SAADET Meclis Grubu’nda haftalık grup toplantısı gerçekleşti.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu , konuşması esnasında kamuoyunda gündem olan İsrail ordusuna termal içliklerin Türkiye’den gittiği iddiasına da değindi. Davutoğlu, “Türkiye’den İsrail’e hiçbir gemi gitmiyor’ diyemiyorlar. Bir kelime oyunu üzerinden savunmaya geçmeye çalışıyorlar” dedi.
Davutoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:
JOHNSON MEKTUBU DAHA SONRA FARK EDİLDİ
Değerli arkadaşlar, bu acılara benzer acılar yaşıyoruz. Nasıl Boraltan Köprüsü olduğunda iktidar karartmayla onu unutturabilmişti. Nasıl Demokrat Parti döneminde tek parti dönemindeki Cezayir Politikası devam edip bir karartmayla NATO öncelikli unutturulabilmişti. Johnson mektubu daha sonra fark edildi. Şimdi yaşadığımız yüz kızartıcı, utanç verici, milletin yüreğine hançer gibi saplanan resimlerde de gelecek nesiller aynı şekilde bahsedecek.
KAMUOYU ÖNÜNDE DAHA ÖNCE GÖSTERDİĞİMİZ BİR RESİM
Şimdi size bir resim göstereceğim; kamuoyu önünde daha önce gösterdiğimiz bir resim. Bu resme bakıldıkça, nesiller bu resme baktıkça bu resimdekileri kara bir tablo olarak anacak. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ve sağında solunda önünde Müslüman liderler ve bir tarafta da sayın Erdoğan.
BU RESMİ HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAKSINIZ
Arkadaşlar, iktidar bugün bu resmi göstermemek için çaba sarf etse de, özellikle gençlere söylüyorum; bu resmi hiçbir zaman unutmayacaksınız, unutturmayacaksınız. Bu resimde; Gazze’de öldürülen binlerce, on binlerce kardeşimizin kanını elinde tutan birinin yanında Müslüman liderler duruyorsa ne diyebiliriz. Çok basit diyebilirler ki; Birleşmiş Milletler Toplantısı. Hayır arkadaşlar, toplantı yeri Dubai. İstese ev sahibi çağırmaz. İstese Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, “siz onları çağırırsanız ben gelmiyorum” diyebilirdi. İklim Zirvesi, evet önemli bir zirve ama “insanın olmadığı yerde iklim konuşulmaz” diyebilirdi. Çocukların katledildiği yerde iklim olmaz. Ölü çocuklar, Nazım Hikmet’in dediği gibi büyüyemez ve güzel iklimleri göremez diyebilirdi. Demedi arkadaşlar.
BU VİDEOYU DA DİKKATLİCE İZLEYİN
Ve bir resim daha, bu sefer bir video. Bu videoyu da dikkatlice izleyin. Bu video aynı zamanda bir utanç tablosunu yansıtmakla kalmıyor, bir milletin nasıl susturulduğunu da gösteriyor. Bu Türkiye’den İsrail’e giden, birçoğu da İsrail ordusu tarafından kullanılan malzemelerin İsrail tarafından teşhir edilmesinin videosu. Yüz kızartıcı bir video. Bu çekilebilenler. Şu ana kadar İsrail’e 7 Ekim’den bu yana giden Türk gemisinin sayısı 350’yi geçti. Bu gemilerin kimlikleri tek tek çıkarıldığında birçoğunun AK Parti’yle iktidarla doğrudan ilişkili iş adamları olduğu ortaya çıkıyor.
TÜRKİYE’DEN İSRAİL’E HİÇBİR GEMİ GİTMİYOR DİYEMİYORLAR
Bu video üzerine İletişim Başkanlığı, alelacele dezenformasyon birimi üzerinden, bu videoda made in Turkey yazıyormuş orada, o yüzden daha önce çekilmiş bir videoymuş. Bir kelime üzerine söyleniyor bu. Şunu çıkıp diyemiyorlar; “Türkiye’den İsrail’e hiçbir gemi gitmiyor” diyemiyorlar. Bir kelime oyunu üzerinden savunmaya geçmeye çalışıyorlar.
BÖYLESİ BİR İKİYÜZLÜ POLİTİKA GÖRÜLMEDİ
Ama bütün dünya, İsrail televizyonları her gün Türkiye’den İsrail’e giden bu ekipmanları, gıdaları, demir-çeliği gösteriyor. Şu anda İsrail’in demir-çelik ihtiyacının 3’te 1’i Türkiye’den gidiyor. Jet yakıtları Türkiye’den gidiyor. Gıda Türkiye’den gidiyor. Böylesi bir ikiyüzlü politika görülmedi.
İletişim Başkanlığı’nın propaganda taktikleriyle bunlar bir müddet gözardı edilmeye çalışılabilir, karartılabilir ama emin olun Boraltan Köprüsü nasıl unutulmadıysa, Cezayir’e karşı o vicdansız politika nasıl zamanla Türkiye’yi özür dilemek zorunda bırakmışsa şu görüntülerde gelecek nesiller özellikle Gazzeli çocuklar tarafından hatırlanacak. Ama bunlar hatırlandığı gibi Türkiye’de 85 milyonun Gazzeli çocuklar için yüreğinin çarptığı da hatırlanacak.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Saadet Partisi-Gelecek Partisi TBMM grup toplantısında, “Elbette biz de ülkemizde işlerin iyiye gitmesini ve kamuoyuyla güzel haberler paylaşmayı arzu ederdik ama maalesef görüyoruz ki işler iyiye gitmiyor. Asgari ücret görüşmeleri yaklaştı, yine açlık ve yoksulluk üzerinden tartışmalar yapılıyor ve ‘açlık sınırının altında mı üstünde mi bir asgari ücret verelim’ tartışmalarıyla kamuoyu oyalanıyor. Bu şartlar altında 14 bin lira verseniz ne olur, 15 bin lira verseniz ne olur. Bir ülkede milyonlarca insan açlık sınırında ve hala altında bir ücrete mahkum ediliyorsa işler iyiye gitmiyor demektir. Memurumuz 22 bin TL, asgari ücretlimiz 11 bin 500 TL, emeklimiz de 7 bin 500 TL alıyorsa, elbette işler iyiye gitmiyor. Siz evinizde yanan ampulü söndürmekle işe başlamazsanız, bilin ki daha büyük kalemlerde daha büyük tasarruf tedbirleri uygulayamazsınız. Onun için diyoruz ki 31 Mart’ta AK Parti’nin ampulünü söndürmekle bu ülkede tasarrufa başlayabiliriz. İnşallah 31 Mart’ta Saadet ve Gelecek Partileri olarak AK Parti’nin ampulünü hep beraber söndürerek işe başlayacağız” dedi.
Saadet – Gelecek Partisi TBMM Grup toplantısı yapıldı. Toplantıda Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun özel bir programı nedeniyle Grup Başkanvekili Bülent Kaya konuştu.
BİZE SADECE 15 METRE 90 SANTİM 37 ARKADAŞI SIĞDIRMAK İÇİN BİR ODA TAHSİS ETME LÜTFUNDA BULUNDU
Kaya, daha önce dile getirdikleri grup yönetimi için ayrılan odanın koşullarının hala iyileştirilmediğini belirterek, “Bize sadece 15 metre 90 santim 37 arkadaşı sığdırmak için bir oda tahsis etme lütfunda bulundu. Biz bugün sayın Grup Başkanımızla birlikte bir noter tespiti çağırıp o odaların metrekarelerini ölçüp sayın Meclis Başkanı’na bildirmiş olacağız. Genel Kurul’da hususları dile getirince apar topar bir bilgi geldi Meclis Başkanı’ndan. Biz de bu haksızlığı giderir diye beklerken gelen bilgi notunda matematiğe yalan söyletircesine maalesef bir şark kurnazlığıyla sadece bir polemik içeren yarım sayfalık bir bilgi notu gönderdi” dedi.
Kaya, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu grup toplantısında şu açıklmalarda bulundu:
SAADET VE GELECEK PARTİSİ OLMASAYDI İKTİDAR PARTİSİ HALA HAMASET SATMAYA DEVAM EDECEKTİ
“Eğer Saadet ve Gelecek Partisi olmasaydı iktidar partisi hala hamaset satmaya devam edecekti. Ama bizim ‘hava sahamızı askeri uçuşlara kapatın gemileri artık Filistin’e göndermeyin. Filistin’e demir-çelik olmak üzere mal ihraç ediyorsunuz. Kurt ile avlanıp çoban ile ağlamaktan vazgeçin’ diye ortaya koyduğumuz hususlar iktidar partisini rahatsız etmiş olacak ki ilk başta tarafları itidale davet eden tavırları hamaset noktasında olsa dahi yavaş yavaş yükselmiş. Daha düne kadar ‘İsrail’in devlet olarak güvenliğini sağlamak zorundayız’ diyen bir iktidar bugün İsrail’i terörist bir devlet olarak ilan etmek mecburiyetinde kalmıştır.
SİZ NİÇİN HALA İSRAİL GEMİLERİNE HALA AMBARGO UYGULAMIYORSUNUZ?
Ey iktidar sahipleri siz niçin hava sahalarınızı hala İsrail uçaklarınıza kapatmıyorsunuz? Siz niçin İsrail gemilerine hala ambargo uygulamıyorsunuz? Siz niçin ticaret gemilerinize hala ambargo uygulamıyorsunuz? Siz İsrail’e ‘bu ülkenin herhangi bir borcu olmadığını’ söylüyorsunuz ama iktidar olarak sizin İsrail’e ve sizi destekleyen uluslararası çevrelere çok büyük borçlarınız olacak ki bu konuda herhangi bir adım atamıyorsunuz. Avrupa ülkeleri olmak üzere bir çok ülkede insanlar meydana aktı ama Türkiye’de ‘Aman iktidarımız, Cumhurbaşkanımız zarar görmesin” diye sivil toplum kuruluşlarımızın önemli bir kısmının meydanlara dahi çıkamadığı bir süreci üzülerek birlikte yaşıyoruz. Bu iktidar, devlete ait olan her şeyi özelleştirdi, sivil toplumu ise kamulaştırdı. Artık bir sivil toplum değil bir kamu toplumu haline gelen bir sivil toplumumuz var.
HER GÜN YENİ BİR PAKET AÇIKLASANIZ DA EKONOMİYE DÜZE ÇIKARAMAZSINIZ
Siz BOP’a (Büyük Orta Projesi) eş başkanlık yaparsanız elbette bugün olan biteni sadece seyredersiniz. Siz şahsiyetli dış politika denince sadece kürsülerde efelenmeyi anlarsanız. Kürsülerden inince önünüze ne konulursa elbette onu imzalarsınız. Siz bugüne dek bir kez bile önce ahlak ve maneviyat düsturuna uygun işler yapmak yerine, uyuşturucu ve mafya çetelerine, sokaklarda cirit attırırsanız ve her gün bir başka sosyal medya rezilliklerine manşet attırırsanız ülke elbette bu hale gelir. Adalet açığını kapatmazsanız, bütçe açığını kapatamazsınız. Hukuk açığını gideremezseniz cari açığı önleyemezsiniz. İsraf, rüşvet, yolsuzluk düzenine son vermezseniz Ali gitse Veli gelse her gün yeni bir paket açıklasanız da ekonomiye düze çıkaramazsınız.
AMA MAALESEF GÖRÜYORUZ Kİ İŞİLER İYİYE GİTMİYOR
Elbette biz de ülkemizde işlerin iyiye gitmesini ve kamuoyuyla güzel haberler paylaşmayı arzu ederdik ama maalesef görüyoruz ki işler iyiye gitmiyor. Eğitimde, sağlıkta, tarım ve hayvancılıkta işler iyiye gitmiyor. İster mikro, ister makro verilerini, hangisini ele alırsak alalım işler iyiye gitmiyor. Asgari ücret görüşmeleri yaklaştı, yine açlık ve yoksulluk üzerinden tartışmalar yapılıyor ve açlık sınırının altında mı üstünde mi bir asgari ücret verelim tartışmalarıyla kamuoyu oyalanıyor. Bu şartlar altında 14 bin lira verseniz ne olur, 15 bin lira verseniz ne olur. Bir ülkede milyonlarca insan açlık sınırında ve hala altında bir ücrete mahkum ediliyorsa işler iyiye gitmiyor demektir. Memurumuz 22 bin TL, asgari ücretlimiz 11 bin 500 TL, emeklimiz de 7 bin 500 TL alıyorsa, elbette işler iyiye gitmiyor.
31 MART’TA AK PARTİ’NİN AMPULÜNÜ SÖDÜRMEKLE BU ÜLKEDE TASARRUFA BAŞLAYABİLİRİZ
Önümüzdeki hafta Genel Kurul’da bütçe görüşmeleri başlayacak. Bütçede aslan payı üreticilerinin değil fazi lobilerinin, köylünün tarımla ilgilenenin değil faiz lobilerinin elinde. Dolayısıyla yatırımlara değil bir avuç iş adamlarına kaynaklarımız aktarılıyor. Siz evinizde yanan ampulü söndürmekle işe başlamazsanız, bilin ki daha büyük kalemlerde daha büyük tasarruf tedbirleri uygulayamazsınız. Onun için diyoruz ki 31 Mart’ta AK Parti’nin ampulünü söndürmekle bu ülkede tasarrufla başlayabiliriz. İnşallah 31 Mart’ta Saadet ve Gelecek Partileri olarak AK Parti’nin ampulünü hep beraber söndürerek işe başlayacağız.”