17 Nisan 1993 yılında tartışılan bir ölümle hayata veda eden merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal 80 darbesi öncesi Demirel vasıtasıyla siyaset sahnesine ayak basmıştı. Darbe öncesi liyakatının mükafatını 80 darbesi sonrası çeşitli tavsiyeler ile ekonominin teslim edildiği ve Başbakan Yardımcılığı görevi verilen Özal, bu görevden 82 yılı yazında istifa ederek inzivaya çekildiğinde aklında tek bir şey vardı. Siyasete girmek…
Doktorların okyanus ötesinden ABD’nin Houston eyaletinden fotoğraf karesinden hastalık teşhisi koyması, Özal’ın bu doktorlara, “Başbakanlığa hazırlanıyorum” deyip kilo verip kondisyonunu arttırırken, bir taraftan da bazı kişilerle fikir alışverişinde bulunarak siyasi sahnesinin temel taşlarını elleriyle döşedi.
Ankara’ya döner dönmez Kenan Evren’in kapısını çalan Özal bazı şartlara boyun eğerek onayı almayı başarmıştı.
Anavatan Partisi’ni (ANAP) kuran Turgut Özal abisi Süleyman Demirel’in perde arkasından desteklediği Büyük Türkiye Partisi’yle rakip olarak abisi Demirel’e rakip olmuştu.
Ancak parti kurma aşamasında dönemin büyük isimleri Erbakan, Türkeş ve Demirel’de sahnede yer almak istiyorlardı. Kenan Evren başkanlığındaki konsey bu isimleri ardı ardına veto etmeye başlamıştı.
Vetolar hız kesmeden devam ederken Konsey destekli biri sağ biri soldan iki parti, Anavatan Partisi’yle yarışa girecekti.
6 Kasım 1983 günü tüm baskılara, engellemelere rağmen seçimde ipi göğüsleyen Özal liderliğindeki ANAP olacaktı.
Başbakanlık koltuğuna oturduğu 1983 yılından 1987’ye kadar ekonomi başta olmak üzere bir çok alanda çağ atlatan Özal’ın “Yeni Türkiye” söylemi bu tarihte daha gür bir sesle dillenmeye başlamıştı.
Evren’in Bakan görevden almaya kadar ilerleyen istekleri Özal’a da Cumhurbaşkanlığı koltuğuna erişme planları yaptırmaya başlamıştı.
Bu planların taslağı ise yine ABD’nin Houston eyaletinde oluşturulmuştu.
31 Ekim 1989’da bu hedefine de ulaşan Özal’ın fikirlerini faaliyete geçirmesindeki son engelde kalkmıştı.
Yukarıda devlet memurluğundan liyakatı ve başarılarıyla yükselen Cumhurbaşkanı Özal yönetiminde neler yapacaktı?
Ve kayıplar bundan sonra başladı…
Başbakanlık koltuğunu Yıldırım Akbulut’a teslim eden taze Cumhurbaşkanı Özal ODTÜ mezunu Hüsnü Doğan’ı ise kendi Başbakanlığı döneminde önce Devlet Planlama Teşkilatı’nda (DPT) araştırmacı olarak daha sonrada Orman Bakanlığı görevine getirmişti.
Yeğeni Hüsnü Doğan’ı Cumhurbaşkanlığı görevinde de yalnız bırakmayan Turgut Özal, sınırımızda patlak veren Körfez savaşında da Savunma Bakanlığı görevinde “Bizim yetim Hüsnü” diye sıfatlandırdığı Hüsnü Doğan’ın olmasına göz yummuştu.
Başarısız politikalar sonucu Körfez Savaşı’ndaki başarısızlığın faturası Irak’ın kuzeyindeki Kürtlere 100 binlerce kürdün faturası ise Türkiye’ye kesildi. Bu Kürtlerin Türkiye’ye girmesiyle birlikte aralarına sızan PKK üyeleri ise yurt içinde faaliyetlerine hız vererek 1993 yılında ardı ardına düzenlenen terör eylemlerinin zeminini hazırlamıştı. Özal bu sürecin faturasını ise Yetim Hüsnü’ye kesmişti.