Kılıçdaroğlu’nun satırbaşları ise şöyle:
Yürüyüşü düşünürken hep duygulanırım. Nasıl yürüdüm ben? Demek ki adalet duygusu bu kadar güçlü bu millette. Bizler beraber yürüdük, 83 milyon adına yürüdük. Kainat adına yürüdük aslında. Çocuklarımız daha güzel bir ülkede yaşasın diye yürüdük. Bu toplum adalete susadı. Adalet istiyoruz.
Bir ülkenin hapishaneleri tıka basa doluysa, 10 kişilik koğuşlarda 25-30 kişi kalıyorsa bir sıkıntı var demektir. Eğer devleti yönetenler adaletten uzaklaşmışsa bu ülkede bir sorun var demektir.
“ADALETİ VAR”
Ergene de su içilecek diyorlar. İçin beyler. Hiçbir canlının yaşamadığı su parça haline geldi. Doğanın adaleti yok mu? Bugün konumuz adalet. Doğanın da bir adaleti var. Eskiden Ergene’de balıklar vardı. Kuşlar gelip su içerdi. İnsanlar, çocuklar yüzerdi. Ne oldu da bu hale geldi?
Hak, hukuk, adalet dedik. Bunu sağlayacak olan toplumun vicdanıdır. Adalet demek, haksızlığa karşı isyan etmektir. “Bu yanlıştır” demektir. Haksızlık karşısında susmamaktır.
Eğer bir ülkede adalet varsa insanlar düşüncelerini özgürce açıklarlar. Kimse düşünceleri nedeniyle hapishaneye atılmaz, farklı düşündü diye üniversiteden atılmaz. Hz. Ali, “Devletin dini adalettir” diyor.
“NEDEN KURMADINIZ?”
2002’de Ergene Nehri’ndeki kirlilik için Araştırma Komisyonu kuruldu. CHP milletvekilleri önerge verdiler, AK Parti milletvekilleri katıldı. 2003’de rapor bitti ve gereği yapılsın denildi. 2021 yılındayız, 2003’te bu kadar kirli değildi şimdi daha kirli.
Trakya Su Kanalizasyon ve Katı Atık Genel Müdürlüğü kurulsun deniliyor 2003’de. Kurulmadı. Hangi gerekçe ile kurulmadı. Her yere para buluyorsunuz, şatafata para buluyorsunuz. Bir eliniz yağda bir elini balda. Suyu kurtarmak için neden kurmadınız? Doğaya yapılan en büyük adaletsizlik. Bu suda yüzen balıkların, bu sudan içen kuşların, etrafındaki çayır çimenin hakkı var. Nerede peki bunlar?
Marmara’da önce toplu balık ölümleri oldu. İki gün sonra unuttuk gitti. Marmara kırmızıya arkasından yeşile döndü. Arkasından Marmara’yı deniz anaları bastı. Marmara Denizi’nde 124 tür balık vardı ticari anlamda. Çoğu bitti, kalmadı. Marmara Denizi’ni bir çökertme havuzu gibi kullandılar, bütün kirlilikler buraya aktı.
Gelecek nesillere güzel bir Türkiye, güzel bir dünya bırakmak zorundayız biz. Bu topraklarda ve şanlı bayrağımızın altında yaşıyorsak çocuklarımız güzel bir doğada yaşamalı. Onların da doğayı, kuşu görme hakkı var. Canlılarla içli, dışlı olma hakları var. Sadece kitaplarda fotoğraflarını görmemeliler. Doğa haklarını korumak adaleti korumaktır. Kentlere ihanet edildi. Üç büyük imparatorluğa başkentlik yapan İstanbul’a ihanet edildi.
DİDİM’DE BELEDİYE BAŞKANI’NA SALDIRI
Şimdi mücadele ediyoruz daha çok yeşil alan nasıl yaparız diye. Önlerine engeller çıkartılıyor. Dün, Didim Belediye Başkanımıza 5 kişi sopalar ile saldırdı. Didim’de yapılan iki tane kule var. Didim’e ihanet edilmesin istiyor bizim başkanımız, yasa dışı yapılanları yıkacağım diyor. Yandaşın gazetesi Sabah, önce belediye başkanımıza iftira attılar. Sen gazetecisin. “Didim Belediye Başkanı tutuklandı” diye manşet attılar. Öyle bir şey yok ama savcıyı tahrik ediyorlar tutuklasın diye.
Belediye başkanımız direndi ve ben bunları yıkayacağım dedi. Yıkım ihalesi açtılar kimse korkudan giremedi sonra bir cesur buldular. Dün akşam saldırıya uğradı. Sağlığı yerinde, kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Mücadelesini Didimliler için yapsın.
“FERİŞTAHINIZ GELSE…”
Üzerimize mafyaları ile çeteleri ile yer altı dünyasının beslemeleri ile gelebilirler. Sanıyorlar ki CHP’lilere geri adım attırırız. Siz CHP’yi bilmiyor musunuz? Kuvâ-yi Milliye’nin ruhunun bu topraklarda olduğunu bilmiyor musunuz? Sizin feriştahınız gelse bize geri adım attırmaz. Kimsiniz siz? Birilerinden para alıyorsunuz, saldırıyorsunuz sonra. Para ile tutulan adamlarda insanlık yoktur.
“VİCDANINIZ BUNU KABUL EDİYOR MU?”
O kadar açlar ki. Hırsız olan açı doyurmak mümkün değildir. Milyonlar işsizken, milyonlar asgari ücretle çalışırken, saray beslemeleri 4-5 yerden maaş alıyorlarsa ben AK Partiye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim. Sizin adalet anlayışınız, vicdanınız bunu kabul ediyor mu? Ya yolsuzlukların ortağı olacaksın sandığa gidince ya da adaletten yana olacaksın. Sakın ola ki kul hakkı yiyen hiç kimse CHP’ye oy vermesin. Haram oya ihtiyacımız yok.
“MİLLİ İRADEYE İHANET” ÇIKIŞI
Milli İradeye ihanet ettiler. Eskiden Cumhurbaşkanı bir yere gittikten sonra TBMM Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Cumhurbaşkanını temsil ederdi. Şimdi atama ile gelen biri temsil ediyor. Bu, Milli İradeye ihanettir. Ne oldu bu noktaya gelindi? Ne oldu, TBMM Başkanı Türkiye’yi temsil etmekten alıkonuldu? Kibirli davranmayı devlet politikası haline getirdiler 19 yılda. Kibre bakın. 600 milletvekilinin kabul ettiği yasaları ben uygulamıyorum diyor. Adaletin tükendiğini görüyoruz.
“YOLSUZLUKLARI HAYATA GEÇİRİYORLAR”
Devlette liyakatı bozduğunuz andan itibaren bürokrasiyi yapacağınız yolsuzluklara göz yuman hale getirirsiniz. Devletin tepe noktasındaki kişiler yolsuzluk konusunda bürokrasiyi yönlendirip bürokrasiyi gerçekleştirirlerse bu adalet midir? Vicdan, ahlak bunu kabul eder mi? Nerede bu adalet? Nasıl ulaşacağız adalete? Adaletsizliğin daniskasını yazıyorlar, yolsuzluğun daniskasını yazıyorlar. Şeytanın aklına gelmeyecek yolsuzlukları hayata geçiriyorlar.
