Davutoğlu: O çocukların yüzüne baktığımda yüreğim titredi! Tekir: Gıkınızı çıkaramazsınız

0
1

Saadet Partisi-Gelecek Partisi TBMM grup toplantısında konuşan Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sabri Tekir, “Biz defalarca şunu söyledik, ABD ve İngiltere bölgeye savaş gemileri gönderiyor; siz niye göndermiyorsunuz diye. Biz bu sözleri söylerken bizim gemilerimiz o taraflarda dolaşıyormuş. Bizim gemilerimiz oraya gidiyormuş ama Filistin’e değil, İsrail’e yardıma gidiyormuş. Savaş gemilerini değil ticaret gemilerini gönderiyorlarmış. Limanlarımızdan her gün gemilerle İsrail’e sevkiyat yapılmaya hala devam edilmektedir. Bu sevkiyat malların içerisinde barut ve çelik de vardır. Bunların hepsi silah yapımında kullanılan malzemelerdir. Akaryakıt da dahildir, gıda da dahildir. Ne ararsanız var. Öyle ki İsrail’e ihracatta Türkiye, 3. sırada yer almaktadır” dedi.

Saadet'li Sabri Tekir: Yeni Anayasa Tartışmaları Temcit Pilavı Gibi  Isıtılıp Isıtılıp Gündeme Sürülüyor! - Yenidevir

Saadet – Gelecek Partisi TBMM Grup toplantısı yapıldı. Toplantıda Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun özel bir programı nedeniyle Genel Başkan Vekili Sabri Tekir konuştu. Sabri Tekir şunları söyledi:

TEMCİT PİLAVI GİBİ ISITILIP ISITILIP GÜNDEME GETİRİLMEKTEDİR

 Yanlışlara karşı itiraz ederiz, doğrulara karşı da destek veririz. Bizim bütün çalışmalarımız adalet, ekonomi ve dış politika üzerinde yoğunlaşacaktır. Anayasa bu ülkede hiçe sayılıyor, kontrollü ve kasıtlı krizler çıkartarak adeta bir mafyatik ruhla hareket eden bir yapılanma bulunmaktadır. Anayasa tartışmaları temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilmektedir.

ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRMEKLE MÜMKÜNDÜR

Dün çözüm diye getirdikleri bugün problemin kendisi haline geldiği onlarca örnek vardır. Bunlardan bir tanesi Başkanlık Sistemi’dir. Hesaba çekilmekten azade, hesaba çekilmekten uzak bir başkanlık anlayışının siyasi anlamda ülkeye kazandıracağı bir şey olmaz ki o halde sorun yasaların kendisinde değil yasalara uymayanlardadır sorun. Çözüm Anayasa’yı değiştirmekte değil anlayışı ve zihniyeti değiştirmekle mümkündür.

BİZİM GEMİLERİMİZ FİLİSTİN’E DEĞİL , İSRAİL’E YARDIMA GİDİYORMUŞ

 Biz defalarca şunu söyledik, ABD ve İngiltere bölgeye savaş gemileri gönderiyor; siz niye göndermiyorsunuz diye. Biz bu sözleri söylerken bizim gemilerimiz o taraflarda dolaşıyormuş. Bizim gemilerimiz oraya gidiyormuş ama Filistin’e değil, İsrail’e yardıma gidiyormuş. Savaş gemilerini değil ticaret gemilerini gönderiyorlarmış. Limanlarımızdan her gün gemilerle İsrail’e sevkiyat yapılmaya hala devam edilmektedir. Bu sevkiyat malların içerisinde barut ve çelik de vardır. Bunların hepsi silah yapımında kullanılan malzemelerdir. Akaryakıt da dahildir, gıda da dahildir. Ne ararsanız var. Öyle ki İsrail’e ihracatta Türkiye, 3. sırada yer almaktadır. Vatandaş boykot ediyor. Boykot edilmesine de birtakım kamu kuruşları teşvik ediyor. Güzel bir hareket. Bunlar ticaret hacimlerini ise katlamaya devam ediyorlar. İsrail’e bu konularda en büyük yardımı yapan şirketlerden bir tanesine daha 12 Kasım tarihli Resmi Gazete’de büyük bir teşvik verilmiş. 500 küsur milyonluk bir teşvik verilmiş. Ondan sonra da o tür malların tüketilmesi boykot edilmek isteniyor. Ev hanımlarımızın alışveriş yaparken bunların ürünlerini almamak için gösterdiği hassasiyetin binde birinin dahi hükümet tarafından gösterilmesini istiyoruz.

GIKINIZI ÇIKARAMAZSINIZ

 Siz üretime dönük yatırımları öncelemezseniz; etkili bir boykot uygulayamazsınız. Siz kaynaklarınızı çarçur ederseniz; 3-5 milyar dolar bulacağız diye gıkınızı bile çıkaramazsınız. Siz gençlerinize nitelikli bir eğitim fırsatı sunup, ardından da alın terinin karşılıklarını alacakları istihdam sahaları oluşturmazsanız genç beyinleri kaçırmış olursunuz. Ondan sonra işaret yapmak zorunda kalırsınız ‘Bunun için gidiyorlar’ Ya siz ne için çalışıyorsunuz. Genç işsizlik oranı, kaç yıldır yüzde 20’nin altına düşmüyor. Bugün yaklaşık 5,5 milyon gencimiz KYK borcunu ödeme gayreti içinde ve 300 binin üzerinde genç borcunu ödeyemediği için icralık durumda. 84 milyonluk ülkemizde 40 milyona yakın kişinin bankalara kredi borcu var ve kişi başına düşen ortalama kredi borcu miktarı, 55 bin TL düzeyinde.

BU FONDAN İŞSİZLERDEN ÇOK İŞVERENLER İSTİFADE ETMİŞLER

 Emeklilere sadece 5 bin liralık ikramiyeyi, evlenecek gençlere de 150 bin liralık krediyi büyük bir müjde olarak veriyor. Geçmişte de ‘İşsizlik Fonu’ adı altında bir fon oluşturuldu. Sonra öğrendik ki, bu fondan işsizlerden çok, işverenler istifade etmişler. Bugün de ‘Aile ve Gençlik Fonu’ndan’ söz ediliyor. Temennimiz, aile kurumunun güçlendirilmesi için ve gençlerimizin bir nebze de olsa nefes almasına vesile olacak şekilde kullanılan fonun işsizlik fonuna benzememesi.”

Ahmet Davutoğlu: Neden Netanyahu'ya ortak bildiriyle haddini  bildirmiyorsunuz

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarına yönelik tartışmalara ilişkin, “Ne yasada Yargıtayın Anayasa Mahkemesini suçlu görmesi var ne de teamülde. Taktik olarak yapılmak istenen, Türkiye’de bir kriz tartıştırmak, sonra da seçime giderken düşmanlaştırdıkları Anayasa Mahkemesine karşı savaş ilan edip seçimi kazanmak. Uzun vadeli stratejik hedef ise Türkiye’de otoriter bir rejimi kurumsallaştırmak.”dedi.

Saadet Partisi’nin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, dün akşam İsrail askerlerinin Gazze’deki Şifa Hastanesine düzenlediği baskın görüntülerinin sadece zihinlere değil yüreklere de yazıldığını söyledi.

O ÇOCUK YÜZLERİNE BAKTIĞIMDA YÜREĞİM TİTREDİ

Onlarca yeni doğmuş bebeğin jeneratör olmadığı için entübe olduğunu ve hayatını kaybettiğini belirten Davutoğlu, “O çocuk yüzlerine baktığımda yüreğim titredi. Ne diyeceğimi bilemedim. 6 günlük bir yavrumu, 1991 yılında Rabbim emanetini almıştı. O yavrumun yüzüne baktığımda aslında bizden daha çok şey söylediğini düşünmüştüm bana. Doğal bir ölümdü ama dün Şifa Hastanesi’ndeki çocuklar, bombalar altında hayatı yaşamadan hayata veda etmiş çocuklar aslında hepimize konuşuyorlardı. İnsanlığa sesleniyorlardı sanki. ‘Biz az yaşadık ama sizin 70-80 senelik ömrünüzden daha çok şey gördük, daha çok şey öğrendik. Size bir şeyler öğretmek için şimdi dünyaya veda ediyoruz.'”

BİZ BURADA ÖLÜRKEN SİZ ORADA SADDEC SÖZ SÖYLEDİNİZ, BİLDİRİ YAYINLADINIZ

Davutoğlu, hayatını kaybeden Filistinli bebeklerin Avrupalı liderlere ve İslam İşbirliği Teşkilatına da mesaj verdiğini dile getirerek, “O çocuklar sanki Riyad’da toplanıp güzel fotoğraflar verdikten sonra hiçbir karar almadan dağılan İslam dünyası liderlerine sesleniyordu. ‘Biz burada ölürken siz orada sadece söz söylediniz, bildiri yayınladınız.'” dedi.

Konuşması sırasında sesi titreyen ve gözleri dolan Davutoğlu, “Büyük acılar yaşadık, çok şehit verdik. Bütün dünya ayakta. Her renkten, her cinsten insanların vicdanı ayağı kalktı. Zor günlerden geçiyoruz. Biz o zor günlerin hakkını vermekle mesulüz. ‘Niye sustunuz?’ denildiğinde söyleyecek bir sözümüz olmalı. Biz size bilek vermiştik, onu kullanmadınız; akıl vermiştik, onu kullanmadınız; dil vermiştik, bari onu niye kullanmıyorsunuz? diye hesaba çekileceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Yargıtay ile Anayasa Mahkemesinin Can Atalay kararları konusundaki tartışmalara da değinen Davutoğlu, şunları kaydetti:

EN ÖNEMLİ ARAÇ HUKUK

“Mesele, iki mahkeme arasında bir ihtilaf olsaydı çözmek kolaydı. Mesele bir milletvekilinin seçimden sonra hapishanede tutulma meselesi olsaydı onu da çözmekte kolaydı. Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu gibi örnekler var. Onlar Anayasa Mahkemesi kararlarıyla milletvekilliklerini aldı. Milli irade ile seçilmiş milletvekillerinin yerlerinin hapishaneler değil millet meclisleri olduğu kanaatindeyiz ve bunda ısrarlıyız. Bizim bu konudaki tutumumuz açık. Dün Meclis Başkanımızı da ziyaret ettim ve kendisine de ifade ettim; Türkiye demokrasi ile otokrasi, özgürlükler ile baskıcı bir rejim arasında yol ayrımındadır. Herkes safını belirlemek zorundadır. Kimsenin ‘ben safımı belirlemeyeceğim’ deme lüksü yok. Türkiye’de gizli bir el, özel örgütlenmiş bir çete adım adım otokrasiyi, otoriterliği ve baskıcı bir rejimi kurumsallaştırmak istiyor. Baskıcı rejimlerin kurumsallaşırken kullandıkları en önemli araç hukuktur.”

Davutoğlu, Anayasa’nın 153. maddesinin açık olduğunu belirterek, Anayasa Mahkemesi kararlarının nihai ve bağlayıcı olduğunu ve her kurumun buna uymak zorunda olduğunu söyledi.

PEKİ ŞİMDİYE KADAR NERDEYDİNİZ?

Anayasa Mahkemesi kararlarının daha önce uygulandığını hatırlatan Davutoğlu, “Birden Yargıtay 3. Ceza Dairesinin aklına geliyor, ‘Bunlar suç işliyor.’ diyor. Peki şimdiye kadar neredeydiniz? Ne yasada Yargıtayın Anayasa Mahkemesini suçlu görmesi var ne de teamülde. Taktik olarak yapılmak istenen, Türkiye’de bir kriz tartıştırmak sonra da seçime giderken düşmanlaştırdıkları Anayasa Mahkemesine karşı savaş ilan edip seçimi kazanmak. Uzun vadeli stratejik hedef Türkiye’de otoriter bir rejimi kurumsallaştırmak.” diye konuştu.

 

 

Reklam Alanı