Star Gazetesi Yazarı Cüneyd Altıparmak bugünkü köşesinde Paralel Yapıdan bahsetti.
Bu yazı, FETÖ’nün önceki versiyonunu unutmamamız için yazılmıştır…
15 Temmuz darbe girişimine karşı milletimizin gösterdiği direniş, son yüz yılın en büyük direnişi idi. Tüm şehitlerimize rahmet, ailelerine sabır diliyoruz. O gece sokağa çıkan herkese minnettarız. Gazilerimize şükran borçluyuz. Rabbim o geceyi bir daha yaşatmasın!
O gece devletin ve milletin duruma nezaret etmekteki hızı ve kabiliyeti, bu “tuzağı” kuranlara iyi bir ders oldu. Ders oldu olmasına ama birkaç hususu aklımızdan çıkarmamalıyız.
YÜZLEŞMEK VE UNUTMAMAK…
15 Temmuz birçok yönüyle önemli bir dönüm noktasıdır ülkemiz için.
Büyük bir direniş ve zafer içeren o gece, sonrasında büyük bir yüzleşmeye vesile olmuştur. Devlet, millet tarafından sarmalanmış ve korunmuştur.
Şüphesiz bunun altında yatan en büyük etken, geçmişteki darbelerin ülkemize verdiği zararın zihin kodumuza işli olmasıdır.
Yeni ödevimiz ve gelecek nesillere aktarılacak kodumuz ise “15 Temmuz’u doğuran unsurları” unutmamaktır.
İKİ “GÜNCEL” HUSUSA DİKKAT…
FETÖ yargılamalarının neredeyse bitmek üzere olduğu bir evredeyiz.
Ancak bugünlerde iki kol üzerinden FETÖ meselesine su katılıyor. Birincisi “FETÖ elebaşının sağlık sorunları ile gündemleşen konular”, ikincisi ise “KHK mağdurları başlığı altında ortaya atılan masumiyet naraları” …
PARALEL DEVLET YAPILANMASI
2014 yılında, Adana’daki MİT Tırları olayından sonra şu paylaşımı yapmışım “Bu krizi Başbakanımız (Sayın Erdoğan) atlatırsa, asker içinde paralellerin bağlantıları darbe hesabı yapar… Not edin!” … Yapacak tek şeylerinin kaldığı 2014 yılından itibaren tehdit oluşturan bu yapının esas işi paralel yapılanma oluşturmaktır.
DARBE MEKANİĞİNİ İŞLETEN PDY’DİR
FETÖ’nün sadece “sivil alanda örgütlenmesi” olsaydı. Böyle bir şeyi düşünmesi mümkün olamazdı. FETÖ’yü FETÖ yapan PDY örgütlenmesidir. İşte bunu akıldan çıkarmamak gerekiyor…
MEMUR DEVLETE SADIK OLANDIR!
Bir kimse memur ise aidiyetini ve sadakatini devlete amade etmek ve amirinin emirlerine uygun davranmak zorundadır. Ancak PDY, sadakatini amirine değil “abisine” gösteren ve ona uyan kimselerden oluşan, görünüşü itibarıyla “memur” ama aidiyeti itibarıyla “örgüt üyesi veya iltisaklısı” olan kimselerin oluşturduğu yapıdır.
PDY’NİN KAPSAMI SUÇLA DEĞİL İLTİSAK İLE ÖLÇÜLÜR!
PDY kavramı ilk kez 2014 yılında kullanılmıştır. Geçen 10 yılda FETÖ ifadesinin gölgesinde kalmış görünmektedir.
PDY içinde olan kimsenin illa FETÖ üyeliğinden veya bu kapsamdaki suçlardan ceza almış olması gerekmez. Esas unsur, devlet dışında emir aldığı bir yapının olmasıdır.
Bir kimsenin PDY bağlantısı, FETÖ ile organik bir bağı olduğuna dair “suç olan ve olmayan” tüm unsurları esas alınarak tahlil edilir.
KHK MAĞDURLARI (!)
“KHK ihraçlarının haksızlığına dair paylaşımlar yapan zevat” haklarında suç işledikleri tespit edilmediği için birtakım kimseleri bu dönemde, yoğun biçimde “masum” gösterme peşindeler…
BİLMEK GEREKİYOR…
Bir kimsenin Bank Asya’da hesap açması suç değil. Ancak elebaşının “Bank Asya’ya yardım çağrısından sonra” açılması hem suçtur, hem de PDY içinde olduğuna işaret eder.
FETÖ’ye müzahir derneğe üyelik, sohbetlere katılma, “MGK kararına rağmen” çocuğunu okula göndermeye devam etmek suç olmayabilir ama PDY’ye müntesip olunduğuna işarettir.
Kavram kargaşaları ile çizilen “masumiyet” tablolarına kanmayın!
SAĞLIK SORUNU TERANESİ
Bir başka durum ise “yanılsama üretmek” için köpürtülen bu meseledir.
Tüm hatayı bir “bölüm FETÖ’cüye” yıkmak üzerine oluşturulan bu retoriğe dikkat edelim.
Bir hukukçu olarak ortaya atılan ifadeden şunları anlıyorum. Elebaşının FETÖ’cü yeğeni “suçun şu kısmını bunlar işledi” diyor. Bu, bir kısım FETÖ’cünün aslında masum(!) olduğuna getirmektir sözü… Anlaşılan elebaşı “giderayak” bu konuda ekibinin bir kısmını ibra etmek istiyor. Bunu “yapının sonraki süreçte kendini meşru zemine çekme gayreti” olarak nitelemek gerekiyor.
Bu yapının içine girip gerçekten yüzleşmesini yapıp pişman olan neredeyse yok! Bir de bu yapının bir diasporası var. Diasporası olan örgüt bitmiş değildir. İltisaklıları, bu yapıyla halen bağını tamamen koparmış da değildir.
Sadakat yeminlerine(!) aynen riayet eden bu kitleyi belirttiğim iki konu üzerinden dikkatle takip etmek gerekiyor.