Kalp Damar Cerrahisi Opr. Dr. Lütfi Çağatay Onar, bilinçsiz kullanılan gıda takviyelerinin, kalp- damar hastalıklarında yüzde 20 artışa neden olduğunu açıkladı. Onar, kalp- damar sistemi hastalıklarında son dönemde ciddi yükseliş tespit ettiklerini vurgulayarak, yüzde 20 artış olduğunu dile getirdi ve sözlerine şunları ekledi:
CİDDİ BİR TEHLİKE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
“Yaşı 30 ile 50 arasındaki hastalarda toplar damar tıkanıklığından kalp krizine kadar son derece geniş bir yelpazede hastalıklar görmekteyiz. Bu hastalıkların bölgesel olarak etyolojisine ve insidanslarına baktığımızda çevresel toksinlerinden beslenme alışkanlıklarına, genetik yatkınlıktan sigara kullanım alışkanlığına kadar pek çok faktörün etkili olduğunu görüyoruz. Bunun dışında gıda takviyelerinin bilinçsiz bir biçimde kullanılması gibi ciddi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Hastalıkları kontrolsüz hipertansiyon ve diyetin de etkili olduğu çok çeşitli faktörlere dayandırmak mümkün. Özellikle burada bir küçük parantez açmak gerekirse kalp damar sistemi hastalıklarının özellikle derin venöz tıkanıklık hastalarında gıda takviyesi olarak kullanılan ürünlerin bilinçsiz bir biçimde tüketilmesinin etkili olabileceğini öne süren çalışmalar mevcut. Yine derin venöz tıkanıklık ile özellikle mineral içeren gıda takviyelerinin ilişkilendirilebileceği ortaya kondu. Bizim de geçtiğimiz aylarda yaptığımız bir çalışmadaki bunu ulusal kongremizde de sunduk. Derin ven trombozu tanısı almış 100’ün üzerinde bireyin toplar damar tıkanıklığı olan dokularından alınan numunelerinde artmış demir kalsiyum ve silisyum bulunduğunu söylemek mümkün. Yine doku numunelerinde doku magnezyum düzeyinin kontrol grubuna kıyasla daha düşük olduğunu tespit ettik. Dolayısıyla vurgulamak isterim ki gıda takviyelerinin de bilinçli bir biçimde kullanılması mutlaka doktor tavsiyesi ile alınması gerekiyor. Bunun çalışmanın materyalinin geliştirilmesi ile hangi tip gıda takviyelerinin kalp damar hastalıkları ile ilişkilendirilebileceğini söylemek mümkün olabilir. Bunun için kapsamlı meta analizlere ihtiyacımız var ama kabaca doktor tavsiyesi hatta reçetesi olmadan gıda takviyelerinin kullanılmaması gerektiğini söyleyebilirim.”
Kalp- damar hastalıkları yaşının dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gençleştiğini belirten Onar, “Özellikle 30 ve 40 yaşlarda geçtiğimiz 20 yılı baz alarak düşündüğümüz zaman çok az görürdük ve akut kroner sendromları da toplu damar tıkanıklarını. Şimdi mevcut durumda ileri yaş hastalığı olmaktan çıktı, artık orta yaş ve genç yaş grubunu da ilgilendiren hastalıklar spektrumuna girdi, kardiyovasküler sistem hastalıkları. Yine bizim yapmış olduğumuz çalışmada çevresel toksinlerden özellikle arsenik nadir toprak elementlerinden lityum ve kadminyum bunların da dokulardaki analizi yapıldı. Bunların derin ven trombozuyla ilişkisi gösterilemedi. Hastanemiz açıldığı günden itibaren geçtiğimiz 24 aylık süreçte 1000’in üzerinde yabancı hasta başvurusu oldu. Bu hastalar için plastik cerrahi ile beraber kardiyovasküler sistem için kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi kliniklerini hastalarımız geldi. Yine yurt dışından gelen hastalarımıza da yaşın gençleştiğini söylemek ve özellikle rutin taramaları esnasında kalp hastalığının tespit edildiğini söylemek mümkün” diye konuştu.