Yeni bir araştırma hava kirliliğine maruz kalmanın, tüp bebek yöntemiyle canlı doğum yapma oranını yaklaşık yüzde 40 düşürebildiğini öne sürüyor.
Tüp bebek (in vitro fertilizasyon) ilaç ve cerrahi müdahaleyle yumurtanın vücut dışında döllenmesini ve döllenen yumurtanın kadının rahmine yerleştirilmesini içeren bir destekli üreme teknolojisi.
Bu çalışmada araştırmacılar, Avustralya’nın Perth şehrinde, 8 yıl boyunca hava kirliliğinin 3 bin 600 kadar dondurulmuş embriyo transferi üzerindeki etkisini analiz ettiler. Tüp bebek için yumurtaların toplanmasından önceki iki haftada, ince partikül maddelere maruz kalmaya odaklandılar ve canlı doğum ihtimalinin yüzde 38 düştüğünü gözlemlediler.
Araştırmanın başyazarı Sebastian Leathersich “Bu, dondurulmuş embriyo transferi döngülerinden yararlanarak kirleticilere maruz kalmanın yumurtaların gelişiminde, embriyo transferi zamanında ve erken hamilelikteki etkilerini ayrı ayrı ölçen ilk çalışma. Böylelikle kirliliğin yumurtaların kendisinde mi hamileliğin erken dönemlerinde mi etkisi olduğunu ölçebildik” dedi.
Araştırmacılar, araştırma döneminde hava kalitesi genel anlamda “harika” olduğu halde hava kirliliğin olumsuz etkisinin gözlemlendiğini tespit etti.
Dr. Leathersich “Kirlilik için uluslararası kabul gören üst sınırların yalnızca birkaç gün aşıldığı, dünyanın olağanüstü hava kalitesine sahip bir bölgesinde bile, hava kirliliği miktarı ve dondurulmuş embriyo transferlerinde canlı doğum oranları arasında güçlü bir negatif korelasyon bulunuyor” dedi.
Human Reproduction akademik dergisinde yayımlanan yeni çalışma, hava kirliliğinin üreme sağlığı için yarattığı riski vurguluyor.
Dr Leathersich “İklim değişikliği ve kirlilik halihazırda insan sağlığına en büyük tehditler ve insan üremesinin buna bağışıklığı yok. Kirleticiye maruz kalmayı en aza indirmek temel kamu sağlığı önceliklerinden olmalı” diye ekledi.