştay sonuç bildirisinin tam metni:*Konargöçer hayatın “somut olmayan kültürel miras kapsamına alınması.
*Yörük Türkmen Derneklerinin kamu yararına dernekler kapsamına alınması.
*Kırsaldaki kadınların Yörük/Türkmen kültürü, kırsal hayat ve modern kent yaşamı vb. konularda kendilerini geliştirecek ‘üretici kadın okulları, kampları’veya ‘çiftçi kadın okulları’ oluşturmak. Dönemsel kamplar şeklinde konaklamalı eğitim, bilgilendirme modülleri oluşturmak.
Örneğin, aile ekonomisi, tarım sanatları, yerel ürün değerlendirme, tarım, sosyal medya, kadın hakları, hukuk ve ticaret vb. gibi.
*Kırsalda yaşayan ve çiftçiliğe yeni başlamış veya başlayacak olan gençlere ‘genç çiftçi desteği’ şeklindeki uygulamanın geliştirilerek sürdürülmesi.
*Gençlik ve gelecek algısı milli ve manevi değerlere bakışı ‘değerler ölçüsü ve gençlik’ algı, tanıtım, beklentiler üzerinde düzenlemeler yapılması.
*Aile kavramı ve bütünlüğüne gençliğin bakışı ve demografi değişiyor mu? Araştırılmalı. Gençlik, aile kurma geleceğimizin ‘kırsal ve kentsel ayırımı’ yapılmalı.
*Yayla hayvancılığı, Yörük/Türkmen yaşamı küçükbaş hayvan yetiştiriciliği kültürel mirasını korumak ve geliştirmek.
Yayladaki küçükbaş hayvan yetiştiren üreticiler/işletmelerin envanterlerini çıkarmak, kayda almak, yayla, mera ve yaylak, güzlek ve kışlak alanlarını belirlemek, modern ve yerel ihtiyaçlarla donatımlarını sağlamak, ürün pazarlamalarını ve işlemelerini sağlayacak ortamlar-organizasyonlar oluşturmalı.
Eğitim kapları oluşturmak, yerel ürün üretimi ve belgelenmesini sağlamak.
Bölgesel konaklama çadırları temin edip altyapı imkânlarını geliştirmek.
*‘Yörük/Türkmen Kültürü ve Kırsal Turizm’
Yörük/Türkmen kültürünün (konaklama, kıyafet, yemek, lehçe vb.) yaşandığı yerlere içerisinde canlı hayat olan kırsal turizm planlaması yapmak.
*Eğitim ailede başlar düşüncesinden hareketle, ev hanımı ve çalışan annelerin çocuklarını yetiştirmelerinde rehabilite edilmesi ve yasal düzenlemelerle hayatları kolaylaştırılmalı.
*Yüz ve üzeri küçükbaş malı olan hayvan üreticilerinin sosyal güvenliğinin sağlanması ve hayvan üreticiliğinin bu kapsamda teşvik edilmesi.
*Dünyayı bekleyen en büyük tehlike su sorunudur, ülkemizin de toprak, su ve doğa sorunları üzerine ciddi planlamalar yapılmalı.
*Türkiye’de faaliyet gösteren birlik, federasyon, konfederasyon ve derneklerin her yıl düzenli bir şekilde toplanarak geleceğe dair planlamalar yapmalıdır.
*Yörük/Türkmen Camiası, Dernek, federasyon, Konfederasyon, birlik ve vakıfların aralarında birliğin sağlanmasının, Türk Milletinin birliğine katkı sağlaması yönünde önemli etkilerinin olacağı bilinciyle planlamalar yapmasının sağlanması.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Yörükler/Türkmen Dernekleri Çalıştay bitiminden sonra, soy büyükleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü unutmadılar, topluca anıtkabiri ziyaret ettiler.