Hürrriyet Yazarı Hande Fırat, bugünkü köşesinde terör konusunu ele aldı.
Türkiye’nin dünyadaki rolü, emperyalistlere boyun eğmeyişi, doğru bildiğini her platformda savunması, enerji oyununun içinde olması, Gazze katliamındaki duruşuyla, girişimleri ve İsveç’in NATO üyeliği süreçleri kendi kendime “Suriye ve Irak’ta fırtına öncesi bir sessizlik hâkim” dedirtiyordu.
1. Ne yazık terör örgütünün iki ayrı saldırısı ile 12 kahramanımız şehit oldu. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Irak sınırında çok önemli bir açıklama yaptı, “Operasyonlarımız kim destek verirse versin, eli kanlı teröristler yok oluncaya kadar devam edecek” dedi. Hem kim ya da kimler sorusuna yanıt arayacağız hem de saldırılarla ilgili iddialar karşısında edindiğim bilgileri sizlerle paylaşacağım.
2. SALDIRI ÜS BÖLGESİNE DEĞİL, İLERİ EMNİYET BÖLGESİNE
* Türkiye Kuzey Irak’ta uzunca bir süredir mücadele yürütüyor. Ancak bunu Irak toprakları içinde yapıyor ve üs bölgeleri oluşturuyor. 378 km’lik Irak sınırı boyunca Irak topraklarında Türkiye’nin 100’den fazla üs bölgesi var.
* Ancak son iki saldırı iddia edildiği gibi üs bölgelerine yapılmadı. Üs bölgelerinin ilerisinde “ileri emniyet bölgeleri” oluşturuluyor. İleri emniyet bölgelerinin amacı;
* Üs bölgelerini korumak ve teröristlerin onlara yaklaşmasını engellemek,
* Daha büyük saldırıları önlemek,
* Gözetleme yapmak olarak sıralanıyor.
* Sayıları binleri buluyor. Ancak bu alanlarda hep asker bulunmuyor. İhtiyaca, istihbarata göre konuşlanıyorlar.
* İki bölgeye de konuşlanmalarının nedeni tecrübe… Kış daha da bastırmadan terör örgütünün bir saldırı girişimi olasılığından yola çıkarak, hep yapıldığı gibi tedbir almak.
SIZMA GİRİŞİMİ
* Teröristlerin sızma girişimi ve saldırı iddia edildiği gibi 50-100 kişiden oluşan gruplarla değil, küçük gruplar halinde havanın ağır, yoğun sis ve kar yağışı (tipi) olduğu anda yapıldı.
* Çatışmak değil, ölmek için gelen teröristler saldırıyı çok sayıda el bombasıyla gerçekleştirdiler. Yüzlerle ifade edilen el bombalarını atarak, kaçmayı denediler. Ancak tamamı etkisiz hale getirildi.
HEDEF ÜS BÖLGELERİYDİ
* Dikkat çekilmesi gereken bölüm ise iki saldırı noktası olması. Aralarındaki mesafe kuş uçuşu 100 km. Biri Hakurk, diğeri ise coğrafi olarak İran’a da yakın olan Metina.
* İleri emniyet bölgelerinde bulunan birliklerin mevzileri kahramanca savunması ile birliklerimizin kahramanca mevzilerini savunması sayesinde teröristlerin asıl amacı engellendi. Hedefleri üs bölgeleriydi. Yani kahraman Mehmetçik büyük bir saldırıyı engelledi.
ŞEHİT HABERLERİ GİZLENMİYOR!
* Şehit haberlerinin başka kimselerce verilmesi kamuoyunda “Şehit haberinin gizlenmesi” gibi bir algı oluştursa da, iletişimin bu kadar hızlı ve kolay olduğu bir çağda, gizlenmesi mümkün değil. Zaten Milli Savunma Bakanlığı’nın da gizleme gibi bir amacı yok.
* Ancak şehit/yaralı haberlerinin verilmesi için özel bir prosedür uygulanıyor. Önce gerekli tedbirler alınarak aileye haber veriliyor, sonra kamuoyu ile paylaşılıyor.
* Güvenlik yetkilileri, “Bazı sosyal medya hesaplarında iddia edildiği gibi Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde açıklananların dışında şehit askerimiz yoktur. Yine iddia edildiği gibi kaçırılan/kayıp askerimiz de bulunmamaktadır. Bu yayınlar terör örgütlerinin propagandasını yaparak toplumda algı oluşturma çabasıdır” ifadesini kullandı.
3. ARKASINDA KİMLER VAR?
Teröristlerin kullandıkları silah ve teçhizatlar ABD menşeli. Gözler doğal olarak ABD’ye çevriliyor. ABD’nin “PKK ile mücadelenizi destekliyoruz, YPG’yi PKK’dan ayırıyoruz” garip söyleminin bir kere daha çöktüğü ortada. Ancak son dönemdeki gelişmeleri alt alta koyunca olağan şüphelilerin sayısı da artıyor:
ABD 21 ARALIK’TA NE DEDİ
* Saldırıdan hemen önce 21 Aralık’ta Türkiye Cumhuriyeti ve Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Düzeyli Savunma Grubu toplantısı yapıldı. Amerikalılar bu görüşmede bir kere daha PKK ile YPG’yi ayırdılar ve “Türkiye’nin PKK ile mücadelesinin yanında oldukları” mesajını verdiler. Türkiye ise her ikisinin de aynı olduğunu, aynı merkezden yönetildiğini delilleriyle masaya koydu.
IRAK’LA TARİHİ GÖRÜŞME
* Irak Dışişleri Bakanı Fuat Hüseyin ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 19 Aralık günü yaptığı görüşme tarihi bir öneme sahipti. Neden mi?
* Türkiye uzunca bir süredir Bağdat yönetimine Irak’ın toprak bütünlüğü, Kalkınma Yolu’nun hayata geçebilmesi için terör örgütünün varlığının sona erdirilmesi gerektiğini anlatıyordu. “Bu mücadeleyi ya birlikte yapalım ya da biz tek başımıza mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” diyordu.
* Bağdat Hükümeti bu tarihi görüşmede terör örgütünden rahatsız olduğunu belirterek, ilk kez ortak mücadele mesajı verdi.
İRAN İLE GÖRÜŞME OCAK AYINDA
* İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi bir aksilik olmazsa 4 Ocak günü Ankara’da olacak.
* İran Cumhurbaşkanı Reisi ile yapılacak görüşmelerin ana gündem maddelerinden biri de terör örgütüyle mücadele olacak.
İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİ İLE BU SALDIRILARIN BAĞI VAR MI?
* Türkiye bugün eğer bir değişiklik olmazsa İsveç’in NATO üyeliğini Dışişleri Komisyonu’nda ele alacak.
* Bu komisyon öncesi gerçekleştirilen, üstelik ABD menşeli silahlarla gerçekleştirilen saldırının amacı TBMM’de tepki yaratarak, anlaşmanın geçmesini engellemek olabilir mi?
* Eğer amaç bu ise, İsveç’in NATO üyesi olmamasından kimler karlı çıkacak?
İSRAİL’İ UNUTMAYALIM
Gazze katliamını inatla durdurmayan İsrail’in yaptıkları karşısında insanlığın sesi Türkiye oldu.
İsrail’in Türkiye karşısında çirkin bir oyunun içinde olmadığını umut edelim.
4. ‘PKK İLE PYD AYNI DEĞİL’ DİYEN ABD’YE BİR DELİL DAHA!
Türkiye yıllardır anlatıyor, dellileri masaya koyuyor. “PKK eşittir YPG” diyor. Bakın son saldırılarda PKK’lı teröristler Amerika’nın yüksek teknolojiye sahip silah ve teçhizatlarını kullanıyordu. Yetmiyor mu? Yetmiyorsa ABD’ye bir haber daha verelim.
KANDİL KADROSU’DAN EŞBAŞKANLIĞA
Rohif kod adlı Laila Karaman (Leyla Kahraman) bu ayın 20’sinde Rakka’da düzenlenen sözde Suriye Demokratik Meclisi 4. Konferansı’nda yeni eşbaşkan seçildi.
Kendisi PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütü mensubu.
SDM sözde eşbaşkanı sıfatıyla uluslararası temasları PKK/KCK-PYD/YPG adına gerçekleştirmekle görevli.
PKK/KCK’nın Kandil kadroları arasında yer alıyordu ve SDM eşbaşkanlığı görevine de Kandil yönetiminin talimatı doğrultusunda getirildi.
Eski SDM başkanı olan İlham Ahmed, örgütün uluslararası alanda tanınırlığına yönelik çalışmalarında yeterli bulunmadığı gerekçesiyle görevinden alındı.
Güvenlik kaynakları, Kandil kadrosundan SDM eşbaşkanı olan Laila Karaman’ın PKK/KCK liderlerinden Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Mustafa Karasu ile çekilmiş leşker kıyafetli çok sayıda fotoğrafına da ulaştı.
Sözde eşbaşkanın Kuzey Irak’taki örgüt kamplarında silahlı ve ideolojik eğitimler aldığı da tespit edildi.
İnatla iki terör örgütünü ayrı gören ABD başta olmak üzere tüm ülkelere bir kez daha duyurulur; PYD/YPG’nin siyasi kanadı konumundaki SDM’ye PKK/KCK kadrosu bir unsurun atanması, PKK/KCK ile PYD/YPG arasındaki organik bağı göstermektedir.
BUNDAN SONRASI
TÜRKİYE, terörle mücadele konusunda kararlılığını artırarak sürdürecek. Kış şartlarına girerken, yoğun sisten ve kardan yararlanan terör örgütüne karşı Bağdat hükümetiyle sıkı bir işbirliğinin başlaması bekleniyor. Bununla birlikte;
Ankara çok sayıda plan hazırlamıştı. Bu planlar çeşitli aşamalarda devreye sokulacak gibi görünüyor.
Bu kapsamda insansız hava uçakları, sızmaların olduğu ve terör örgütünün üslendiği bölgelerde 24 saat havada kalabilir.
Ankara’nın daha önce yaptığı planlar arasında, Irak topraklarından 30 km derinliğe girerek operasyonları o bölgeden yürütmek de bulunuyor.
Bölgeye zaten dinleme–kestirme istasyonları kurulmuştu. Bunların sayısı artırılabilir.
Terörle mücadele konusunda bölge ülkelerine de işbirliği için daha yoğun baskı yapılacaktır.
