Milliyet Yazarı Güneri Civaoğlu, bugünkü köşesinde İsrai-Filistin gerginliğini değerlendirdi.
IDF’nin (İsrail Silahlı Kuvvetleri) sözcülüğünü de yapmış olan binbaşı Jacob Dallal dünkü “The Times of Israel” gazetesinde şöyle yazdı:
Son 15 yılda IDF’nin askeri tatbikatlarında uyguladığımız “kıyamet senaryosuydu.”
Teröristler dalga dalga İsrail’e sızıyor.
İsrail kasabalarını ele geçiriyor, sivilleri öldürüyor.
Daha sonraki müzakereler için İsraillileri rehin alıyor.
İsrail tarafına aralıksız yoğun roket atışı, kaos ve savaş sisi…
Tam da bu senaryo gerçekleşti. Tek fark, senaryonun “Gazze’den Hamas’ın değil, Hizbullah’ın kuzeyden saldıracağını” öngörmesiydi.
Hiç kimse Hamas’ın böyle bir kapasiteye sahip olduğunu düşünmüyordu.
İsrail’in istihbarat örgütleri Şin Bet, Mossad, Aman da böyle bir olasılığı raporlamış değiller.
Ama…
Akıllardan geçmeyen şey oldu.
Uzun sürecek bir savaşın başındayız.
1000’e yakın sivil ve asker İsrailli hayatını kaybetti. Daha da kötüsü 100 dolaylarında İsrailli Gazze’de rehin.
Mossad’ın Hamas saldırısını atlaması nedeniyle İsrail’in yıprandığı iddiasıyla oluşturulmuş bir çalışma…
HOLOKOST’TAN SONRA İKİNCİ
Nazi Almanya’sının ölüm kamplarında 6 milyon Yahudi yaşamını yitirmişti.
“Holokost” olarak tarihe geçen o “jenosidden (soykırım)” sonra, Hamas’ın 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli sivil ve asker sayısı “ikinci büyük katliam…”
İsrail istihbarat örgütleri burnunun dibindeki büyük planı nasıl oldu da atladı?
Aylarca Gazze’de ve Beyrut’ta Hamas ve diğer örgüt liderlerinin toplantıları hatta bazı devletlerin de devreye girmiş olduğu planlama çalışmalarından hiçbir bilgi sızmaması çok ilginç!
Dünyanın en güçlü istihbarat örgütü CIA ve İngiliz istihbarat örgütü de fena halde ıskalamışlar.
Üstelik…
Böyle bir büyük saldırıyı “kıyamet senaryosu” olarak her yıl İsrail silahlı kuvvetleri tatbikat masasına yatırılıyor.
Ama saldırganın adresinde vahim yanılgıyla…
İsrail silahlı kuvvetleri, istihbaratı, iktidarı “caydırıcılık gücünden” öylesine emin ki… Ve de Gazze’yi “yönetilebilir şiddet örgütü” tanımıyla kontrolde tutmak stratejisini öylesine “kibirle” içselleştirmiş ki…
Burnunun ucunu göremiyor.
İsrail’in Netanyahu yönetiminde ikiye bölünmesi, halkta ve bürokraside iktidara muhalefet de ülkenin bağışıklığını aşağılara çekmiş anlaşılan.
Şu satırlar yazılırken Gazze, İsrail bombardımanıyla harabeye dönmüş durumda. Hamas ise “Aşkelon kentini füzelerle vuruyor.”
Bu da Hamas adresli kıyamet senaryosu…
İSRAİL DIŞINDAKİ YAHUDİLER
The Times Of Israel’deki analize devam.
Bu İsrail güvenlik servislerinin devasa bir istihbarat ve operasyonel başarısızlığıdır. Saldırı sadece “sürpriz” olmakla kalmadı sınır bariyeri ve Gazze şeridini çevreleyen bütün sistemler de çöktü.
İsrail savaşta. Şu anda 10 binlerce yedek asker çağırılıyor. Hizbullah’ın katılma ihtimali de gerçekten var.
Ve bu da İsrail’in en büyük savaşlarından birine dönüşebilir. (İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin 160 bin etkin personeli var. Silah altına alabileceği 1 buçuk milyon erkek ve bir o kadar da eğitimli yedeğe sahip. G.C)
Kurulduğu 1948’den bu yana İsrail devletinin karşı karşıya kaldığı en ölümcül saldırı bu…
İsrail hem caydırıcılığını yeniden sağlamak için -ki aksi takdirde Hizbullah da yakın gelecekte benzer şekilde İsrail’e saldırmaya istekli olacaktır- hem de İsrailli rehinelerin serbest bırakılmaları için elini kuvvetlendirecek bir koz olarak Gazze’nin büyük bölümünü fethetme zorunda kalacaktır. (2 milyonu aşkın Gazzeliyi böyle bir nefret ortamında
İsrail silahlı güçlerinin kontrol altında tutması çok ama çok zor. G.C)
Başlangıçta İsrail’e sempati duyan uluslararası kamuoyunda rüzgârlar, İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin Gazze’deki operasyonu derinleştirmesiyle 1 veya 2 hafta içinde ters yönde esecektir.
Yurt dışındaki Yahudi toplulukları önümüzdeki ay nefret saldırılarına hazırlıklı olmalı.
Suudi Arabistan’la İsrail’in barış görüşmeleri Hamas ve İran liderliğindeki eksen üzerinde, onları “Arap ve Müslüman dünyasında yalnız kalacakları” gibi bir psikolojiye soktu.
Hamas saldırısı, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle İsrail arasındaki normalleşmeyi torpillemek amaçlı olabilir.
Bu savaştan sonra bölge bilmediğimiz şekillerde değişecek.
Çok sayıda can kaybı olacak.
AÇIKHAVA HAPİSHANESİ
15 yıldır İsrail ablukası altında olan Gazze için “Açıkhava hapishanesi” deniyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün İsrail ve Filistin Direktörü Ömer Şakir yaptığı açıklamada Gazze’de durumu şöyle çizdi:
“Elektrik, yiyecek, su, yakıt olmayacak. Bu saldırgan Hamas’ın yanı sıra sivil Gazzelilerin de cezalandırılmasıdır.”
Öte yandan İran ve Hizbullah “Hamas’ı sözel olarak desteklemekle birlikte, saldırıda hiçbir rollerinin olmadığını” açıkladılar, bunu vurguluyorlar.
İran’ın BM misyonu tarafından da “sarsılmaz destekle Filistin’in arkasında duruyoruz. Ancak biz Filistin’in bu tepki eylemine dâhil değiliz. Çünkü bu yanıt yalnızca Filistin’in kendisi tarafından üstleniyor” açıklaması yapıldı.
Carnegie Ortadoğu merkezinden Hage Ali, “asıl kaygı duyulması gereken bölgesel yangına” işaret ediyor.
“Eğer Hamas, İsrail’in intikam saldırısı ve kara işgaliyle varoluşsal tehlike
altındaysa, çatışma, başka cephelerdeki saldırıları da kapsayacak şekilde genişlemeyecekse bu ittifakın ne yararı var?”
Başta Hizbullah olmak üzere, İslami Cihad örgütü ve diğer örgütler işte bu “ittifak” eksenli ağır tahrik ve baskı altındalar.
Alevlerin bölge yangınına dönüşmesi
için rüzgârlar estiriliyor.
Diliyoruz fırtınalar biçilmesin.