İtiraf edeyim ki…
20 seneden fazladır dost meclislerinde “davranış bozukluğunu karizma zannetmek algı kusurudur “ aforizmamın aynı dost meclislerinde yeni yeni kabul gördüğünü gözlemlememin keyif verdiğini saklamayacağım.
“Tarihe geçme” fırsatını teğet geçen, içinde başarı/başarısızlık/kafa karışıklığı/ kafa tutma dahil 20 yıllık bir öykü barındırıyor iktidar….
Ve son 10 yılına bakarsak…
Vatandaşı önce “izah yorgunu… ”
Sonra “karizma bıkkını” yapan siyasal sürecin kesintiye uğraması (!) dahil birçok sürprize kapı araladığını çok kişinin fark ettiğini düşünüyorum.
İKTİDARIN LİBERALLİK DENEMESİNDEN KAPALI KUTUYA UZANAN YOLCULUĞU…
Terörle mücadele, kısmen sağlık dışında her şey iktidar açısından geriye doğru yolculuk yapıyor.
Enflasyon rakamlarını dahi gizleyen kapalı bir kutuya dönüştü iktidar.
Gerçekten çok komik.
Vatandaşın dolduramadığı file’den daha net bir enflasyon rakamı olur mu?
Hayat pahalılığını hayatı yaşayandan daha iyi kim bilir ki?
Ölünün üzerine gazete kağıdı atmak gibi bir şey bu.
Gizleyemezsin… Kokar…
Kokuyor da…
İktidar iç mantığını yitirmenin eşiğinde. Peki, muhalefetin durumu nasıl?
Öyle ya işler bu kadar kötüyse muhalefet iktidar için gün sayıyor olmalı!
PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK MUHALEFETTE AMA!
Üzgünüm Leyla!
Yok öyle bir şey!
İktidar yarısı organik sosyal medya gücüyle psikolojik üstünlüğü ele geçirse de henüz yolun başında ve en az iktidar kadar kafası karışık.
Muhalefetin bir lideri yok!
Birden fazla var!
Lider kıtlığı çekerken, lider enflasyonu ile karşı karşıya muhalefet…
Herkes ağa, maraba yok!
İktidarın oyları -şimdilik- ciddi şekilde inince, “kim aday olsa kazanır” moduna geçen parti liderleri, belediye başkanları, karizmatik muhalefet vekilleri adaylık için yüksek performans gösteriyorlar.
Adaylık için gösterdikleri performansı seçimde gösterseler, iktidar kazanamaz!
Ama göster(e)mezler!
Kılıçdaroğlu’nun adaylığı çok istediği ve an itibariyle adaylığı en yakın isim olduğunu söylemek mümkün.
Mümkün ama Kılıçdaroğlu’nu destekleyenlerin çoğu “Kemal beyle kazanamayız” kelimesini uygun kulaklara da eş zamanlı fısıldamayı da ihmal etmiyor.
Meral Akşener‘in defteri kapattığını düşünenlerin yanıldığını söyleyebilirim.
Davutoğlu’nun şansı yüzde 1 ama “Başbakanlık yaptım. Devlet umuru gördüm. Aday olamayacaksam, olacak olanı belirlerim!” hırsı göze çarpıyor.
Her kesimden oy alabileceği öngörülen İlhan Kesici’nin apartta beklediği…
Imamoglu’nun “Görünüşte Kılıçdaroğlu’na itiraz etmem ama kritik zamanda lobimi harekete geçirip adaylığı alırım “ diye emin bir havada olduğu açık…
TOP MANSUR YAVAŞ’A SEKECEK GİBİ!
Tüm bu gelişmeleri sakince seyreden Mansur Yavaş‘ın tüm anketlerde muhalefetin kazanmaya en yakın aday olduğu bir sır değil.
Ama ‘sır’ mış gibi davranılması neden acaba?
Bunu çözen, denklemi de çözer!
Sizi siyasetin meltem rüzgarlarından lodos’a götüreyim mi?
Bana göre kesişleme ama hadi lodos diyelim!
LİDERİN YANINDAKİLER VE YANCILAR!
Liderlerden daha çok lider gibi davranan, liderlerin yanında pozisyon alanlar.
O kadar havaya girdiler ki…
Kimi fox’un başına, kimi Hürriyet’in tepesine, kimi iletişim başkanlığına getireceklerini şimdiden belirlediler, birbirlerine “başkanım, yayın yönetmenim “ v.s. v.s. demeye, hatta sembolik kutlama yemeklerine başladılar bile…
Bu meselenin ayrıntılarına girersem 3 – 4 yazı ancak paklar ama Kılıçdaroğlu’nun kıdemli özel kalem müdürü Şükran ?ütükçü‘den hala Kılıçdaroğlu’nun örtülü basın müşavirliği yanında arada RTÜK üyeliği de yapan Okan Konuralp’e kadar kendi kendisini Koç Başı ilan edenlere kadar irili ufaklı 6 – 7 lobi var.
İktidar örneğinde olduğu gibi, liderleri yanındakiler değil, yancılar yakar!
Yakacaklar da !