Hürriyet Yazarı Hande Fırat, bugünkü köşesinde kilise saldırsının detaylarını paylaştı.
Son dönemde birileri taşeronlar, terör örgütleri eliyle ülkemizde bir anlamda “Yıpratma Savaşları”nı devreye sokarak, huzuru kaçırmaya çalışıyorlar.
Buna karşın askerinden polisine, MİT personeline büyük bir özveriyle çalışılıyor. Türkiye üzerinde ve içinde hesapları olanların adresi bu kez İstanbul’daki Santa Maria İtalyan Kilisesi’ydi. Ayin sırasındaki saldırıyı terör örgütü DEAŞ üstlendi. Zaten saldırı yapan iki kişinin de DEAŞ hücresi ile bağlantıları ortaya çıktı. Hatırlayacaksınız yılbaşında Türkiye’de sinagog ve kiliseler ile elçiliklere yönelik eylem hazırlığı yaparken yakalanan DEAŞ’lılar vardı. İşte bu son saldırıyı yapan biri Rus, diğeri Tacikistan vatandaşı olan saldırganların da o yapının içinde olduğu belirtiliyor.
Diğer yandan DEAŞ’ın kanlı saldırılarını tüm dünya gibi ne yazık ki bizler de biliyoruz. Patlayan bombalar, bombalı araçlar ya da bir alanda taranan siviller… Kiliseye giren saldırganlar bir kişiyi öldürdüler. Peki hedef neydi ya da kimdi? İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile konuşma fırsatım oldu.
YERLİKAYA: ALLAH’TAN İKİ SİLAH DA TUTUKLUK YAPMIŞ
İçişleri Bakanı Yerlikaya operasyonlardaki gözaltılara dikkati çekerek, ifadelerin tamamlanmasının ardından ayrıntıların netleşeceğini söyledikten sonra şu bilgileri verdi:
– “Saldırganlar kiliseye 7.65’lik tabancalarla giriyor.
– Allah’tan iki silah da tutukluk yapmış.
– Yerde üç kovan bulundu.”
DEAŞ’ın tabanca ile neden kilise bastığı, yapılan operasyonların örgütlerin silah bulmasını zorlaştırmasının etkisi olup olmadığı, amaçlarının öldürmek mi yoksa korku, panik, kargaşa mı yaratmak olduğu sorularının yanıtları ifadeler ve polisin çalışmalarının ardından netleşecektir. İçişleri Bakanı Yerlikaya’ya dünyadaki ve ülkemizdeki vahşi ve kanlı saldırılarından yola çıkarak; “DEAŞ’ın saldırı şeklini biliyoruz. Ya bomba kullanırlar ya da girdikleri yerde tüm sivilleri katlederler. Bu saldırıda amaçları neydi? Çünkü iki durumla da Allah’tan karşı karşıya kalmadık” sorusunu yönelttim. Yerlikaya “Aynı sorunun yanıtını biz de arıyoruz” dedi. Silahların tutukluk yapmış olmasının da belki de hedeflerine ulaşmalarını engellediğini belirtti. Ancak bu sorunun ayrıntılı yanıtının ifadelerin ve çalışmaların sonucunda ortaya çıkacağını da sözlerine ekledi.
POLONYA BAŞKONSOLOSU HEDEF MİYDİ?
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya ayine katılan Polonya Başkonsolosu Witold Lesniak’ın hedef olup olmadığını da sordum. Bakan ilk belirlemelere göre Başkonsolos’un hedef olmadığını değerlendirdiklerini söyledi:
– “Polonya Başkonsolosu’nun düzenli bir şekilde İstanbul’da farklı farklı kiliselere gittiği bu kez ise tesadüfen bu kiliseye gittiği bilgisi var.
– O an kilisede zaten yaklaşık 35 kişi var.
– Hedef Başkonsolos olsa, saldırganlar niye Tuncer Cihan’a önce silahın kabzasıyla vurup, sonra silahla öldürüyor?”
Bakanın açıklamaları böyle… DEAŞ’ın hedefinde Polonya Başkonsolosu olsa, 35 kişinin içinde doğrudan hedef haline gelebilirdi. Oysa görüntülerde yapılan taramada da
DEAŞ’lıların içeride özel birini aradığına dair bir bulgu ve tespit yok. Ancak bunlar yine de ilk bulgular.
POLONYA PLAKALI ARAÇ TESADÜF MÜ?
Bir diğer soru saldırganların Polonya plakalı bir araç kullanıyor olmaları. Peki bu tesadüf mü? İlk bulgular bunun da tesadüf olduğunu ortaya koyuyor. Bakan bu konuda şunları söyledi:
– “Araç 2022 tarihinde Avrupa’dan giriş yapmış.
– Burada el değiştirmiş.
– Zaten el değiştirme ve keşif üzerinden ulaşıldı.”
KİLİSENİN ÖNÜNDE GÜVENLİK AÇIĞI VAR MIYDI?
Saldırı sırasında kilise önünde polis olmadığı yönünde iddialar ortaya atıldı. Oradaki güvenlik mensubunun görevi 100 metrelik bir alanda koruma görevi yapması. Yani kapının önünde durmak değil. 100 metrelik bir alandan sorumlu. Saldırganlar polisin olmadığı anda içeri girmiş olabilirler. Ancak bu konu da İçişleri Bakanlığı tarafından mercek altına alınmış durumda.
10 SAAT 10 DAKİKALIK BAŞARI
Bakanlığın açıkladığı ya da açıklamadığı çok sayıda operasyon yapılıyor. Bunun temel amacı olası eylemleri önlemek. Aşağıda 1 Haziran 2023 ile 26 Ocak 2024 tarihleri arasındaki DEAŞ’a yönelik operasyonların ayrıntısını bulacaksınız.
Terör örgütleriyle mücadele için deyim yerindeyse polis, MİT ve diğer güvenlik güçleri adeta 24 saat çalışıyor. Son kilise saldırısının ardından ise saldırganlar tam 10 saat 10 dakika sonra yakalandılar. Bu tartışmasız bir başarıdır. Bu başarıda başta İçişleri Bakanı Yerlikaya olmak üzere tüm polis teşkilatının payı var. Bakan bu konuda ise şunları söyledi:
– “Hem önleyici operasyonlarda hem de hızlı yakalamada görmek ve görünür olmanın önemi büyük.
– Teşkilatın başarılı çalışmasının yanı sıra Mobese kameralar, geliştirilen özel yazılımlar ve kullanılmakta olan yapay zeka programlarının da katkısı büyük.”