Karar Yazarı Gülay Erdemli, bugünkü köşesinde Infulencerları köşesinde taşıdı.
Annemin “şartlı şurtlu temizlik önemli” cümlesi çocukluğumdan beri aklımda. Temiz bir evde yaşamak gerçekten de insana iyi geliyor. Ama internette öyle bir trend var ki temizliği, titizliği başka bir boyuta taşıyor.
Cleanfluencerlar (Influencer’dan türetilmiş bir kelime, Türkçeye temiz etkileyici gibi çevirmek mümkün) temizlik, ortalık toplama gibi içeriklerle milyonlarca hayranı peşinden sürüklüyor. Dürüst olmak gerekirse bu videoları ben de büyük bir zevkle izliyorum. Cleanfluencerlar evleri temiz ve düzenli tutmak için hızlı ve kolay çözümler sunarak dikkatleri üzerlerine çekmeyi başarıyor. Bir bakıyorsunuz sandalyelerin altlarını siliyor, bir bakıyorsunuz buzdolabını kırklıyorlar. Hele o buharla temizleme yok mu? Aman aman insanın içi temizleniyor adeta. Köpük köpük silinen yerler, ayna gibi parlayan fırınlar, jilet gibi düzenlenmiş bir dolap… Hani gerçekten büyülenmiş gibi izliyorum.
Bu akım öyle küçümsenecek bir şey değil, TikTok’taki içerikleri güzellik videolarından bile fazla izleniyor. YouTube ve Instagram’daki videolar da rekorlara koşuyor. 2020’de pandemiyle başlayan bu trend giderek daha da popüler oldu. Temizlikle ilgili bazı videoların görüntülenme sayısı 2,5 milyardan fazla! Netflix’teki ev düzenleme konulu yapımlar da yüksek izlenme oranlarına sahip.
Bir kısım Cleanfluencerlar, psikologlar tarafından obsesif olarak etiketlense de bazıları bunu bir kariyere dönüştürmek için temizleyip duruyor. Markalarla ortaklık kuruyorlar, adlarına ürünler piyasaya sunuluyor.
Terapötik bir etki yaratan bu içerikler ASMR adı verilen bir kategoriye giriyor. Sosyal medyada en çok kullanılan hashtaglerden biri olan ASMR’nin açılımı Autonomous Sensory Meridian Response/ Otonom Duyusal Meridyen Tepkisi. Daha da basit bir ifadeyle bir kişinin belli içerikleri izlerken veya belli sesleri dinlerken yaşadığı rahatlama hissi. Yoksa temizlik konusundaki farkındalığın artması nedeniyle bu trendin zirveye çıkmışlığı falan yok. Araştırmacılara göre bir şeyin kirliden temize dönüşmesi psikolojik hazzı tetiklediği için büyüleyici.
Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, ASMR videolarını izleyen kişilerin yüzde 80’inin ruh halleri üzerinde olumlu etkiler saptanmış. Çalışmaya katılanların yüzde 69’u bu videoların orta şiddetteki depresyon semptomlarını hafifletmeye yardımcı olduğunu söylemiş.
Temizliğin basit olması, herkesin yapabilmesi bu tarz içerikleri daha da çekici hale getiriyor. Lüks tatiller, pahalı otomobiller ve benzeri paylaşımlar görsel olarak çekici olsa da çoğu insan için tatlı bir hayal. Oysa temizlik videoları öyle mi? İzledin canın mı çekti. Kap kovayı, koy mis gibi beyaz sabunu içine temizle temizle için ferahlasın. Herkese, her bütçeye uygun bir trend, daha ne olsun?
NEREDEN NEREYE
Forbes, her yıl yayınladığı Dünyanın En İyi İşverenleri listesini geride bıraktığımız yıl için 10 Ekim’de yayınlamıştı. 2023 yılı listesini oluşturmak için dergi, pazar araştırma şirketi Statista ile ortaklık kurarak 50›den fazla ülkede çok uluslu şirket ve kurumlarda çalışan 170 binden fazla çalışanla anket yaptı. Çalışanlara, şirketlerini ailelerine veya arkadaşlarına tavsiye edip etmeyecekleri soruldu ve işverenlerini çalışma ortamı ve saatleri, sağlık yardımları, eğitim ve ilerleme fırsatları, maaş ve işyeri çeşitliliği gibi kriterlere göre değerlendirmeleri istendi.
2023 listesine ilk sıralardan giren şirketleri hatırlayalım; en iyi işveren unvanına kavuşan birinci sıradaki Samsung Electronics ve onu takip eden Microsoft, Google’ın çatı şirketi Alphabet, Apple ve beşinci sırada İtalyan otomobil efsanesi Ferrari. Tüm bu şirketler çalışanlarına yetenek gelişiminden uzaktan çalışma seçeneklerine, ruh sağlığı hizmetlerinden çalışanların aileleri ve hatta evcil hayvanlarına tanıdıkları yan haklara kadar kapsamlı avantajlar sağlamalarıyla öne çıktı.
Dünya çapında en iyi işverenler arasında olma itibarına kavuşmuş bir şirkette çalışmayı kim hayal etmez, öyle değil mi? Pek de değil, aslında. Tüm bu dev şirketlerin 2023 yılındaki yıldızlı karnelerine aldanıp geçmişteki uygulama ve tutumlarını unutmamak gerek. Örneğin geçtiğimiz yıl listeye ikinci sıradan giren Microsoft’un kurucusu Bill Gates, 70’li yıllarda şirkette her çalışanın plakasını ezberleyerek onları takip eden bir mikro yönetici olarak ün yapmıştı. Kurucu ortak Paul Allen bir keresinde Vanity Fair’e «Kimin geldiğini görmek için hafta sonları otoparkta sinsi sinsi dolaşan bir görev yöneticisine dönüşüyordu» demişti. Milyarderler kulübündeki tek zorlu patron Gates de değil, başarılı oldukları kadar birlikte çalışmanın zor olduğu da bilinen girişimcilerin uzun bir listesi var. İş ortağı Steve Wozniak’a göre Apple’ın vefat eden patronu Steve Jobs, çalışanlara karşı acımasız ve kontrolcü olmasıyla ünlüydü.
Sözün özü, bugün milyonlarca kişinin çalışma hayalleri kurduğu, çalışanlarına dünyanın en iyi iş koşullarını ve yan haklarını sağladığını iddia eden dev şirketlerin birçoğunun geçmişi hiç de sevimli ve çalışan-yanlısı değil.
Böylesi katı yönetimlerin bir şirketi başarılı bir şekilde yönetmenin tek yolu olduğunu iddia eden görüşler olsa da bu liderlik tarzı son yıllarda geri tepmelerle karşı karşıya kaldı ve katı yönetimin başarı için bir ön koşul mu yoksa çalışanlar için sinir bozucu bir engel mi olduğu çokça sorgulandı.
Milyarder patronlar kulübüne üye olmadığımız için bilemeyiz, belki de belli bir başarı eşiği aşılana dek eti senin kemiği benim; devleştikçe ise gelsin yan haklar, tatil izinleri, esnek çalışma ve sosyal olanaklar…
FAL BAKAN MASAJ YAPAN YAPAY ZEKA
Dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı CES dün bitti. En yeni hava taksi konseptlerinden yapay zeka falcılığına kadar teknolojideki en yeni ürünler fuardaydı. Yeni teknolojilerin bir kısmını geçen hafta medyada takip etmiş olabilirsiniz. İlgimi çeken birkaç tanesini paylaşmak isterim.
BMW’nin yeni konsept otomobili iX, araca oturmadan park etmeye olanak sağlıyor. Aracı uzaktan kontrol ederek hızını 10 km’ye çıkarmak mümkün.
Boston merkezli tıbbi teknoloji girişimi GyroGear, parkinson hastaları için bir umut. Firmanın geliştirdiği eldiveni takan bir hasta el titremesi nedeniyle yapamadığı pek çok hareketi gerçekleştirebiliyor. Yaklaşık 6 bin dolarlık ürün pahalı olsa da büyük bir konfor sağladığı kesin. Üretken yapay zeka, falcıları da işinden edecek gibi görünüyor. Güney Koreli SK Group, yeni ürünü yüksek bant genişliğine sahip bellek teknolojisiyle desteklenen AI Fortune Teller’ın kullanıcıların duygularını okuyarak fallarına bakabileceğini iddia ediyor. Alet yüzünüzün fotoğrafını çekip, ekrandaki desteden bir kart seçmenizi istiyor. Sadece birkaç dakika içinde yüz özelliklerinizi analiz ediyor ve kısa, geleceğe yönelik bir mesaj ya da tavsiye veriyor.
Ahh o telveli Türk kahvesinin fincanını kapatıp “ya söyle işte bir şeyler” dediğimiz günler de geride kaldı yani.
‘Uçan otomobiller’ farklı prototiplerle karşımıza çıksa da henüz pratik olarak kullanımını göremedik. Hyundai’nin CES’te tanıttığı yeni uçan taksi konsepti realiteye dönüşebilir mi? S-A2 adlı uçan taksi dikey olarak iniş ve kalkış yapabiliyor. Hyundai aracın bulaşık makinesi kadar sessiz çalıştığını, 460 metre yükseklikte 190 km hızla gidebileceğini iddia ediyor.
Üç-beş satır yukarıda yapay zeka fal bakıyor dedim ya, bitmedi bir de masaj yapıyor. Fransız Capsix Robotics şirketinin geliştirdiği iYU, gerçek zamanlı bir vücut taraması yapmak için yapay zekayı kullanıyor. Robotik bir kol daha sonra masaj teknikleri uyguluyor.
Bir köpeğe piyano çalmayı kim öğretmek ister emin değilim. Bu konu tartışılabilir ama Hong Kong merkezli bir start-up bunu yapacak bir cihaz geliştirdi. Zoo Gears adlı şirketin geliştirdiği “The Butter”, köpeklerin ‘çalabileceği’ ışıklı pedlere sahip dört tuşlu bir enstrüman. Temel olarak köpeğin ışık dizisini takip etmesi gerekiyor. Tabii çabalarını bir şekilde ödüllendirmeniz gerekiyor. Haa bu ne işe yarar, gelecekte besteci bir köpek olur mu, bu ürünün amacı ne valla bilemedim.