Gazeteci Fatih Altaylı, bugünkü yazısında uzun süredir köşe yazısı kaleme almamasının nedenini okurlarıyla paylaştı.
İŞTE FATİH ALTALI ‘NIN YAZISI
Bir gün bile yazmasak, okurlar haklı olarak soruyor, sitem ediyor, hatta kızıyor “Neredesin” diye.
Haklılar da, yazı işi ciddi iş, aksatmamak gerek ama insanlık hali, bazen yazamıyor insan.
Ama okura hesap vermek de şart, ne olsa onlar için yazıyoruz aslında.
Bu kez iki gündür yazı yazmıyor oluşumun nedeni biraz tatsızdı, çok sevdiğim, kardeş gibi birinin kaybı idi.
İsterseniz detaylı anlatayım ama biraz geçmişe gitmek gerek.
1990’ların başı, zannederim 1992.
Devletin güvenlik ve istihbarat kurumları o zaman ciddi bir tehdit altında olduğumu, farklı örgütlerin bana yönelik bazı hareketleri olabileceğini düşünmüş.
Bunun üzerine de beni “korumaya” karar vermişler.
Bakanlar Kurulu karar almış, günde 24 saat yanımda bir yakın koruma ve konut önünde bir koruma kulübesi kurulacak. Burada da 24 saat bir polis memuru bulunacak.
Durum bana bildirilince, ben “Böyle bir şey istemem. Devlete bu kadar yük olmanın manası yok“ dedim.