Karaciğer yağlanması; ‘alkole bağlı’ ve ‘alkole bağlı olmayan’ şeklinde iki gruba ayrılıyor. Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması da ‘basit yağlanma’ ve NASH (non alkolik steatohepatit) olmak üzere yine 2 gruba ayrılıyor. NASH fazla kilolu, diyabet veya insülin direnci olan kişilerde görülen karaciğerde yağ birikmesi durumu olarak tanımlanıyor. Hastalık ne yazık ki siroza dönüşünceye kadar belirti vermiyor.
Basit yağlanma ise herhangi bir soruna neden olmuyor. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, Dünya’da ve ülkemizde hızla artan karaciğer yağlanmasıyla ilgili bilinmesi gerekenleri şöyle anlattı:
SEBEPLERİ NELERDİR?
Karaciğer yağlanmasının en önemli nedenini sağlıksız beslenme tarzı oluşturur. Fruktozdan zengin mısır şurubundan imal edilmiş yiyecek ve içecekler, işlenmiş ve trans yağlardan zengin bir diyet ve aşırı kalori alımı önce göbek bölgesinde ve ardından karaciğerde yağlanmaya neden olur. Fazla miktarda kalori alımının söz konusu olduğu durumlarda karbonhidrat ve proteinler vücutta glikojen ve yağ olarak depolanır. Normal koşullarda insülin, yağları depolayan bir hormon olarak etki gösterir. İnsülin direnci ortaya çıkınca bu durum tersine döner, kana yağ dokusundan vücuda bol miktarda serbest yağ asidi girer ve karaciğere taşınır. Toplumumuzda en sık görülen kronik hastalıklardan biri de karaciğer yağlanmasıdır. Alkol tüketimi, obezite, diyabet, kolesterol yüksekliği, Hepatit B ve C gibi karaciğer hastalıklarında kullanılan ilaçlar karaciğer yağlanması riskini artırır.
KARACİĞER YAĞLANMASI
1) İnsülin direncine, (vücudun yeterli insülin üretebildiği halde etkili olarak kullanamamasıdır),
2) Diyabete (Karaciğeriniz yağlıysa, bu sorun sizin gizli şeker hastası yani diyabet adayı olduğunuz anlamına gelir. Alkol dışı karaciğer yağlanması olan hastaların yüzde 50-100’ü obezdir. Yine Tip II diyabetli hastaların yüzde 50’sinde karaciğer yağlanması vardır),
3) Kolesterol yüksekliğine (Alkol dışı karaciğer yağlanması olanların yüzde 20-80’inde kolesterol ve trigliserid yüksekliği, HDL yani iyi kolesterol düşüklüğü söz konusudur),
4)Vücutta toksin birikimine (Karaciğer yağlanmasıyla ilgili ikinci problem vücudun detoks sisteminin iyi çalışmamasıdır. Çünkü yağlı karaciğer bedeni toksinlerden temizleme işini aksatır. Bu durumda vücut yeterince güçlü detoks yapamaz hale gelir. Bu da toksin yükünüzün artması, kilo almanızın kolaylaşması, mitokondrilerinizin yani bedeninizin yorgun düşmesi anlamına gelir),
5) Siroza,
6) Karaciğer yetmezliğine neden olabilir.
KORUNMA YOLLARI
Alkol kullanmayın
Egzersiz yapın,
Kilo verin,
Liften zengin sebze ve meyve ile beslenin. Özellikle enginar yiyin (içinde hepatit koruyucu silimarin maddesi var, ayrıca lif, magnezyum, folat ve C vitamini var) oligofruktozdan zengin sebzeler tüketin (hindiba, soğan, sarımsak, enginar, kuşkonmaz gibi…)
Yağlı et yemeyin,
Yağdan zengin kuruyemişleri az tüketin.
Aşırı karbonhidrat ve şeker yemeyin. Yüksek glisemik indeksli patates, beyaz ekmek ve beyaz pirinçten kaçının,
Şarküteri ürünleri tüketmeyin,
Doğal gıdalarla beslenin,
Marketlerdeki hazır yiyeceklerden uzak durun,
Meyve suyu ve yüksek fruktozlu mısır şurubundan yapılmış içecekleri tüketmeyin,
Düşük kalorili diyet uygulayın,
A vitamini ve demir preparatları kullanmayın.
KAYNAK: SÖZCÜ