Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu.
Konuşmasına 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümüne ilişkin açıklamalarda bulunan Özel, “Kim darbeye yeltenirse karşısındayız. Demokrasinin arkasındayız” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin elini öptüğü görüntülerle gündeme gelen Özel Harekat Başkanı Süleyman Karadeniz’i eleştiren Özel, “Sen devletin polisi olmayı yanlış anlamışsın. Devletin memuru, memur gibi davranacak. El etek öpmesini kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
15 Temmuz’da halkın iradesine kastedenler, demokrasiye vurdular ve geri püskürtüldüler. CHP hiç şüphesiz anılan terör örgütüyle, anılan cemaatle tarihsel husumeti olan bir yapıdır. Yıllarca biz bunlarla mücadele ettik, tehlikelere dikkat çektik. Bu meclisin tutanakları, başta rahmetli Kamer Genç olmak üzere, yapılan yanlışlara işaret eden uyarı konuşmasıyla mevcuttur. Karşılığında duyduklarımız, bugün hatırlatmanın ne bie ne de başkasına faydası olmayan ama o çarpık yapıyı sahiplenen, o hain yapıyı sahiplenen ifadelerle doludur. Bugün geldiğimiz noktada, 15 Temmuz’da yapıla darbe girişiminde, ki bütün darbeler doğası gereği iktidara yapılır, bütün ülkenin, bütün dünyanın dönüp muhalefete baktığını ve ana muhalefetin gözünün içine baktığını hatırlatmak isterim.
O gece 16 arkadaşımızla genel merkezde toplandık ve ‘Bugün Meclis kapalı, açılmasını talep edelim. Gidelim sahip çıkalım’ dedik. Biz Meclis’in açılmasını teklif edenler, Sayın İsmail Kahraman da Meclis’i açan olarak burada buluştuk… Hep birlikte Meclis’e giren, darbeye direnen, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, çok geç ve güç olarak İstanbul’a indiğinde ona ulaştığımızda da onun tavrıyla darbeye karşı en net tavrı gösteren grup bizdik. Bülent Tezcan, ‘Vakit demokrasiye sahip çıkma vaktidir, tankların üzerine çıkma vaktidir’ dedi CNN’in canlı yayınına bağlanarak. Levent Gök, Tekin Bingöl darbeye direnme çağrısı yaptılar.
CHP’nin vazgeçmediği tercihi, parlamanter sistemdir
O gün orada bulunan tüm milletvekillerimiz ve illerindeki tüm milletvekillerimiz demokrasiye, Meclis’e, halk iradesine sahip çıktı. Zaman zaman diyorlar ki; ‘CHP artık güçlendirilmiş parlamenter sistem demiyor mu?’ Açık söylüyorum, her konuda bu ülkeyi nasıl yöneteceğimizi, işçiler, emekçiler, gazeteciler, basın özgürlüğü için, en üst düzeylerde demokratik standartlarda hak arama mücadelelerine destek vermek için, tarım, milli eğitim, dış politika, savunma sanayii için bu partinin önerileri vardır, bu ülkeyi nasıl yöneteceğini hem kademe kademe önümüzdeki seçime doğru tüm şeffaflığıyla vurgulayacaktır. Bu ülkenin yönetim sistemi için de CHP’nin vazgeçmediği tercihi, güçlü bir parlamentodur, parlamaenter sistemdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
15 Temmuz’da hiç asılmayan binalara Atatürk resimleri asanlar, hata yaptık, sadakata baktık liyakata değil diyenlerin, şimdi aynı hataları tekrar ettiklerini görüyoruz. O yüzden, iyi yetişmiş, liyakatlı kadroların ve kesinlikle cemaatlere, partilere, kişilere değil, devlete olan sadakatin öneminin altını çiziyorum. Bu devletten maaş alan üzerinde üniforması olan birilerinin siyasetin bir kısmını temsil edenlerin elini öpmesini asla kabul etmiyoruz. Devletin memuru devletin memuru gibi davranacak. Siyasiler de üzerine düşen yükümlülüğün farkında olacaklar. Polis hepimizin polisidir, asker hepimizin askeridir. Türkiye Cumhuriyeti kimsenin tapulu malı değildir. Ben bir devlet memurunun, bir siyasi liderin eline sarılmasında muhatap hangimiz olursa olsun o devlet memuruna üstlendiği vazifenin gereğini hatırlatma gereğinde bulunurum.
İzmir’de elektrik akımına kapılan 2 kişinin ölümü
Bu ülkede ihmaller ölenin kimliğine göre, sorumluluğu olanın pozisyonuna göre değerlendirdikçe mesele düzelmez. Olayla ilgili Büyükşehir Belediye Başkanımıza ilk dakikada şu talimatı verdik; savcılarla tam bir işbirliği içinde sorumluların saptanması, cezaların çekilmesi için üstümüze düşen ne varsa kati bir tutum içinde olacağız.
CHP Genel Başkanı olarak hepinize söz veriyorum. Bu mesele ile ilgili arkadaşlarım bir Meclis araştırma komisyonu kurulması için başvuracak. Bunun için hep birlikte çalışacağız. Bir kaza olursa belki de ucu bize dokunacaklar hayır diyorum, belki de ucu bize dokunacak ama kaldırın engelleri diyorum.
İğneada davasında mağdurların arkasındayız
İğneada’da Sisli Vadisi’nde 6 vatandaşımız sel geldi boğularak öldüler. 10 aydır bir hukuk mücadelesi var. Tesisin kaçak olduğu, yıkım kararı olduğu ama uygulanmadığı öğrenildi. Kamu görevlilerinin yargılanmalarına izin verilmiyor. Biz ailelerin yanında olacağız. İğneada davasında mağdurların sonuna kadar arkasındayız.
Can Atalay’ın gerekçeli kararı açıklansın
Bugün enteresan bir konuyu sizlerle konuşmak isterdim. Konu bir hukuk katliamı. Gezi davasından 5 kişi içeride. Hepimizin yerine yatıyorlar. Gezi biziz kardeşim, hepimiz Gezi’deydik. Gezi bizim onurumuzdur. 2 kez beraat edenleri 3. kez yargılayıp mahkeme kararlarına rağmen içeride tutacaksın. Can Atalay milletvekili seçildi, yemin töreninde kürsüye çağrıldı. Salmadılar gelsin. Oy birliğiyle insan hakları komisyonuna seçildi kapıyı kapattılar ‘salmayız’ dediler. Yani millete, Meclis’e direniyor birileri.
AYM 25 Ekim’de hak ihlali diyor. 8 Kasım’da Yargıtay bu işlemi yok sayıyor. AYM yine hak ihlali kararı veriyor ama Yargıtay yine direniyor. 30 Ocak’ta milletvekilliği düşürüldü. AYM’den gerekçeli karar bekleniyor. AYM’nin üyelerine sesleniyorum sizi kimin atadığından bağımsız vicdanınızla bir karar verin, verdiğiniz kararın gerekçesini de yazın.
Bakalım Tuğrul Bey’e MHP ne diyecek
7 yılı geçen bir süredir içeride yatan Osman Kavala ile ilgili bugün Tuğrul Türkeş bir açıklama yaptı. Milliyetçi hareketten gelen herkesin başbuğ dediği Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde Türk heyetinin başkanıdır. Ziyaretimde bana şunu demişti: “Kavala orada tutuklu, biz bu odada hapisiz”. Biz Türkiye için çalışmak istedikçe karşımıza bu dava geliyor. Bu insanların hiçbiri Kavala’yı tanımaz ama sembol davadır. Hakim de cumhurbaşkanı da anayasaya uymak zorundadır. Tuğrul Bey emek verdi, olmadı. Bugün açıklama yapmış. Diyor ki, “Kavala’yı ziyaret edeceğim”. Hangi Kavala’yı? Biz söyleyince “Vatan hainlerinin adını anıyorsunuz, o ajandır” dedikleri Kavala’yı, Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş ziyaret edeceğini söylüyor ve diyor ki “Gerçek milliyetçilik budur”. Bakalım Tuğrul Bey’e MHP ne diyecek? Gezi Davası’nı inadına sürdürmek, bu insanları inadına içeride tutmak, Tuğrul Bey’in dediği gibi ne milliyetçiliğe sığar, ne vatanseverliğe sığar.
10 Sanyide 370 kişi yaşamını kaybetti
Maalesef bir başka mağduriyet deprem bölgesindeki adalet mücadelesi. Her seferinde dile getiriyorum. Memnun olduğumuz bir konu var ki burada kaldırılan apartman isimleriyle anılan davalarda biz neyin üstüne gidersek aileleri istediği için, belli ilerlemeler kaybediliyor. Bugün de Hatay’daki altı bloktan oluşan birinci kısım Emlak Bank evlerinin mağdurları hayatını kaybedenlerin yakınları burada. Bu evler depremin 10. saniyesinde çöktü. Altı blok birden. 370 kişi yaşamını kaybetti. 10 saniyede 370 kişi yaşamını kaybetti. Bu evleri yapan Mehmet Özat kaçtı, ailelerin yer bildirmesiyle mücadelesiyle Ankara’da yakalandı. Ortaklardan biri Mehmet Özat şu anda tutuklu, geri kalan şirketin ortakları bu apartmanlar yapılırken bu altı blok yapılırken ortak olan kişilerden bir başka Mehmet var. Nerede? Cezaevinde değil. Mahkemede değil. Dosyaya taraf ama yargılanıyor değil. Çünkü ev yapılırken ortakmış. Sonradan şirketten ayrılmış. Peki şimdi nerede biliyor musunuz? Hatay’da işinin başında. Mehmet Aydeğer depremden sonra bin 200 deprem konutunun yapım halesine girmiş. Almış toplam bedeli 3.7 milyarla şu anda kendi yapıp yıkılan evlerindeki insanlara verilecek konuklar için 3.7 milyar lirayı cebine koymuş deprem konutu inşatı yapıyor. Yazıklar olsun. Bu düzene yazıklar olsun. Adaleti sağlamayanlara, bu adamlara da bu imkanları sağlayanlara.