Hürriyet Yazarı Hande Fırat,bugünkü köşesinde tasarruf konusunu ele aldı.
“Ben defterlerimi sonuna kadar kullanıyorum. Bu seviyeye inmemiz lazım. Bu babamızın parası değil, milletin parası. Gösterişten uzak, mütevazı kamu anlayışına mecburuz.”
Hatırlayacaksınız bu mesajı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Valiler Toplantısı’ndaki konuşmasında vermiş, Ankara büromuzdan Ebru Karatosun da haberini yapmıştı. Beklenen tasarruf genelgesi 16 Mayıs 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Genelgeyle, kamunun artık elini taşın altına koyacağı ortaya çıktı. Ayrıntıları açıklandı; kamu kurum ve kuruluşlarının 3 yıl süreyle her ne şekilde olursa olsun yeni taşıt edinemeyecek olmasından yine 3 yıl süreyle yurtiçinde ve yurtdışında hiçbir şekilde yeni hizmet binası alınmaması, kiralanmamasına; temsil ve ağırlama ödeneklerinin zorunlu haller dışında kullanılamayacağına kadar birçok başlık içeriyor. Herkes doğal olarak uygulamayı merak ediyor.
KABİNE’YE ÖZEL BİLGİ NOTU
– Bakanlıklarda genelgenin uygulanmasından sorumlu bakan yardımcıları belirlendi.
– Görevleri hem genelgeye uyulması hem de uyulduğunu Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı’na bir anlamda raporlamak.
– Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bu konudaki hassasiyeti biliniyor.
– Son bakanlar kurulu toplantısına girer girmez, her bakanının oturduğu masaya bilgi notu koyduğunu öğrendim.
– Bu notta Şimşek hem tasarruf tedbirleri hakkında bir kere daha bilgi verdi, hem de bakanlara Ankara ve İstanbul’da ihtiyaç duyulması halinde kullanabilecekleri iki konferans salonunun ismini de verdi.
Kısacası kamuda otellerde ya da başka alanlarda kiralanarak organizasyon yapma döneminin bittiğini alternatif adreslerle de hatırlatmış oldu.
ELEKTRİKLERİ KONTROL EDEN BAKAN
Kabinede bazı isimlerin tasarruf genelgesi konusunda ciddi hassasiyet gösterdiğini söyleyebilirim. İsimlerini müsaade almadığım için açıklamayacağım. Ancak yaz aylarına girerken Türkiye’ye gelecek para açısından çok önem taşıyan bakanlığın başındaki isim; Ankara’da bakanlık binasının elektriklerinin açık olup olmadığını bile kontrol ediyor. Bir başka bakan ise katıldığı eğitim ile ilgili programlarda kendisinden akülü tekerlekli sandalye isteyen öğrencilerin alımını bizzat kendisi yapıyor.
Özetle, kolay olmayan bir süreçten geçiliyor. Bu süreçte bakanların tutumunun ve tasarrufa öncelik etmelerinin önemini vurgulamak gerekiyor.
SOKAK KÖPEKLERİ GÖKTEN İNMEDİ
Hayvan Hakları Yasası gündemin en sıcak başlıklarından. Tartışma yaratan ve henüz tam karar verilmemiş madde ise “1 ay sonunda sahiplenilmeyen köpeklerin uyutulup uyutulmayacağı ile saldırganlaşmış, kuduz riski taşıyan köpeklerin uyutulması seçeneği”…
Daha önce bu konuda yazılar yazmıştım. Geçen yıl ilgili kurum ve kuruluş temsilcileri ile yapılan bir toplantıda Türkiye’de yaklaşık sekiz buçuk milyon sokak köpeği bulunduğu, önlem alınmazsa bazı şehirlerde matematiksel olarak köpek nüfusunun insan nüfusunu geçebileceği hesaplanmıştı. Mesele kısırlaştırmanın zamanında yapılmasıydı.
HIZLA ÜREDİLER
– Kırsaldan şehire gelenler, hayvanlarını getirdiler, kırsalda dışarıda kalan köpek sokakta kaldı.
– 30 yıl önce şehirlerde inşaat alanlarını korumak için köpekler konuldu, o köpekler hızla çoğaldı.
– Ne yazık ki kimileri köpeklerini terk etti, sokağa bıraktı.
– Köpekler yıllar içinde hızla üredi, bu süre boyunca politika geliştirilmedi.
ÇÖZÜM TOPLU KISIRLAŞTIRMADA
Onların da yaşam hakkı unutulmamalı. Bunun ise tek çözümü var. Kısırlaştırma seferberliği… Bilerek seferberlik dedim, çünkü zamana yayılan bir politika işe yaramayacak.
– Türkiye genelinde aynı anda bakanlık ve belediyelerin koordinasyonu ile özel alanlar oluşturularak, kısırlaştırma işleminin yapılması gerekiyor.
– Burada veterinerlerin işbirliği de önemli.
– Yüzde 70 gibi bir oranın Türkiye genelinde peş peşe kısırlaştırılması gerekiyor.
– Diğer yandan sürü istatistiği sınırlı tutulmalı.
– Barınaklar toplama kampı olmaktan çıkarılmalı, çalışanları eğitilmeli, kurallar konulmalı ve denetimler yapılmalı.
Gelelim diğer önemli meseleye, bir hevesle köpek alanlar; sonra da bakamayıp sokağa atanlar… Hayvanların da yaşam hakkı olduğunu hatırlayıp bu sorumluluğu taşımayacak olanlar evine eğlence olsun diye hayvan almasın lütfen.