Hürriyet Yazarı Nedim Şener bugünkü köşesinde Özgür Özel’in CHP adaylığını değerlendirdi.
Özgür Özel, bundan bir ay önce Bodrum’da kendisini dinleyenlere, CHP’de Atatürk’ün adını kullananları şöyle eleştiriyordu: “En kolay alkışın Atatürk denilerek alındığı bir siyasi partinin siyaset üretme pratiğinde sorun var. Sıkışınca Milli Mücadele’den, Atatürk’ten bahsederek alkış alarak ilerlenemez. Bambaşka bir şey konuşuyor olmak lazım. Bunda bir kolaycılık, birbirimizi kandırmak var…”
Cuma günü ise kendisi Atatürk’ün adını kullana kullana genel başkanlığa aday olduğunu açıkladı.
Kemal Kılçdaroğlu’nun 2010’daki genel başkanlığından itibaren en yakınındaki isimlerden olan ve 13 yılda kaybettiği 12 seçimde sorumluluğu bulunan Özgür Özel, CHP’nin “Atatürk’ün partisi” olma özelliğini kaybetmesinde de pay sahibi olan isimlerin en önde geleni…
‘ATATÜRK’ ADIYLA ALKIŞ
En kolay alkışın nasıl alınacağını bildiği için konuşmasında 4-5 kez ‘Atatürk’ adını kullanmayı tercih etti. Hatta “Adayım” derken bile, Atatürk’ün adını şöyle kullandı: “Parti içi iktidarı kazanmak için değil, CHP’yi, Atatürk’ün partisini iktidar yapabilmek için Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı’na adaylığımı ilan ediyorum.”
38 sayfalık ‘Tutum Belgesi’ dediği metinde ise, tekrarlarıyla birlikte 10 kez Atatürk’ten bahsedilmesine rağmen, Özgür Özel’in politik olarak nerede durduğunu en iyi gösteren şey Türk Silahlı Kuvvetleri’ne iftira atan Sezgin Tanrıkulu’na sahip çıkması da nerede durduğunu gösteriyor.
PKK/HDP’DEN FARKI YOK
Bugün ABD’nin paralı uşaklığını yapan PKK’nın yol açtığı terör sorununa ‘Tutum Belgesi’nde tam 5 kez ‘Kürt Sorunu/Meselesi’ adını koyan Özgür Özel, PKK/HDP’liler ya da Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinden bir farkı olmayacağını göstermiş oldu.
Özel, ‘Tutum Belgesi’nde, PKK terör örgütüne yardım yataklık eden belediyelere kayyum atamasına karşı olduğunu da şu cümlelerle ifade etti: “Halk iradesini hiçe sayan, yurttaşların bir kısmının yerel yöneticileri belirleme hakkını elinden alan kayyum uygulamalarına karşı en net ve sert tavrı takınacağız.”
‘İSTİFA’ DİYENLERİ SUÇLAMIŞTI
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesi ve istifa taleplerinin yükselmesinden bir hafta sonra, 5 Haziran günü televizyona çıkan Özgür Özel, Genel Başkanı’nı şu sözlerle savunmuştu: “Parti içinde, ‘Kılıçdaroğlu istifa etsin’ diyen yok. Sosyal medyada var. Alınan sonuç, Genel Başkanımızı rencide edecek, istifa çağrıları yapılacak sonuç değildir. Sosyal medyada ‘Kılıçdaroğlu istifa etsin’ diyenlerin altını kazıyın ya AK Partili ya Cumhur İttifakı trolü çıkar.”
Kılıçdaroğlu’nun istifasını gerektirecek bir sonuç olmadığını, bunu isteyenleri ise trol ilan eden Özgür Özel, birkaç hafta içinde Ekrem İmamoğlu ile hareket etmeye başladı; Zoom toplantısında suçüstü yakalandı ve tam üç ay sonra kameraların karşısına geçip, genel başkanlığa aday olduğunu açıkladı. Özgür Özel bir de, “Parti yönetimi yenilginin nedenlerini ciddiyetle araştırıp yeni bir yol haritası çizmedi. Alınan sonuca farklı bahaneler üretti ve yenilginin siyasi sorumluluğunu maalesef üstlenmedi” dedi. Böylece yalnız, 14-28 Mayıs seçimleri değil beraber yürüdüğü Kılıçdaroğlu’nun 2010’dan beri kaybettiği önceki 11 seçim ile ilgili tek bir özeleştiri yapmayan Özgür Özel, ‘siyasi yüzsüzlükle’ CHP tarihine geçti.
SAVUNDUĞU LİSTEYİ SUÇLADI
Özgür Özel’in adaylık açıklamasından akıllarda kalan en çarpıcı cümlesi “Partimizin, seçilecek sıralardan 39 milletvekilini başka partilere vermesi, parti tarihinde unutulmayacak bir hasar bırakmıştır” sözü oldu. Sadece, CHP listelerinden seçilen 39 milletvekili değil toplam 78 milletvekilliği kontenjanı Saadet, Deva, Gelecek ve Demokrat Parti’ye verilmişti. Özellikle FETÖ’nün yargıda yapılanmasında rol oynayan eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in Ankara Çankaya’dan dördüncü sıra adayı yapılması günlerce konuşulmuş, CHP seçmeni büyük tepki göstermişti.
O günlerde(20 Mart 2023), televizyonlara çıkıp,”Gönlümden geçen bakanlıklar, İçişleri ve Çalışma Bakanlığı” diyerek hayaller kuran Özgür Özel, ne yüzde 2 oyu olmayan dört partiye verilen 78 milletvekilliğini ne Sadullah Ergin’i eleştirdi.
Bırakın eleştirmeyi, 17 Nisan 2023 günü, İzmir Güzelbahçe’de mikrofonu eline alarak en iyi bildiği şeyi yaptı ve Atatürk’ün adını kullana kullana, şimdi, “Parti tarihinde unutulmayacak hasar bıraktı” dediği listeye şöyle sahip çıktı: “Hiçbir liste dört dörtlük değildir. 16 ilde 6, 65 ilde 5 parti birlikte seçime girme karar verildi. CHP listelerinde farklı siyasi partilerden arkadaşlarımız var. Burası babaevidir. Babaevinin tapusu Mustafa Kemal Atatürk’e aittir.
Bu seçim, bundan sonra demokratik seçimler yapabilmek için, Atatürk’ün hayal ettiği Türkiye’nin ikinci yüzyılına kavuşması için, zenginlik ve özgülük için, kardeşlik için fedakârlık seçimidir. Hep birlikte bu seçimde listemizin arkasındayız.”
KOLTUĞU BIRAKMIYOR
Özgür Özel’in parti içi demokrasi konusunda tüzük değişikliğini gündeme getirmesi ise traji-komik bir söylem. Çünkü bugün eleştirdiği tüzüğün tüm itirazlara rağmen 2018’de bu hale gelmesi konusunda emeği geçenlerin başında kendisi geliyor. Şu bir gerçek, ‘değişim’ konusunda CHP tabanında hiçbir heyecan uyandırmayan Özgür Özel, CHP’nin tarihine, Kılıçdaroğlu ile birlikte partiyi bugün umut vermeyen noktaya getiren isimlerin başında bir isim olarak geçecek. Bir de Kılıçdaroğlu’nun ‘Brütüs’ü, beraber hareket ettiği Ekrem İmamoğlu’nun da ‘tavşan adayı’” olarak Elbette CHP’ye genel başkan CHP içinden çıkacaktır. Ama bu Özgür Özel değil, hiç olmazsa bugün yaşanan hayal kırıklıklarında rol oynamamış birisi olmalıdır. Tüm yenilgilerin mimarlarından birisi olan,genel başkanlık koltuğuna göz diktiği Kılıçdaroğlu’nu temsil ettiği ‘CHP TBMM Grup Başkanlığı’ndan ayrılma erdemini bile göstermeyen Özgür Özel’in yaptıkları ‘siyasi yüzsüzlük’ olarak siyasi tarihe geçecektir.