Kurtulmuş: İsrail sonunun yaklaştığını görmektedir!

0
1

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Zalim korkar, korktukça zulmünü artırır, artırdıkça sonunu hazırlar. Bugün İsrail, iki uluslararası mahkemenin kararıyla sonunun yaklaştığını görmektedir” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Meclis Tören Salonu’nda düzenlenen, “Filistin’de İnsan Hakları İhlalleri ve Gazze Soykırımı Raporu” tanıtım programında yaptığı konuşmada, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) tarafından hazırlanan raporda emeği geçenlere teşekkür etti.

Modern zamanların gördüğü en büyük insanlık suçlarından birisine, insanlık tarihinin en acımasız soykırımına şahitlik edildiğini dile getiren Kurtulmuş, azgın İsrail hükümetinin ordusunun, Beyrut ve Gazze başta olmak üzere bölgeyi bombalamaya devam ettiğini söyledi.

Türkiye’nin devlet ve millet olarak ilk andan itibaren Filistin davası konusunda bir ve beraber hareket ettiğini belirten Kurtulmuş, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ilk andan itibaren ortaya koyduğu bu konudaki liderlik, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin defaatle bütün siyasi partilerle ortaya koymuş olduğu kararlılık, milletimizin Türkiye’nin her yerinde, sokaklarda, meydanlarda ortaya koyduğu fevkalade ciddi dayanışma ruhu, sivil toplum kuruluşlarımızın mazlum, masum Gazze halkının yanında yer almak için ortaya koyduğu olağanüstü çabalar… Bu çerçevede neredeyse atılması gereken her adımın atılmasını vaktinde sağlamış bir ülkeyiz. Burada hem siyasetin içerisinde bir fikir ayrılığının olmaması hem de millet ve devletin ayrı noktalarda durmaması bizim en önemli övünç kaynaklarımızdan birisidir.” diye konuştu.

Kurtulmuş, dünyanın birçok yerinde hükümetlerden farklı olarak Filistin davasına sahip çıkan insanların olduğunu vurguladı.

Birçok hükümetin, Filistin davasına sahip çıkan vatandaşlarına karşı acımasız tedbirler almaya çalıştığını, bu hükümetlerin, İsrail’in eli kanlı hükümetinin yaptığı soykırıma seyirci kalmanın ötesinde uçak gemilerini ve ölümcül silahlarını bölgeye göndererek, fiilen açık destek verdiklerini ifade eden Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Biz Türkiye olarak ilk andan itibaren Filistin halkının haklı davasına destek olduğumuz gibi şartlar ne olursa olsun sonuna kadar destek olmaya devam edeceğiz; yalnız kalsak bile bu yolda yürümekten vazgeçmeyeceğiz. Onun için TİHEK’in bu raporunu, sadece bir kitap haline getirilmiş sözlerden, delillerden, resimlerden ibaret bir şey olarak görmüyoruz. Bu, aslında tarafını belli etmenin sembollerinden birisidir. Türkiye, mazlumdan yana olduğunu, şartlar ne olursa olsun zalimin karşısında durduğunu, zalimin karşısında durmaya devam edeceğini bu raporda bir kez daha ortaya koymuştur.”

Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumunun hazırladığı bir raporun da bulunduğunu anımsatan Kurtulmuş, ondan önce de Anadolu Ajansı ve TRT tarafından çok sayıda görselle ortaya konulan delillerin uluslararası camiada ses getirdiğini belirtti.

“Filistin özgürleşene kadar bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz”

Türkiye olarak Filistin konusundaki sorumluluklarını yerine getirmeye devam edeceklerini ifade eden Kurtulmuş, “Şartlar ne olursa olsun Filistin özgürleşene kadar, nehirden denize özgür bir Filistin kurulana kadar bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Çünkü bizim için Filistin, sadece Filistinlilerin meselesi, sadece Arapların meselesi değil, Türk milleti olarak bizim milli bir meselemizdir.” dedi.

Filistin meselesinin yanında olanlarla örtülü ya da açık bir şekilde zalimin tarafında olanların ayrışmaya başladığına dikkati çeken Kurtulmuş, gelinen noktada insanlık cephesinin kazandığını ve dünyanın her yerinde insanlık cephesinin sözcülerinin meydanları doldurduğunu söyledi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı çıkarılmasının, mahkeme heyetinin bütün baskılara rağmen olağanüstü bir cesaretle bu konunun üzerine gitmesinin, her türlü takdirin üzerinde olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Delillerin çok açık bir şekilde kullanılması, hatta soykırımın bütün imkanlarının kullanıldığının ortaya konulması, açlığın dahi bir silah olarak kullanıldığının tespit edilmesi fevkalade takdire şayan, uluslararası hukuk bakımından takdir edilecek bir çabadır. Ama sizi temin ederim ki bugün eğer böylesine bir karar çıktıysa bunda, yıllar boyunca Filistin’in sivil halkının yanında duran vicdan ve insaf sahibi milyonlarca insanın büyük bir gayreti ve büyük bir payı vardır.” şeklinde konuştu.

Gazze Şeridi’nde Filistinli bir ailenin evinin yıkılmasını önlemeye çalışırken İsrail buldozerince ezilen ABD’li barış aktivisti Rachel Corrie ile Batı Şeria’da İsrail askerleri tarafından vurulan Türk ve Amerikan vatandaşı aktivist Ayşenur Ezgi Eygi’yi rahmetle anan Kurtulmuş, “İsimlerini bildiğimiz bilmediğimiz milyonlarca insan hakkı savunucusunun Filistin davasının yanında yer almasının, bugünkü Uluslararası Ceza Mahkemesi kararında çok büyük payı vardır.” dedi.

“Siyonist İsrail rejiminin iyi günleridir, daha kötü günleri gelecektir”

Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanına başvurmasının İsrail için yeni bir dönemin kapılarını açan ilk adım olduğunu bildiren Kurtulmuş, bu başvurunun ardından İsrail’in “dokunulabilir” bir ülke haline geldiğini söyledi.

Kurtulmuş, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından iki savaş suçlusu hakkında tutuklama kararı verilmesiyle İsrail için ikinci adımın atıldığını belirterek, “İsrail’e bir kere daha dokunulmuş oldu. Uluslararası hukukun kıyıda köşede kalan son kalıntılarını da çiğneyen İsrail’in bu kadar saldırgan bir hale gelmesinin temel sebebi budur. Zalim korkar, zalim korkarak hareket eder, korktukça zulmünü artırır, zulmünü artırdıkça da kendi sonunu hazırlar. Bugün İsrail, iki uluslararası mahkemenin kararıyla kendi sonunun yaklaşmış olduğunu görmektedir. Çok açık söylüyorum bu, siyonist İsrail rejiminin iyi günleridir; daha kötü günleri gelecektir ve bunu insanlık görecektir.” diye konuştu.

UCM’nin verdiği kararın önemine işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Böyle büyük bir kararı vermek hem Uluslararası Adalet Divanı hem de Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargıçları için bir onur vesilesidir. Ayrıca bu yargıçlar, sadece iki kişi hakkında karar vermekle kalmamıştır, kendi mahkemelerinin itibarlarını da kurtarmıştır. ‘Karar yayınlanır yayınlanmaz, bu isimler ülkemize gelirse bu kararı uygulayacağız’ diyen ülkeleri de takdirle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Ama aynı şekilde, daha kararın mürekkebi kurumadan bu kararı itibarsızlaştırmaya çalışan siyonist rejimin destekçilerini de insanlık adına kınıyorum. TBMM olarak, Uluslararası Ceza Mahkemesinin bu kararının ülkeler tarafından uygulanmasını, bunun uygulanacağının ilan edilmesini de arzu ettiğimizi ve bunu beklediğimizi ifade etmek istiyorum.”

Filistin davası konusundaki mücadelenin uzun yıllar süreceğini belirten Kurtulmuş, “Eninde sonunda Filistin kazanacak, Filistinliler kazanacak ve inşallah özgür bir Filistin kurulacaktır.” ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Uluslararası Adalet Divanının İsrail hakkında verdiği ihtiyati tedbir kararının birinci adım, UCM’nin Natanyahu ve Gallant hakkında verdiği tutuklama kararının da ikinci adım olduğunu belirterek, “Şimdi yakın zamanda atılması gereken üçüncü adımı da paylaşmak isterim. Nasıl bir zamanlar aparatheid rejimi uygulamaları dolayısıyla Güney Afrika, Birleşmiş Milletler üyeliği askıya alınan bir ülke haline getirildiyse artık İsrail’in Birleşmiş Milletler üyeliği de askıya alınmalıdır. Bu konudaki çalışmalarımızı yoğunlaştırırsak ümit ediyorum ki kısa bir süre içerisinde uluslararası camia insanlık cephesinde birleşecek ve İsrail’in BM üyeliği, BM kararlarını kabul edene ve uygulayana kadar askıya alınacaktır. Bunu bekliyor ve gerçekleşmesi için çaba sarf etmek istiyoruz.” ifadesini kullandı.

Programdaki konuşmaların ardından TİHEK Başkanı Muharrem Kılıç tarafından, kurumun hazırladığı rapor TBMM Başkanı Kurtulmuş’a takdim edildi.

Programda, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra milletvekilleri, misyon temsilcileri, akademisyenler ve sivil toplum örgütü temsilcileri de yer aldı.

Reklam Alanı