Nilgün Tekfidan Gümüş bugünkü köşesinde İsrail’e olan protestoları değerlendirdi.
İsrail’in Hamas’ın 7 Ekim baskını sonrasında Gazze Şeridi’nde başlattığı savaş uluslararası toplumda son dönemde ilginç tartışmalara ve kırılmalara yol açıyor.-
TÜRKİYE’NİN LAHEY ADIMI
GÜNEY Afrika’nın İsrail hükümetine karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı davada bilindiği gibi Ocak ayında soykırım sayılabilecek fiillerin önüne geçilmesi için ihtiyati tedbir kararı alınmıştı. Önceki gün de Türkiye, davaya müdahil olacağını açıklarken, başka ülkelerin de lehte ya da aleyhte dava sürecine taraf olabileceğine dair iddialar söz konusu.
Ankara’nın bu adımı tam da Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi hakkında yakalama kararı alabileceğinin ayyuka çıktığı bir döneme denk geliyor.
FİLİSTİN’İ ÇÖKERTME TEHDİDİ
İSRAİLLİ yetkililer hakkında Filistin’e yardım girişine engel olarak kasten açlığa mahkûm etme suçlamasıyla karar çıkabileceği belirtiliyor. Netanyahu, başta ABD olmak üzere UCM’nin olası bir yakalama kararının önüne geçilmesi için baskıları arttırıyor. Hatta Amerikan Axios haber sitesine göre ABD’yi olumsuz bir karar çıkması halinde Batı Şeria’nın Ramallah kentinde konuşlu Filistin Yönetimi’ni çökertmekle tehdit ediyor.
MAHKEMENİN YETKİSİ VAR MI
İSRAİL, UCM’ye taraf değil. Ancak 2015 yılında Filistin’in UCM’ye kabul edilmesiyle 2021 yılında İsrail’in Filistin topraklarında olası suçlarıyla ilgili soruşturma açılmasına karar verilmişti.
UCM Savcısı Karim Khan, aralık ayında Ramallah ve İsrail’e gidip yetkililerle görüşmüş ve Hamas’ın 7 Ekim saldırılarını da “insanlık vicdanını şoke eden en ciddi uluslararası suçlar” arasında saymıştı. Dolayısıyla Netanyahu yönetiminin yanı sıra UCM’nin Hamas aleyhinde de karar alması sözkonusu olabilir.
YAKALAMA KARARI ÇIKAR MI
İSRAİL tarafındaki telaş, UCM’nin yakında bir tasarrufunun olabileceği şeklinde yorumlanıyor. Peki İsrail Başbakanı Netanyahu hakkında karar çıkarsa ne olacak?
UCM bilindiği gibi daha önce eski Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir, eski Libya lideri Muammer Kaddafi, 2023’de de Ukrayna’ya müdahalesinden ötürü de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. Putin kararını memnuniyetle karşılayan ABD ve diğer Batılı ülkelerin Netanyahu’ya yönelik muhtemel bir karara karşı çıkması çifte standart tartışmalarına yol açıyor.-
NETANYAHU TUTUKLANIR MI
PUTİN’in hakkındaki UCM kararı nedeniyle bazı ülkelere gitmekten uzak durduğu iddia edilirken, Netanyahu’ya yönelik olası bir karar, UCM’ye taraf ülkelere İsrailli Başbakan ülkelerine geldiğinde tutuklama zorunluluğu getiriyor. Batılı ülkeler muhtemelen böyle bir kararı uygulamak istemeyecektir. Kararın uygulanmaması UCM’nin varlığının sorgulanmasına yol açabilir.
Kararın İsrail açısından da uluslararası toplumun Netanyahu’nun Gazze savaşına daha fazla göz yummak istemediği şeklinde bir anlamı da olacaktır.
Netanyahu’nun ‘ateşkes anlaşması olsun olmasın Refah’a gireceğiz’ dediği bir ortamda böyle bir karar İsrail yönetimini istemese de harekât planlarını yeniden gözden geçirmeye zorlayabilir.
ÜNİVERSİTE EYLEMLERİ
İSRAİL’in Gazze savaşı, Batı yargı sisteminin üst organları olan Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkilerinin Tel Aviv perspektifiyle sorgulanmasına yol açarak hukuki bir tartışma çıkarıyor.
ABD üniversitelerinden dünyaya yayılan Filistin yanlısı gösteriler ise yine Batılı yüksek öğrenim kurumlarının temelini oluşturan akademik ve ifade özgürlüğü gibi kavramları tartışmaya açıyor.
Kampüs eylemleri sürerken ABD Temsilciler Meclisi de antisemitizm kavramının kapsamını genişleten bir yasa tasarısını kabul etti. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği’ne göre (ACLU) ABD federal yasaları zaten Yahudi karşıtı ayrımcılık ve tacizi yasaklıyor, dolayısıyla yeni bir düzenlemeye gerek yok. Yine ACLU’ya göre tasarının yasalaşması halinde İsrail hükümetini eleştirmek bile antisemitizm sayılarak kampüslerdeki ifade özgürlüğü daha da kısıtlanabilir.
Ez cümle, Gazze savaşıyla birlikte dünya temel kavramların tartışmaya açılması anlamında da enteresan bir dönemden geçiyor.