Milliyet Yazarı Özay Şendir, bugünkü köşesinde Tanrı Dağları’ndan bahsetti.
Fransız Doğu Bilimci Joseph De Guines’in 1756-1758 yılları arasında 3 cilt olarak yayımladığı “Büyük Türk Tarihi” kitabında Türklerin atası olarak Nuh Peygamberin oğlu Yafes’in adını zikreder ve Yafes’in oğullarından birinin adının Türk olduğunu yazar. Türklerin yaşadığı ilk olarak tanımladığı dağlar da Tanrı Dağı’dır. Aslında tek bir dağ değil Tanrı Dağları. Siyasi coğrafyaya bakacak olursak Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Çin’in Uygur Özerk Bölgesi sınırları içerisinde yer alıyor. Bakmayın siz yazıya bilmiş bir giriş yaptığıma, Tanrı Dağları üzerinde uçarken kitaplarda okuduklarınızdan çok, dağ üzerindeki sert türbülansların sona ermesini ve uçağınızın piste teker koymasıyla ilgileniyorsunuz.
KORGAS-DOĞU KAPISI, GELECEĞİ ŞEKİLLENDİREN NOKTA
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kuşak ve Yol Projesi’nde en önemli noktalardanbirisi de Kazak İli’nde yer alan Horgos sınır kasabası. İki binli yılların başında Çin’e çok yakın olduğu için başkenti Almatı’yı Astana’ya taşıyan Kazakistan ile Çin arasında ticaret hızla büyüyor. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2023 yılında 31 milyar doları aşmış durumda. Bana ilginç gelen şeyse Horgos’ta karşıma çıkan Serbest Ticaret Bölgesi oldu.
Pasaportla Çin sınırından çıkıp, Kazakistan’a girmediğiniz ortak bir alan yaratmışlar. Burada İtalyan, Dubai ve hatta Belarus free shopları var.
Muhakkak bir Türkiye bölümü de vardır diye dolaştım ama şaşırtıcı, öyle bir bölüm yoktu.
ÇİN’İN EN BATISINA UÇMAK
Sincan-Uygur Özerk Bölgesi, Çin’in batısında yer alıyor. İstanbul’dan Urumçi’ye gitmek için iki alternatif var. Birinci yol 10 saat Pekin’e uçup ardından yaklaşık 4 saatlik bir uçuşla Urumçi’ye ulaşmak. İkinci ve daha kısa yolsa, Taşkent, Bişkek ya da Almatı’ya uçup oradan 2 saatlik bir uçuşla yani toplam 7 saatlik bir uçuş yapmak. Ben ikinci yolu tercih ettim. Urumçi Uluslararası Havalimanı’na tek başıma indim.
Bu sayede ilk kez Türkiye Cumhuriyeti gri hizmet pasaportu gören görevlilerle tanıştım. Ülkeye girişim tahminimden daha kolay oldu. Aklınıza Çin Dışişleri Bakanlığı’nın düzenlediği organizasyon o yüzden kolay olmuştur diye bir fikir gelmesin lütfen. Ben söyleyinceye kadar organizasyondan haberleri yoktu.
KUŞAK VE YOL, PEKİN’İN YENİ STRATEJİSi
Türkiye, Urumçi ve Sincan Uygur Özer Bölgesi’ne dair hassasiyetlerin olduğu bir ülke.
Dolayısıyla, duyduğum her açıklama ve gezdiğim her yerde antenlerimi her zaman olduğundan daha açık tutmaya çalıştım.
Gezinin propaganda ayağı var mıydı, evet, vardı ama Çinliler bu işi ABD’liler kadar ustalıkla yapmıyorlar ve ne zaman propagandaya maruz kaldığınızı kolaylıkla anlıyorsunuz.
Orada görüştüğümüz en yüksek yetkili Çin Komünist Partisi Urumçi Genel Sekreteri Xingrui Ma’yı bir eyalet valisi gibi düşünebilirsiniz.
Vali, yaptığımız toplantı boyunca bölgedeki ekonomik gelişmeleri anlattı.
Neden ekonominin bu kadar üzerinde duruyor diye merak ettim. Vali, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne Çin’in en zengin vilayeti Guandong’dan gelmiş. Anladığım kadarıyla Pekin Yönetimi ekonomik zenginliği artırarak aidiyet duygusunu pekiştirmeye çalışıyor.
Siyasi olarak söylediklerinin temeli, Urumçi başta olmak üzere tüm eyaletin çok kültürlü olduğu tezine dayanıyor.
Toplantıda ve öncesindeki bölümde ABD Büyükelçiliği’nin hazırladığı raporları da konuştuk. ABD Büyükelçisi bölgeye gelmek için izin istemiş vermişler, sonra başka ülkelerin elçileri de gelsin talebi gelmiş, ona da evet demişler. Sonra gelenler olmuş ama ABD Büyükelçisi Urumçi’ye gelmemiş. Bu arada ayrı bir parantez açacağım ama Büyükelçimiz, göreve başlayalı bir yıl olmasına rağmen Urumçi’yi iki kere ziyaret etmiş.
GÜÇ BATI’DAN DOĞU’YA GEÇERKEN ÇİN
Dünya üzerinde son 10 yılda en çok duyduğumuz cümlelerden birisi gücün Batı’dan Doğu’ya transferi oldu.
Kimi kaynaklar 2028’de, kimi kaynaklar 2035 yılında Çin’in ABD’nin yerini alacağını ve dünyanın yeni lideri olacağını söylüyor.
ABD, dünya üzerinde bir sürü darbe, suikast ve çatışmanın ardında olmasına rağmen yaşam biçimi ve demokrasisini imaj ihracatında başarıyla kullandı, hep “Özgürlükler Ülkesi” olarak anıldı.
Bu noktada Çin’in durumu daha farklı. Türkiye dahil birçok ülkenin 1971 yılına kadar diplomatik ilişki kurmadığı bir ülke Çin.
Ankara, Pekin ile olan ilişkilerini, stratejik bir dikkatle götürüyor.
Bir yandan ekonomik ve siyasi ilişkiler gelişirken diğer yandan Uygur Türklerinin temel hak ve özgürlüklerine önem atfettiğini muhataplarına aktarmaya devam ediyor.
Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri Şi Cinping, geçen sene 3. dönem görevine başladı. Cinping, Çin devriminin lideri Mao’dan sonra ülkeye gelmiş en güçlü lider olarak gösteriliyor ama Mao’dan çok daha büyük bir ekonomik güce hükmediyor.
Çin’in ekonomik gücü bu anlamda her ülke için fazlasıyla değerli hâle gelmiş. Söz konusu gezide 8 farklı ülkeden gazeteciler ve düşünce kuruluşlarının üyeleri vardı. Suudi Arabistan adına gelenler Urumçi ile kardeş şehir olmayı önerdiler, İran’dan gelen heyet üyeleri her fırsatta iki ülke arasındaki iş birliğini geliştirme arzularından söz ettiler. Ekonomik güç, siyasi bir çekim merkezi yaratmış mı, evet yaratmış…
DİYALOG SEVEN BÜYÜKELÇİ
İsmail Hakkı Musa
Sincan Eyaleti’nin en önemli iki şehri, Urumçi ve ardından Kazak bölgesindeki İli’yi ziyaret ettikten sonra Pekin’e geçtim. Pekin’de ilk durağım hâliyle Türk Büyükelçiliği oldu. Tüm ömrünü Dışişleri Bakanlığı’na vermiş olan Büyükelçimiz İsmail Hakkı Musa’yla kahvaltıda Çin-Türkiye ilişkilerini konuşma fırsatım oldu. Sayın Büyükelçi, Nisan 2023’te göreve başlamış ve bu kısa süre zarfında iki kere Urumçi’yi ziyaret etmiş.
Farklı tarihlerde Paris Büyükelçiliği’nden, MİT Müsteşar Yardımcılığı ve vekaleten MİT Müsteşarlığı’na atanmış, AGİT Dönem Başkanlığı’nın Müslümanlara Karşı Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılıktan Sorumlu Özel Temsilcisi olarak görev yapmış bir diplomat Sayın Büyükelçi. Otelden Büyükelçiliğe geçerken 18 yıldır Pekin’de yaşayan elçilik şoförü “Hiç yerinde durmuyor” demişti, konuştuğunuzda anlıyorsunuz ki gerçekten hiç yerinde durmuyor.
Kuşak ve Yol ile Orta Yol projeleri dışında, Türkiye’nin Çin’e yaptığı ihracatın artırılması, Çin’den Türkiye’ye daha çok yatırım, daha çok turist gelmesi, ortak projeler geliştirilmesi gibi hedefleri var Büyükelçi Musa’nın. Çin Yönetimi ile medya üzerinden konuşmuyor. Bir Büyükelçi iki ülke ilişkilerinde ne kadar fark yaratabilir sorusunun cevabı aslında, randevu defteri dolu. Hemen hatırlatmakta fayda var ki, BM Güvenlik Konseyi üyesi olan Çin Halk Cumhuriyeti, başta Kıbrıs olmak üzere çeşitli konularda Türkiye’nin öneminin farkında bir ülke gibi davranıyor. İran-Suudi Arabistan arasındaki ara buluculuk Pekin’in Orta Doğu’ya ilgisini gösteriyor. Afrika’da, yükselen iki ülke Çin ve Türkiye, ABD-Fransa etkisini tamamen kıran ülkeler durumunda.
İpek yolu ve değişim
Urumçi, Pekin’den sonra Türkiye’de adı en fazla bilinen Çin şehri desem yanlış bir cümle kurmuş olmam. Urumçi’den aklında ne kaldı derseniz, birincisi, çoğu sahibini bekleyen, büyük toplu konut projeleri derim. Yani mimari açıdan vay ne güzel bir şehir diyebileceğim bir duygu hissetmedim. Bu girişin ardından en beğendiğim şeyi söyleyeyim: Çok müze gezmiş biri olarak söyleyebilirim ki, Urumçi’de Sincan-Uygur Özerk Bölgesi Müzesi, gördüğüm en iyi 10 şehir müzesinden biri sayılabilir. Çok iyi bir envanteri, dijital imkânların da yardımıyla, çok iyi sergilemişler. O müzede dikkatimi çeken İpek Yolu vurgusu Urumçi’nin her noktasında var aslında. Gezdiğimiz otomobil fabrikasında bile araçlar İpek Yolu üzerinde yaptıkları kilometre özelliğiyle tanıtılıyorlar.
Çin’de iletişim demek WeChat demek
Çinliler üzerlerinde nakit taşımıyorlar. Hayata dair ne varsa WeChat uygulamasını kullanıyorlar. WeChat sadece bir iletişim aracı değil aynı zamanda cüzdan, aynı zamanda çevirmen aynı zamanda anları paylaştığınız bir sosyal medya platformu. İnsanlar birbirlerinin Qr kodunu alıyor ve ardından iletişime geçiyorlar. WhatsApp ya da Instagram gibi bildik sosyal medya uygulamalarına normal bir Çin vatandaşı ancak VPN kullanarak ulaşabiliyor ancak yolda polis çevirip telefonunuzda VPN bulursa, bu Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşları için sorun olabiliyor.
Devrimin Neo-Liberalizm ile sınavı
Lüks ürünlere ulaşma konusunda Pekin caddeleri, New York’un 5. Caddesi ya da Paris’in Champs-Élysées caddesinden farklı değil.
Aklınıza gelecek her markanın ürününü bulmak kolay.
Bir zamanlar taklit ürünlerle dolu olan Çin’de, şimdi Çin’de üretilmiş en önemli markaların mağazaları var. Pekin’de hayat pahalı mı derseniz, evet pahalı, lüks ürünlerde fiyatlar dünya standartlarında.
İnsanların gelirleri arttıkça daha fazla lüks tüketime yönelmesinden, estetik operasyonlara ve kozmetik harcamalara yönelmesinden Çin de nasibini almış durumda. Sordum Çin’de en fazla yapılan estetik ameliyat çekik göz düzeltme ameliyatıymış.
Çok sayıda yabancı şirket ve çalışanın varlığı ev kiralarını da etkilemiş, Pekin’in merkezinde oturmak orta düzey bir memur için kolay bir hadise olmaktan çıkmış.
Anti-Batı odaklı bir Çin Milliyetçiliği
Yasak Şehir çok uzun yıllar boyunca Çin halkına yasak olan yerdi, şimdi hem Pekin hem de Çin’in merkezi hâline gelmiş durumda. Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası’nın varlığını kabul ettiği 56 farklı milliyetin buluşma noktası da sanki Yasak Şehir olmuş.
7 hektarlık bir alanda, iç içe geçmiş avlulardan oluşan bir imparatorluk sarayı Yasak Şehir dediğimiz. Tüm etnik gruplar yerel kıyafetleriyle Yasak Şehir’i ziyarete geliyorlar. Bildiğimiz anlamda bir milliyetçilikten söz edemeyiz ama enternasyonalizm yerini Batı karşıtı bir Çin mozaiğine bırakmış gibi biraz.
Bayram sabahı İli
İli, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Kazak ilinde yer alan bir şehir. Nüfusu 300 bin civarında. Bizim bildiğimiz adı Gulca, Çincede Yining olarak geçiyor. Mavi evlerden oluşan sokakları, şehir meydanında birlikte dans eden halkı, tarihi alanda düzenlenen festival açılışı ve misafir olduğum iki evde Kazak ve Özbek kökenli insanlarla, İstanbul üzerine konuşabilmek ayrı bir duygu.
Şaşırtıcı yanları var İli’nin mesela, İsviçre’de Luzern Gölü üzerinde, karşıdan karşıya geçmeye yarayan tahta büyük köprünün bir benzeri İli’de yapılmış. Denize binlerce kilometre uzaklıkta suyla kurulan yakın ilişki de aslında çok dikkat çekici. Tanrı Dağları’nın karlı zirvelerinden İli nehrine ulaşan su, her yerde karşınıza çıkıyor.
Kurbağa seslerinin senfonisiyle beraber uyuyorsunuz geceleri. Bana en ilginç gelen noktayla bitireyim: Tanrı Dağları öyle ilginç bir coğrafya ki, farklı yüksekliklerinde farklı bitki türleri yaşıyor, hayat o yüksekliklere göre şekilleniyor. Elbette at ve elbette okçuluk İli’de karşınıza çıkan çok tanıdık alışkanlıklar.