Deniz Kilislioğlu Yazdı: Gazze Günlükleri

0
3

Milliyet Yazarı Deniz Kilislioğlu, bugünkü köşesinde Gazze’deki son gelişmeleri ele aldı.

Ölüm, adım adım size yaklaşırken, üzerinize bombalar yağarken, kaleminize sarılıp duygularınızı satırlara dökebilir misiniz? Bu, herkesin yapabileceği bir şey değil ama Filistin Kültür Bakanı Atıf Ebu Saif başka türlüsünü bilmiyor. 2014’te İsrail saldırıları devam ederken yazdığı ‘Gazze günlükleri’ kitap olmuş, farklı dillere çevrilmiş, o dönemde ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times’ta da yayımlanmıştı.

Bakan Saif, 2014 ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir vahşetin sergilendiği bu son İsrail saldırılarında yaşadıklarını yine yazdı. New York Times’ta yayımlanan yazının başlığı “Ölürken uyanık olmak istiyorum”du. Bu satırları ve bunları yazdıran psikolojiyi bu hafta kendisiyle konuştum.

Söylediklerinin ayrıntılarına geçmeden, Atıf Ebu Saif’in hikayesini kısaca anlatayım. Dedeleri Yafalı olan Saif, 1948’de Nakba’da (Felaket) yerlerinden edilmiş bir ailenin torunu. Sürüldükleri Gazze Şeridi’nde Cibaliye mülteci kampında doğdu. Saif, siyasetçi ama aynı zamanda kitapları pek çok dile çevrilmiş bir yazar. 2018’den beri El-Fetih hareketinin sözcülerinden ve 2019’dan bu yana da Filistin Kültür Bakanı. Esasen Batı Şeria’da yaşamasına rağmen, 7 Ekim saldırılarından sadece iki gün önce 5 yaşındaki oğluyla birlikte Filistin Kültürel Miras Günü etkinlikleri için Gazze’ye gitmişti. Hamas saldırısının olduğu sabah da babasının yaşadığı Cibaliye Kampı’ndaki evindeydi. 7 Ekim’den sonra başlayan İsrail saldırıları sürerken de bir daha Gazze’den çıkamadı.

Ölürken uyanık olmak 

Bakan Saif, savaşın 16. gününde aldığı, oğluyla kuzeyden güneye gitme kararını şöyle anlattı:

“Gazze’de hareket etmek hapishanede bir hücreden diğerine geçmek gibi. Bir baba olarak oğlum Yasir’i güvenli bir yere götürüyordum ama babamı geride bırakıyordum. Kimse evini bırakmak istemez, ama nihayetinde hayatınız kararlarınızdan ibarettir.”

Bakan Saif oğluyla Mısır sınırındaki Refah kentine kadar inmeyi başardı. Yapabilirse Refah Sınır Kapısı’ndan Mısır’a geçip Ürdün üzerinden Ramallah’a dönmeye çalışacak. Saif’e, NY Times’ta yayınlanan makalesinde kullandığı “Ölürken uyanık olmak istiyorum” satırlarını açmasını istedim. Saif “Gazze’de, bombardımanlar yüzünden ölmüş insanları gördüm, cesetlere dokundum. Bazen ceset parçaları taşıdım, kollar, bacaklar… Bütün bunları yaparken, aklınızdan geçen şey şu: ‘Bu bana olmasın.’ Vücudum tek parça halinde kalsın istiyorum.”

Saif bu duyguya bir örnek daha veriyor:

“Gazze’desin, o mahalleden değilsin, bir saldırı oluyor ve ölüyorsun. Kimse senin kim olduğunu bilmiyor. Çocuklar, öldüklerinde kim oldukları bilinsin diye kollarına bacaklarına isimlerini yazıyorlar.”

Filistinliler arası uzlaşı 

El Fetih yönetiminin bir bakanı olan Saif’in, beni şaşırtan siyasi mesajlarını da aktarayım. Malûm uzun süredir tartışma konularından biri “İsrail Hamas’ı bitirecekse”, sonrasında Gazze’yi kimin yöneteceği. İsrail Başbakanı Nethanyahu, “El Fetih yönetimi seçenek değil” demişti. Gazze’deki Filistinlilerin büyük bölümünün, İsrail’e ve Amerika’ya karşı pasif kaldığı için El Fetih yönetimine tepkili olduğunu biliyoruz.

Saif, “İsrail eğer Doğu Kudüs’te bir seçimin yapılmasına engel olmasaydı, Gazze ve Batı Şeria’da bugün bir hükümet olacaktı ve El Fetih-Hamas arasında bir ayrışma olmayacaktı; ama İsrail bu ayrışmayı kullandı ve besledi” diyor. Söyledikleri doğru olabilir, ama eksik. İki grubun seçim hazırlığı krizli geçti, son anda da Mahmud Abbas seçimin ertelendiğini duyurdu. Bunda İsrail’in payı olduğunu söyleyebilirsiniz, ama bizler 2005 yılındaki seçimlerden sonra iki Filistinli grup El Fetih ve Hamas arasındaki çatışmalara da şahit olduk. Sonrasında yıllarca süren uzlaşma görüşmelerinden bir sonuç alınamadığını da gördük.

Hem Filistin Devlet Başkanı (El Fetih Lideri) Mahmud Abbas hem de Hamas’ın Eski Lideri Halid Meşal ile o dönemlerde röportaj yapmış bir gazeteci olarak, iki ismin birbirini suçlamaları da hatırımızda. Dolayısıyla bugün Saif’in sözlerinden sonra insan “Toprakları işgal edilmiş insanlardınız. Neden bu oyunu bozmadınız? Bugün Filistin halkının yaşadığı acılarda sizlerin ve bu bölünmüşlüğün hiç mi payı yok?” diye sormadan edemiyor.

Reklam Alanı