Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından bir mektup paylaşan Alaattin Çakıcı’nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu tehdit etmesi gündeme bomba gibi düşmüştü.
ÇAKICI İÇİN “BEŞ PARALIK ADAM” DEDİ
Olayın yankıları devam ederken Kılıçdaroğlu’ndan kavganın fitilini daha da ateşleyecek bir çıkış geldi. FOX TV ekranlarında yayınlanan Çalar Saat programına konuk olan Kılıçdaroğlu, Çakıcı’nın tehdidi kendisine ulaştığında gülümsediğini belirterek “Beş paralık adam. Beni üzen o beş paralık adamın devletin arkasına sığınması ve Bahçeli’nin onu desteklemesi. Sizin siyasi bir sorumluluğunuz yok mu?” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:
“Bütün belediye başkanlarımız gerçekten tarih yazıyorlar. Çok ciddi tasarruflar yaptılar, projeler yaptılar. Pandemi döneminde CHP’li belediyeler olmasaydı durum daha da kötü olurdu. İmamoğlu’na Kanal İstanbul’a karşı çıktığı için soruşturma açıldı. Kendisi İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı. Aynı şeyi kent uzmanları, deprem uzmanları da söylüyor.
“KANAL İSTANBUL RANT PROJESİDİR”
İmamoğlu’nun Kanal İstanbul çevresinde arsası mı var? Boğazınızdan aşağı haram lokma inmiyorsa kentin çıkarları için ne gerekiyorsa yapın. İmamoğlu diyor siz açıklıyorsunuz ama kentte biz bu kadar kişiyi defnettik diyor. Bunu kendi çıkarı için değil İstanbul’da yaşayanlar için söylüyor. Bu bir rant projesi. Belediye başkanlarımız çok güzel çalışıyorlar, biz de bunu takip ediyoruz. Olay bize Menemen halkı tarafından duyuruldu. Sonrasında ben 3 milletvekili arkadaşımı gönderdim, orada halkla görüştü, ille görüştü, sonrasında bir rapor hazırlandı ve gereğini yaptık. Böyle bir şeye göz yummamız mümkün değil.
“TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ HAKLI ÇIKTI”
Uzun süre bu insanları aç ve açıkta bırakamazlardı o yüzden her şeyi serbest bıraktılar. Bilim Kurulu’nun bir sözcü seçmesi gerekirdi ve açıklamaları sözcünün yapması gerekirdi. Hangi tavsiyeleri aldıklarını bilmiyoruz ama siyasal iktidarın aldığı önlemleri biliyoruz. İşin Türkçesi, 5 maskeyi dağıtmaktan aciz bir siyasi iktidarın koronavirüsle mücadele etme şansı yoktu. Biz sorumlu muhalefet olarak hep şunu yaparsan iyi olur diyerek uyarıda bulunduk. Biz bunu memleket meselesi olarak gördük. O dönem Türk Tabipleri Birliği uyardı. Doktorlardan bilgiyi aldı, yanlış yapıyorsun dediler, herkes suçlandı, sonra Türk Tabipleri Birliği haklı çıktı. Hala verilerin eksi verildiği söyleniyor.
“TANK PALETİ 5 KURUŞ ALMADAN SATTILAR”
Tank Palet Fabrikası Katarlılara satıldı. Beş kuruş almadan verdik. Bu bir satış değil. Merkez Bankası’nın bütün birikimlerini sıfırladınız. Hükümet istediği vergiyi toplayamadı. Borsanın yüzde 10’unu Katarlılara satıyoruz, kaça satıldığını bilmiyoruz. Tank Palet Fabrikası’na yatırım yapılacaktı. Ne kadar yatırım yapıldı bilmiyoruz.
“VARLIK FONU’NU KİME NEYİ SATARIZ DİYE KURDULAR”
Ekim ayında bir olay yaşadık. Futbolda yayın haklarıyla ilgili Katar firması 500 milyon doları ödeyemediler, 90 milyon dolara indirdiler. Kasabın borcunu, kahvecinin borcunu ödediler mi? Nedir bu Katar aşkı? Onu yapıyorsan emeklinin de maaşına zam yap. Varlık Fonu’nu niye kurdular? Kime, neyi nasıl satarız diye. Neden borsanızı satıyorsunuz? Katar gelsin borsada hisse senedi alsın. Memlekette satmadığınız yer kalmadı. Satılmadık fabrika, arazi, banka, sigorta şirketleri, saraylar kalmadı. Kimin malını satıyorsunuz? 83 milyonun malını satıyorsunuz kaça sattığını açıklamıyorsunuz. Merkez Bankası’nın eksi 54 milyar dolar rezervi var, yanı parası yok, borcu var. 128 milyar doları kime sattınız? Memleketi bu hale getirene hala oy verecek misin? Bu işin temelinde yatan güvendir. Siyasi iktidar kimseye güven vermiyor. Berat Albayrak’a bakmayın. Asıl talimatı veren Tayyip Erdoğan’dır.
“KORONA AÇIKLAMALARINI İŞİ BİLEN BİR AKADEMİSYENİN YAPMASI LAZIM”
Tek adam rejiminde devlette liyakat olmaz. Korona konusunda açıklama yapılırken, normalde bu açıklamayı bu işi bilen bir akademisyenin yapması lazım. Sağlık Bakanı açıklama yaparken, sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla diye başlıyorsan, talimatı kabul ettim demektir. Hazine Bakanı, Ulaştırma Bakanı lafa böyle başlarsa… Söze böyle başlamaya kendilerini mecbur hissediyorlar. Bunlar bizim bildiğimiz eski bakanlar değil. Bunlar halkın oyuyla gelen değil, atamayla gelen kişiler. Bunlar bakanlık müsteşarı gibi.
“YARGIYA TALİMATI ERDOĞAN VERİYOR”
Bütçe parlamentoya sunulurken, Maliye Bakanı her şeyi anlatırdı. Var mı şimdi böyle bir şey? Katar ile anlaşma kimin gözetiminde imzalanıyor? Özelleştirme İdaresi yok mu? Hala duruyor galiba yerinde. Türkiye gerçek anlamda yönetilmiyor, savruluyor. Her anlamda bir yönetim boşluğu var. Yargıya talimat vermek siyasetçinin işi değildir. Yargıya talimatı kim veriyor? Siyasi otorite ve onun tepesindeki kişi, yani Erdoğan veriyor. Trump, papazı bırakmazsan başına gelecekleri düşün dedi. Sonra Erdoğan vermeyeceğini söyledi, 2. tweetten sonra papazı serbest bıraktılar.Alman gazeteci hapse atıldı. Merkel geldi, sonra bir gecede iddianame yazıldı, sonrasında serbest bırakıldı. Bunu talimatını kim verdi? Mesela hapisteyim, çıktım hakimin önüne beraat ettim. Sonra bir anda iddianame değişiyor, ben tekrar hapse giriyorum. Burada talimatı kim veriyor? Siz 3,5 yıl bir adamı iddianamesiz hapiste tutuyorsunuz. Onlar çıkınca bize oy verirler diye uğraşmıyoruz, onların kendi partileri var. Ama haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. KHK ile üniversitedeki hocayı attınız, sonra mahkemeden beraat etti. Beraat etti ama görevine iade edilmiyor. Talimatı siyasi otorite veriyor.
“TBMM’NİN İRADESİ İPOTEK ALTINDA”
Kalkıp da o hakime direkt telefon açmıyorlar. Saray’dan birileri HSK’ya telefon açıyor. Yargıda büyük bir çürüme var, yargı diye bir şey yok şu anda. İçlerinde düzgün insanlar var hala. HSK’nın bir broşürü var. Bazı davalarda tahliye kararı vermeden önce bize soracaksın diyor. Kimse de bunu inkar edemez, etmedi de zaten. Ortada anayasa mı kaldı, 138. Maddeden bahsediyor. TBMM’nin iradesi ipotek altında. Bir kişi çıkıp açıklama yapıyor, sonra onu hain ilan ediyorlar. Zindaşti’yi kim bıraktı? Dünyanın en önemli uyuşturucu kaçakçısı. Cumhurbaşkanlığı’ndan arıyorlar, hakim söyledi bunu.
“GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEMİ GETİRECEĞİZ”
Bir kişiye göre belirlenmiş dünyada olmayan bir sistem. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi getireceğiz. Meclis’in üzerinde bir kişinin ya da bir partinin gölgesini kaldıracağız. Milletvekillerini parti başkanları değil millet seçecek. Yolu köprüyü yaptın kaça yaptın, bilgilendirecek. Parlamento gerçek anlamda gücünü gösterecek. Yasalar uygulanmazsa, bir milletvekiline haksızlık uygulanırsa asla kabul etmem diyecek. Bir kişinin talimatını değil milletin sesini dinleyecek. Muhalefet, gerçekten muhalefet yapacak. Bunu eskiye dönelim diye yapmayacağız. Yepyeni, çağdaş, uygar bir güçlendirilmiş parlamenter sistemi getireceğiz. Önce devleti şeffaf yapacaksınız. Nereye, ne kadar harcıyorsunuz bunun bilgisinin bilinmesi lazım. Herhangi bir milletvekili bir bilgi isterse hükümet onu vermiyor.
“İŞSİZLİK VARKEN SORUMLU SİYASİ İKTİDARDIR”
Bir de parayı nereye harcayacağınız bir siyasi tercihtir. Mevcut yapıda tefecilere hizmet ediyoruz. Sadece bu yılın ilk 10 ayında tefeciler ödediğimiz para faiz olarak 119 milyar lira. Esnafa bir kuruş bile ödemedik. Katar geldi futbol karşılaşmalarını yayınlamayacağım, sözleşmeyi tanımıyorum dedi, 90 milyon dolar indirdiler. İşsizlik varken sorumlu siyasi iktidardır. Bir ülkede ekonominin başarısı şuradan ölçülür. Bir ülkede yeni iş alanları yaratılıyorsa ekonomi başarılıdır”