Omicron varyantı Delta’ya göre 70 kat fazla çoğalıyor!

0
2

Milliyet’ten Can Şişman’ın haberine göre; Dünya, Omicron varyantına dair her gün yeni bir haberle uyanıyor. Omicron’un tam olarak nerede ve hangi koşullarda ortaya çıktığı kesin olarak bilinmese de şu anda bilinen en kesin bilgi, varyantın Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) ilk defa 24 Kasım tarihinde Güney Afrika tarafından bildirilmiş olduğu yönünde. Omicron’un etkisiyle salgının başından beri en yüksek vaka sayısının 23 Aralık’ta görüldüğünün açıklanması ise tüm dünyayı diken üstünde tutmaya yetti. Son olarak ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) yetkilileri de Omicron’un ABD’deki korona varyantlarının yüzde 58.6’sını oluşturduğu açıkladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Türkiye’deki kalabalık illerde görülen yeni vakaların yüzde 10’dan fazlasının bu varyant kaynaklı olduğunu duyurmasıyla birlikte, Omicron hakkında merak edenler daha da arttı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü’ye hastalığa dair son bilgileri sorduk.

‘DELTA’YA GÖRE VÜCUTTA 70 KAT DAHA FAZLA ÇOĞALIYOR’

Alfa, Beta, Delta, Gamma ve şimdi de Omicron… Peki Omicron’un önceki varyantlardan farkı ne? Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, şu ana kadar yapılan gözlemlerde Omicron’un Delta varyantından daha hızlı bulaştığını söyledi. “Omicron, Delta’ya göre vücutta 70 kat daha fazla çoğalıyor, bu da bulaşıcılığını artırıyor” diyen Prof. Dr. Ceyhan, Omicron’un görülen vakalarda Delta ya da önceki varyantlara göre daha hafif seyrettiğini belirtti. Ancak bu hafif seyir halinin yanlış bir algı yaratabileceğine ve yanıltıcı olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhan, “Bu, varyantın kendisinden kaynaklanan bir özellik olabilir ancak şunu unutmamalıyız ki toplumda oldukça fazla sayıda insan hastalığı geçirerek ya da aşıyla kısmi de olsa bağışıklık kazandı. Bunun için ‘hafif seyrediyor’ gibi yanıltıcı bir sonuçla karşı karşıya olabiliriz” yorumunda bulundu.

‘HAKİM VARYANT HALİNE GELDİ’
Prof. Dr. Tevfik Özlü de Omicron’un çok kolay bulaştığına ve çok hızlı yayıldığına dikkat çekerek, “Bir diğer özelliği de aşılarla ya da hastalığı geçirerek elde edilen bağışıklıktan bir derece kendisini kurtarabilmesi” diye konuştu. Omicron’un Delta’yı geçerek hakim varyant olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özlü, Omicron’un Delta varyantına göre çok daha hızlı bir yayılma gösterdiğine işaret etti. Omicron’un neredeyse dünyadaki her ülkede karşımıza çıktığını söyleyen Prof. Dr. Özlü, bu varyantın görüldüğü ülkelerde vaka sayılarının kısa bir süre içinde katlanarak arttığına dikkat çekti. ABD’de ve Avrupa başta olmak üzere vaka sayılarında önemli artışların yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Özlü, “Omicron’la ilgili ortaya çıkacak olan pikin (zirve) daha önce yaşanan piklerden çok daha yüksek olacağı ve çok daha fazla hasta oluşturacağı tahmin ediliyor” diye devam etti. Avrupa ülkelerinde tekrar kapanmaların, kısıtlamaların ve yasakların döndüğünü vurgulayan Prof. Dr. Özlü, Avrupa ülkelerinin Omicron’u ciddi bir tehdit olarak algıladıklarına dikkat çekti.

‘GRİP VE NEZLEYE ÇOK BENZİYOR’

Peki Omicron’un belirtileri neler? Omicron varyantına yakalandığımızı nasıl anlayabiliriz? Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Omicron’a karşı özel bir belirtinin olmadığını söyledi. Omicron’da görülen tüm belirtilerin daha önce Delta ve önceki varyantlarda da görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Ceyhan, “Daha çok ağır seyirlerde gördüğümüz koku alma bozukluğu ya da çok yüksek ateş yerine daha çok hafif bulgular görülüyor” dedi. Prof. Dr. Ceyhan, Omicron’da vücut kırgınlığı, boğaz ağrısı, boğazda takılma hissi, hapşırma gibi belirtilerin görüldüğünü söyleyerek, “Daha çok nezlede gördüğümüz belirtiler var. Grip ve nezle arasında bir tablo görülüyor” dedi. Omicron’daki belirtilerin bir hekimin sadece hastayı muayene ederek anlayabileceği belirtiler olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ceyhan, “Hekimlerin hastalara ‘Bu daha çok Kovid-19’a benziyor’ deme şansı yok” diye konuştu.

‘ÇOĞU KİŞİ HASTA OLDUĞUNU ANLAMIYOR’

Prof. Dr. Tevfik Özlü de Omicron varyantının çok kolay bulaştığını ve çok hızlı yayıldığını belirtti. “Çoğu kişi hasta olduğunu anlamıyor. Nezle ya da grip zannediyor” diyen Prof. Dr. Özlü, görülen belirtilerin burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, boğazda yanma, kaşıntı hissiyatı, baş ağrısı, hafif vücut ağrıları, hafif ateş ve öksürük olduğunu söyledi. Vatandaşların bu belirtilerden ötürü Kovid-19 geçirdiklerini düşünmediklerini, rahatsızlığın soğuk algınlığı ya da nezle gibi algılandığını söyleyen Prof. Dr. Özlü, “Soğuk algınlığı ya da nezle zannedildiği için vatandaşlar test yaptırmıyorlar. Onun için vaka sayıları olduğundan muhtemelen daha düşük görünüyor ama bulaştırmaya devam ediyorlar” dedi. Çoğu kişinin “Kovid çıkarsam işime gidemem, günlük hayatımı yaşayamam, karantinaya tabi tutulurum” gibi düşüncelerle hastaneye gitmediklerine dikkat çeken Prof. Dr. Özlü, “Maalesef birçok kişi bu düşünceler nedeniyle hasta halde toplu taşımaya biniyor, çarşıya çıkıyor, toplumla iç içe yaşamaya devam ediyor. Bu da yayılmanın önemli faktörlerinden bir tanesi” dedi.

EN ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜYOR?

Omicron’un daha ağır bir hastalığa neden olup olmadığı konusunda kesin bir bilginin olmadığını söyleyen Prof. Dr. Tevfik Özlü, Omicron’un hafif seyrettiği, hastaneye yatış oranlarının düşük olduğunu ve ölümcül olmadığını belirtti. “Ancak bütün bunlara aldanmamak lazım” diyen Prof. Dr. Özlü, aşılanmamış olanların daha çok gençler olması nedeniyle hastalığın daha çok bu yaş grubunda görülmesinin, Omicron’un hafif seyrinin bir nedeni olabileceğine işaret etti. İyi senaryoda Omicron’un dünyada daha yaygın ama daha hafif seyredeceğini ve soğuk algınlığı ya da nezle gibi bir hastalığa dönüşebileceğini söyleyen Prof. Dr. Özlü, olumsuz senaryoların ise daha çok ön planda olduğunun altını çizdi. Kötü senaryoda çok sayıda hasta ve hastaneye yatışın beklendiğini söyleyen Prof. Dr. Özlü, yapılan simülasyon çalışmaları ile ciddi sayıda ölümlerin yaşanabileceğini belirterek, “Umarım bu gerçekleşmez” diye konuştu.

‘İŞTE O ZAMAN FELAKET OLUR’

Birçok uzman Omicron’dan en çok çocukların etkilendiği yönünde görüş bildirmeye devam ediyor. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, vakalarda en çok artışın olduğu grubun 5 yaş altındaki çocuklar olduğuna dikkat çekti. Delta’da daha yavaş bulaşan grupların Omicron’da ön plana çıktığını söyleyen Prof. Dr. Ceyhan, en büyük artışın çocuklarda ve genç yetişkinlerde görüldüğüne dikkat çekti. Omicron’un hafif seyrinin aldatıcı olmaması gerektiğini belirterek tedbirlerin elden bırakılmaması yönünde uyarıda bulunan Prof. Dr. Ceyhan, “Eğer bu varyant ağır seyretme özelliği kazanırsa işte o zaman felaket olur” uyarısında bulundu. Aşılarla ve hastalığı geçirmekle elde edilen bağışıklığın Omicron’da etkili olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ceyhan, pek çok kişinin arka arkaya Omicron enfeksiyonu geçirebildiğini belirtti.

JAPONYA-GÜNEY KORE ÖRNEĞİ

Şu anda dünyada pek çok ülkenin kısıtlama kararı aldığını, hatta yanı başımızdaki İran’ın sınırlarını kapattığını, pek çok Avrupa ülkesinde kısıtlamaların tekrar hayata geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Japonya ve Güney Kore karşılaştırmasının dikkat çekici olduğunu belirtti. Japonya’nın yüzde 78 üç doz aşılama yaptığını, üç doz aşılama oranının Güney Kore’de ise yüzde 82 olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ceyhan, Omicron varyantının Japonya’dan çok Güney Kore’yi etkilediğine dikkat çekti. Prof. Dr. Ceyhan, “Bunun en büyük nedeni Güney Kore’nin virüsle yaşamak gibi bir planı devreye koyması, sosyal hayata kısıtlama getirmemesiydi” diye konuştu.

AİLELER DİKKAT!

Omicron’a karşı okullarda mutlaka tarama testlerinin yapılması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “ABD’de kreşte dahil maske takmayan çocuklar okula gidemiyor” dedi. Okullardaki toplu aktivitelerde mutlaka maske takılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ceyhan, “Gerekirse okulların bölünmesi, sınıflardaki kalabalıklığın azaltılması, okulların havalandırılması için gerekli tedbirlerin alınması lazım” uyarısında bulundu. Omicron’a karşı velilerin bireysel önlemlerine dikkat etmeleri gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Ceyhan, “Kendileri hasta olurlarsa çocuklarına bulaştırırlar. Çocuklar da okulda başka çocuklara bulaştırır. Çocuklar aslında kurallara çok daha iyi uyarlar. Yeter ki siz onlara maskenin neden önemli olduğunu anlatın” diye konuştu. Prof. Dr. Tevfik Özlü de kapalı ortamlarda bir araya gelinmemesi, akraba ziyaretlerinin sınırlandırılmasını söyledi. “Kapalı sosyal alanlarda çok kalmamak lazım” diyen Prof. Dr. Özlü, pekiştirme dozunun mutlaka yaptırılması gerektiğini hatırlattı.

‘ÜÇ DOZ AŞI OLMAYAN KİŞİLER…’

Prof. Dr. Tevfik Özlü, Omicron’a karşı aşılarla elde edilen bağışıklığın zayıfladığını belirterek, “İki dozdan sonra koruma yüzde 30’lardayken üçüncü dozdan sonra yüzde 70’lere, 80’lere varan korumanın devam ettiği görülüyor. Omicron’un yayılmasına karşı alınabilecek en güzel tedbir hatırlatma dozlarının süratle yapılması” dedi. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan da Omicron’un aşılara karşı verdiği cevabın önceki varyantlara göre daha düşük olduğuna dikkat çekti. İki doz aşının Omicron’a karşı yeterli olmadığının altını çizen Prof. Dr. Ceyhan, “Artık üç doz aşı olmadan Omicron’a karşı korunmak mümkün değil. Mutlaka üç doz aşılanma olmalı” vurgusunu yaptı.

VARYANT İÇİN AŞI GELİŞTİRİLECEK Mİ?

Pfizer/BioNTech aşısının önceki varyantlara karşı koruyuculuğunun yüzde 91-92 iken bu oranın Omicron’da yüzde 70’e düştüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Omicron’un aşılara direnç kazanmasının, aşıların tamamen etkisizleştiği anlamına gelmediğini vurguladı. Toplumda varyant için aşı geliştirileceği yönünde bir algının oluştuğunu ancak bu beklentinin doğruyu yansıtmadığını söyleyen Prof. Dr. Ceyhan, hiçbir firmanın varyantlara karşı aşı geliştirmeyeceğini söyledi. Prof. Dr. Ceyhan, “Bir sürü firmanın aşı geliştirdiğini düşünün. Bir sürü yatırım yapacak, para harcayacak. Tam aşı kullanılır hale gelecek ama yeni bir varyant çıkacak. Bu yüzden hiçbir firma riske girip sadece varyantlara özel bir aşı geliştirmez” diye konuştu. Varyantlarla mücadelede şu anda yapıldığı gibi aşıların kullanımında ve doz sayısında değişikliklerin yapılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ceyhan, “Ancak yeni bir varyant aşılara karşı tamamen direnç gösterdiği takdirde işte o zaman yeni bir aşı geliştirilebilir” yorumunda bulundu.

Reklam Alanı