Hürriyet Yazarı Hande Fırat bugünkü köşesinde son günlerde artan şiddet olaylarını ele aldı.
Allah aşkına Teksas’ta mı yaşıyoruz?
Kimileri diyecek ki ABD ve Avrupa’da silahlanma oranları daha yüksek. Beni ikisi de ilgilendirmiyor. Hırsızlık, taciz, magandalar, eğlence olsun diye hava sıkılan silahlar, saçma düğün kutlamaları, mafyacılık. Açıkçası ben Amerika ya da Afrika’ya değil kendi yaşadığım ülkeye bakarım. İzlediğim görüntüler beni dehşete sürüklerse de yanlış bulduklarımı yazarım. Bu yazının nedeni tahmin ettiğiniz gibi Esenyurt’ta yaşananlar:
Silah ruhsatı ve taşıma ruhsatları almak için bir dizi düzenleme var.
Bu ruhsatları almak için bazı düzenlemeler acaba daha da mı zorlaştırılmalı?
Mesele sadece ruhsatlı silahlar değil, ruhsatsız ve kaçak silah sorunu da işin başka bir boyutu. Bunun bir şekilde engellenmesi gerekiyor.
Önüne gelen ya mafyacılık oynuyor ya bir mekâna çöküyor. Bununla da mücadele etmek gerekiyor.
Mafyacılık dizi filmlerdeki ya da filmlerdeki gibi özenilecek bir şey değil. Toplumun da medyanın da bunun farkına varıp ona göre davranması gerekiyor.
Türkiye sınırları içinde “Bu mahalleye girilmez, tehlikeli” gibi tanımlamaların yapıldığı tek bir yer kalmamalı.
Eğitim şart. Adam trafikte sinirleniyor, silah çekiyor. Barda canı sıkılıyor tabancayı çıkarıyor. Ensesi kalın gencecik çocuklar barlara silahla giriyor.
Daha önce de yazmıştım, silahla girilemeyecek mekânlar da kanunla yeniden düzenlensin. Kafasına göre herkes istediği yere silahla giremesin.
Silahlanma meselesi, Türkiye özelinde silah kullanma meselesi partiler üstü bir mesele olup sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, eğitimciler ve uzmanlarla birlikte derinlemesine ele alınıp çözüm için gerekenler yapılmalı.
Bu konuda İçişleri Bakanlığı’nın yakın bir zamanda önemli bir açıklaması olacağını söyleyebilirim.
TÜRKİYE’DE SİLAHLANMA NE DURUMDA
Şimdi gelelim hem Türkiye’de hem de dünyada silahlanma meselesine…
2018 yılında, 10 bin 869’u bulundurma, 39 bin 516’sı taşıma olmak üzere verilen toplam ruhsat sayısı 50 bin 385’tir.
2021 yılında verilen ruhsat sayısı ise 16 bin 495’i bulundurma, 41 bin 234’ü taşıma olmak üzere toplam 57 bin 729’dur.
Düzenlenen silah taşıma ruhsat sayıları, aktif silah bulunan kişi sayısını değil, düzenlenen ruhsat sayısını ifade etmektedir.
Silah ruhsatının kimlere ve nasıl verileceği ilgili kanun ve yönetmelikte açıkça bellidir. Yetkililer bu şartları karşılamayanlara asla silah taşıma ruhsatı verilmediğinin altını çiziyor.
SİLAHLI ŞİDDET OLAYLARINDA ARTIŞ MI VAR
Yine yetkililere göre şu bilgileri paylaşabilirim:
2021 yılında 3 bin 801 silahlı şiddet olayı yaşandı. 3 bin 801 olayda, 2 bin 145 kişi yaşamını yitirdi.iddiası abartılı rakamlardan oluşuyor.
Emniyet ve Jandarma sorumluluk bölgelerinde son 5 yıllık döneme bakıldığında ateşli silah ve kesici delici aletle işlenen toplam olay sayısı ve bu olaylarda hayatını kaybeden kişi sayısında düşüş meydana geldiği belirtiliyor.
2017 yılında olay sayısı 1.730 iken, 2021 yılında bu sayının 1.491’e gerilediği bilgisi var.
Hayatını kaybedenlerin sayısının ise 2017’de 1.918 iken, 2021’de 1.633’e düştüğü belirtiliyor.
RUHSATLI SİLAHTA ARTIŞ VAR MI
Son beş yılın rakamlarına bakıldığında ve yaşanan COVID-19 salgını da göz önüne alındığında yeni verilen ruhsatlı silah sayılarında azalma olduğu görülüyor. Yetkililere göre Türkiye genelinde:
Kamu görevlilerine ait ruhsatlı silah sayısı 244 bin 184.
Emekli kamu görevlilerine ait ruhsatlı silah sayısı 198 bin 428.
Can güvenliği nedeniyle alınan 53 bin 312.
Meslek mensubu gerekçesiyle edinilen ise 131 bin 841.
Kısacası toplam 627 bin 765 taşıma ruhsatlı silah bulunmaktadır.
Kendi kanunlarına göre silah taşımaya haiz bu kamu görevlilerinin birden fazla silah edinebilme ve bu silahları yıl içerisinde kendi aralarında devir etme hakları bulunmaktadır.
Taşıma ruhsatlı silahların 185 bin 153 adedini ise can güvenliği ve meslek mensubiyeti olan birden fazla edinim hakkı bulunan sivil vatandaşlar oluşturmaktadır.
Bir kere daha meselenin sadece ruhsatlı silah olmadığını, kaçak silahların da büyük sorun olduğunu hatırlatmak isterim. Ayrıca silah taşımak her kafanız attığında, her anlaşmazlıkta, her kendinizi sözde ispat etmeye çalıştığınızda ateş etmeniz gerektiği anlamına asla gelmemeli.
GELECEĞİMİZ GENÇLER MESLEKLERİNİ SEÇERKEN ONLARA YARDIMCI OLMAK
SEVDİĞİN işi yap, hayatın boyunca çalışmak zorunda kalma.” (Konfüçyüs)
En sevdiğim sözlerden biridir… Gençlerimiz bugünlerde tam da bu cümlenin içinde yaşıyor. Tercih yaparken, bir yandan ne olmak istediklerini, bir yandan da gerçekten o işi sevip sevmediklerini ya da sevip sevemeyeceklerini düşünüyorlar. Ankara’da Sincan Belediyesi, İstanbul Milletvekili Rumeysa Kadak koordinatörlüğünde üniversite adaylarına yönelik “Tercih Destek Programı” düzenledi. Gençlerle birlikte olup onlarla sohbet etmek için davet edildiğim bu etkinliğe ben de katıldım. Birazdan ayrıntılarını anlatacağım. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Adalet Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, Aile Bakanı da konuşmacı olarak katıldı. Ama ben size Bingöl’de lise yıllarında babasının otobüs firmasında bilet kesen, Ankara’da tek başına okuyan, ODTÜ’yü birincilikle bitiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın gençlere tavsiyelerini anlatarak başlayacağım. Cevdet Yılmaz tercih aşamasındaki gençlere şu mesajları verdi:
BİNGÖL’DEN GELİP CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI OLABİLMEK FIRSAT EŞİTLİĞİDİR’
Gençler, kendiniz olun!
Sevgili anne babalar, kendi hayatlarınızda yapamadıklarınızı çocuklarınıza zorla yaptırmayın. Onların da isteklerine saygı duyun.
Gençler, seçeceğiniz mesleği sevmeniz, sahiplenmeniz önemli. Üniversite kazanmak son değil bir başlangıç.
Yabancı dil öğrenmek çok önemli, artık sadece İngilizce değil. Kaç tane öğrenebiliyorsanız…”
GENÇLER İÇİN YENİ ÇALIŞMA MODELLERİ
Bingöl’den Ankara’ya ilk geldiğinde epey zorluk çekmiş. Hatta ilk dönemin sonunda notları kötüymüş. Ancak sonra kendi deyimiyle “azmetmiş”. Sonra da en yüksek puanları alarak, okulu birincilikle bitirmiş. Sırrını şöyle açıkladı:
Disiplinli bir şekilde sürekliliği elden bırakmadan çalıştım.
Üniversite bir başlangıç demiştim. Dünya gibi Türkiye de genç işsizliği azaltmak için esnek çalışma ve yeni çalışma modelleri üzerinde projeler geliştiriyor.
GENÇLERE YOL GÖSTEREBİLMEK
Sincan Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen ve iki gün süren “Tercih Destek Programı”ndan gözlemlerime gelince:
Mottosu “Gençlere en uygun meslek, iç dünyalarına ve yeteneklerine uygun olandır” sözüyle belirlenmişti.
450 öğrenci katıldı, 20 PDR uzmanı, gençlere birebir danışmanlık hizmeti verdi.
Gençlerin “duygu analiz” çalışmaları yapıldı.
50 mentor, öğrencilerin program süresince tüm süreçlerinde mihmandarlık yaparak, tercih listelerinin hazırlanmasına destek verdi.
İYİ Kİ DİYECEĞİNİZ GÜZEL ANILAR BİRİKTİRMEK
Her ilçeye yayılmasını dilediğim uygulamanın ev sahibi Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan ise gençlere, “Başarı herkes için farklı tanımlar içerir. Bazen sadece birilerinin siz varsınız diye mutlu olması da bir başarıdır. İnsanlara değer vermeye, iyi insanlarla olmaya, iyilikle iyi işler yapmaya odaklanın. Geriye dönüp baktığınızda ‘İyi ki’ diyeceğiniz güzel anılar biriktirin” dedi.
Umarım tüm gençlerimiz sevdikleri işi yaparlar ve umarım ömür boyu ayakları hiç geri geri gitmez…