Deprem bölgesindeki çocuklar için salgın uyarısı: Çok hızlı yayılıyor!

0
1

Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerde 50 bini aşkın kişi hayatını kaybetti. Deprem sonrası bölgede salgın hastalık riski devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde bölgedeki ishal vakalarını doğrulamış fakat bunun bir salgın haline gelmediğini belirtmişti.

Çadır ve konteynerlerde kalan vatandaşları uyaran uzmanlar ise salgın riskinin her geçen gün daha fazla arttığını belirterek çeşitli uyarılarda bulunuyor.

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Derneği (KLİMİK) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, deprem bölgesinden başka şehirlere göç eden depremzedelere dikkat çekerek, çocukluk çağı aşılamalarının da aksamaması için bölgeden başka illere gidenlerin bir an önce gittikleri yerlerdeki aile sağlığı merkezlerine kayıt yaptırması gerektiğini söyledi.

“UYUZ VE İSHAL VAKALARINDA ARTIŞ OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

Prof. Dr. Azap, bölgede henüz büyük bir salgın hastalık yaşanmadığını söyleyerek “O bölgede çalışan arkadaşlarımızdan öğrendiğimiz kadarıyla bazı enfeksiyonların sıklığında bir miktar artış var. Ama böyle Covid´deki gibi hızlı bir şekilde yayılan bir enfeksiyon hastalığından bahsetmiyoruz. Bazı hastalıklarda (kümesel) artışlar var. Örneğin uyuz vakalarında, ishallerde artış olduğunu biliyoruz. Bu da bölgelere göre farklılık gösteriyor. Çünkü her bölgenin kendi özel durumu da söz konusu. Örneğin bazı şehirlerde kanalizasyon alt yapısı çok fazla hasar görmediği için kullanım ya da içme suyuna ulaşımda sıkıntılar yok. Ama Antakya merkez, Samandağı ilçesi, Maraş merkez ve bazı ilçelerinde hala bu konularla ilgili eksiklikler olduğunu öğreniyoruz” şeklinde konuştu.

“SİNEKLERE KARŞI ÖNLEM ALINMALI”

Havaların ısınmasıyla beraber sinek, sivrisinek gibi sorunların da bölgede ciddi sıkıntılara yol açabileceğini kaydeden Prof. Dr. Azap, bunlarla ilgili şimdiden çok iyi önlemler alınması gerektiğini vurgulayarak, “Sinek, sivrisinek gibi vektör dediğimiz, hastalık taşıyabilecek canlıların artması da söz konusu olabilecek havaların ısınmasıyla. Bu da enfeksiyonları kolaylaştıracak bir faktör. Dolayısıyla bunlarla ilgili şimdiden ciddi bir şekilde önlem alınması gerekiyor” diye konuştu.

“DEPREMLERDEN SONRA TETANOS VAKALARINDA ARTIŞ OLABİLİR”

Depremlerden sonra endişe veren tablolardan birinin tetanos hastalığı olduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Azap, şunları söyledi:

“Tetanos vakalarında artışlar olması depremlerden sonra çok beklendik bir durumdur. Dünyada da bunun örnekleri var. Çünkü tetanos, tozda, toprakta çok yoğun bir şekilde bulunan bir sporlu bakteri. Şöyle bir sorun var, hafif yaralanma ile bile olsa, eğer yara yeri oksijensiz bir ortam içeriyorsa, o zaman tetanos sporları basile dönüşerek tetanos toksini üretebilir ve kişilerde tetanos hastalığına sebep olabilir. Böyle çok sayıda kişi olduğunu düşünüyoruz açıkçası. Yani enkazdan kendi çabasıyla kurtulup, herhangi bir sağlık kuruluşuna görünmeden yakınlarını kurtarmak üzere enkaz başında kalıp hala bölgede yaşayan ya da bölgeyi terk etmiş başka şehirlere gitmiş vatandaşlarımız var. Bizim takip ettiğimiz, depremden kurtulup daha sonra Aydın’da bir hastaneye başvuran bir vaka da tespit edildi bu şekilde. Ama hastanın durumunun iyi olduğunu, tedavilere iyi yanıt verdiğini öğrendik.”

“HERKES TETANOS AŞISI OLSUN DEMİYORUZ”

Tetanosun kuluçka süresinin yaklaşık 90 günü bulabildiğine işaret eden Prof. Dr. Azap, yaranın durumu veya kişinin bağışıklık yanıtına göre bu sürenin değişebileceğini vurgulayarak, “Yaralanmanın ağırlığına göre ve kişinin bağışıklık sistemi durumuna göre bu süre değişebilir. İki güne bile düşebilir ya da uzayabilir. En ideali, yaralanma olduktan en kısa sürede tetanos aşısı olmaktır. Ama buradan da şöyle bir anlam çıkmasın, deprem bölgesinde yaşayan herkes mutlaka tetanos aşısı olmalı demiyoruz. Tetanos riskli yaralanması olup, herhangi bir sağlık kontrolünden geçmemiş ve son 10 yıl içerisinde de hiç tetanos aşısı olmayan kişilere aşılanmayı öneriyoruz” dedi.

ÇOCUKLARDA KIZAMIK VE SUÇİÇEĞİ TEHLİKESİ

Depremde yaşanan büyük yıkımdan aile sağlığı merkezlerinin de (ASM) etkilendiğini ifade eden Prof. Dr. Azap, çocukluk çağı aşılamalarında da bölgede bir miktar aksama beklendiğini vurguladı.

Prof. Dr. Azap, şunları söyledi: “Aşılama hizmetleri Türkiye’de birinci basamak sağlık hizmetleri üzerinden gerçekleştirildi ve çok iyi işleyen bir aşı sistemimiz var. Ama maalesef deprem bölgesinde yıkılan binalardaki Aile Sağlığı Merkezleri de kullanılamaz hale geldi. Aşılar için 7/24 ısı takibi yapılması gereken sistem de hasara uğradı. Ayrıca sağlık çalışanları da, ya kendileri hayatlarını kaybetti ya da yakınlarını kaybetti, depremzede oldu. O yüzden aşılamalarda da bir miktar aksama beklediğimiz bir durum zaten. Ama özellikle deprem bölgesinden başka şehirlere giden çok sayıda insan oldu. Bu kişilerin gittikleri yerlerde mutlaka aile hekimliklerine başvurup kayıtlarını oraya aldırıp yapılması gereken aşıları yaptırması gerekiyor. Yoksa önümüzdeki haftalar içerisinde aşı ile önlenebilecek kızamık, suçiçeği, tetanos gibi hastalıkları da görme riskimiz artacaktır” diye konuştu.

ÇOK KOLAY BULAŞIYOR

Rutin aşılama şemasında olan aşıların yapılmadığında bu hastalıkların hızla tekrar ortaya çıkma riskinin yükseldiğini söyleyen Prof. Dr. Azap, “Özellikle kızamık ve suçiçeği üzerinde durmamızın nedeni, bunlar çok kolay bulaşır. Evet kabakulak da damlacık yoluyla solunum yolu ile bulaşan bir hastalık ama kabakulağın bulaşması için yakın temasın çok uzun süreli olması gerekiyor. Oysa kızamık ve suçiçeği çok kısa bir sürede, çok da yakın olmayan temasla bir anda yayılabilir. İyi beslenemeyen, özellikle küçük çocuklarda kızamık ve suçiçeği ölümcül sonuçlara yol açabilir. Deprem nedeniyle o bölgede beslenme zaten sıkıntılı. O yüzden bu kadar endişeliyiz bu hastalıklarla ilgili” diye konuştu.

Reklam Alanı