Hande Fırat Yazdı: Yıpratma savaşları

0
3

Hürriyet Yazarı Hande Fırat, bugünkü köşesinde 2024 yılını değerlendirdi.

Sevgili okurlarım; 2023’de Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada başlayan ateş adeta 2024’ün ilk günleri ile ne yazık ki “yayılma” işaretleri veriyor.

Önce 7 Ekim saldırısı ardından İsrail’in katliamı ve bölgeye küresel güçlerin akınıyla devam eden süreçle son dönemde yaşanan gelişmeleri alt alta koyalım:

– Irak’ta terör örgütünün bilinmeyen ellerce(!) desteklenen saldırısı ile Türkiye’nin 12 şehit vermesi,

– Netanyahu’nun başka ülkelerdeki HAMAS liderlerini ölümle tehdit etmesinin ardından Türkiye’de başlayan MOSSAD operasyonları,

– Yeni yılda Türkiye’de sinegog ve klise hedef almayı planlayan DEAŞ terör örgütü üyelerine yapılan operasyon,

– Lübnan’da HAMAS’ın üst düzey ismi Salih El Aruri’nin öldürülmesi,

– İran’da Kasım Süleymani’yi anma törenleri sırasında 2 patlama ve 84 kişinin ölümü.

Bunlar çok kısa bir zaman diliminde yaşananlar… Küresel güçlerin bölgedeki silahlarını, gemilerini, yığınaklarını aklınızda tutup; birçok terör örgütünün bu güçler için vekalet savaşı verdiklerini de ekleyin. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın medya yöneticileri ile yaptığını toplantıda gelinen son durumu özetleyen; “Çok boyutlu bir yaptırım savaşı, zaman zaman istihbarat savaşı, zaman zaman da fiili askeri çatışmaya ve eyleme doğru evriliyor. Bütün alanlarda devam eden bir çatışma süreci bu” sözlerini de koyun. Hatta savaşın bölgesel yayılma ihtimalinden bahsederken, “Bu savaşın yayılması ciddi bir tehlike. Biz bunu Batı toplumlarına ve Doğu toplumlarına da anlatıyoruz” sözlerini de unutmayın. Peki büyük resimde ne oluyor? Bölgedeki bu saldırılarla amaç ne? Ankara ne gibi tedbirler aldı, alıyor?

ANKARA’NIN SON OPERASYONLARI HERKESE MESAJ

Ankara’ya göre;

– Adı yıpratma savaşları… Temel hedef ise bölgesel ittifakları bozmak için, her ülkeyi kendi sorununun içinde meşgul etmek.

– Başından beri İsrail-Filistin meselesinin bölgede bir dizi fay hattını tetiklemesi öngörülüyordu.

– Bir yanda bölgesel birliktelik sağlanmaya çalışılırken, diğer yanda 7 Ekim’den itibaren bir dizi önlem hayata geçirilmeye başlandı. Bu önlemler Netanyahu’nun Hamas lider ve üyelerinin gelip gittiği ülkelere yönelik tehdit ve Irak’taki terör örgütü PKK’nın saldırısı ardından bir anlamda en üst seviyeye çıkarıldı.

– Bölgedeki ülkelerde sorun yaratmak için küresel güçler ceplerinden yine aynı formülü çıkardılar; vekil güçlerin, taşeronların yani terör örgütlerinin kullanılmasını…

MİT’İN MOSSAD VE DEAŞ OPERASYONLARI

– Yeni yıldan hemen önce MİT’in DEAŞ’lı teröristleri yakalaması, ardından İran’da patlayan bombalar ile başlayalım. İran’daki saldırıları DEAŞ üstlendi. Ancak İsrail’in doğrudan bu işin içinde olduğu düşünülmüyor, savaşın içine İran’ın çekilmesi İsrail açısından istenmeyen olasılık.

– Doğrudan kelimesini bilerek kullandım, DEAŞ ya da bir başka terör örgütünün ya da vekil gücün bu işin arkasında olması ihtimali üzerinde zaten duruluyordu. Ankara’da yakalananlar ve ardından İran’daki iki patlama ile yeniden gündeme gelen DEAŞ’ın alt birimlere bölündüğünü söyleyelim. Gündemdeki soru ise şu kimin DEAŞ’ı ya da kim hangi alt birimini vekil olarak sahaya sürdü?

– Gelelim casuslar avına… MİT başta olmak üzere güvenlik güçleri 7 Ekim sonrası zaten güvenlik tedbirlerini artırmıştı. Ancak Netanyahu’nun tehdidi sonrası, edindiğim bilgiye göre MİT Başkanı dozun arttığından hareketle “temas ve şüphe var ise, hiçbir şekilde risk alınmaması” talimatını verdi.

– Bu talimatın ve yapılan operasyonunun önemini de Lübnan saldırısında net bir biçimde gördük.

– Güvenlik güçlerinin operasyonları sürüyor. Burada şunun da altını çizelim, MOSSAD’a yönelik yapılan operasyonlarla aynı zamanda küresel güçlerin de bölgedeki başka ülkelerin de istihbarat birimlerine önemli bir mesaj verilmiş oldu. Türkiye kendi topraklarında kim olursa olsun operasyon çekilmesine müsaade etmeyecek.

 

GÖKTAŞ SOSYAL MEDYADAKİ YARDIM ÇAĞRISINA ANINDA YANIT VERDİ

2023’ün son gününde sosyal medyada yine bir kadının yardım çığlığı vardı; Hilal Yılmaz’ın paylaştığı yardım çağrısı, “Ölüm tehdidi alıyorum. Sesimi duyun artık” diye başlayan videosu…Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sosyal medyadaki çağrıya anında yanıt verdi, olaya doğrudan müdahale ederek birçok kadının dikkatini çekti. Bakan Göktaş’ın aslında mesajları net:

– Kadına şiddete sıfır tolerans vurgusuyla, kararlılığını sürdürecek.

– Konuyu “partiler üstü bir mesele” olarak nitelendirmeye devam edecek.

GÖKTAŞ: MÜCADELE KARARLILIKLA SÜRECEK

– Göktaş “Bu mücadeleyi büyük bir kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Bu konuda asla müsamaha göstermedik ve göstermeyeceğiz. Şiddete maruz kalan ya da şiddet riski taşıyan herkesi koruyoruz. Kadınlara, çocuklara ve aile bireylerine yönelik her türlü tehdit, şiddet, istismar ve ihmalin hukuki süreçlerini 81 ildeki avukatlarımızla titizlikle takip ediyor, hukuki davalarda mağdurların yanında yer alıyoruz. Özellikle vurgulamak isterim ki, kadına yönelik şiddetle mücadele, herkes tarafından sürdürülmesi gereken kolektif bir çabadır. Bu hepimizin ortak sorumluluğudur” dedi.

Bakan Göktaş’ın hızlı ve doğrudan müdahalesi bir kadının yardım çığlıklarına karşılık gözyaşlarını ve korkuyu umutla doldurdu. Herkes gibi ben de kendisini tebrik ediyorum.

Reklam Alanı