Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Tutarlı ve yapıcı eleştirilere hiçbir zaman kulağımızı tıkamadık
İçeride çok farklı hesapların yapıldığına şahitlik ediyoruz. TÜSİAD’ın haddi ziyadesiyle aşan ve buram buram provokasyon kokan açıklamalarına geçmeden önce şu gerçeğin açıklamalarının altını çizmek istiyorum. Demokrasilerde hiç kimse eleştiriden azade değildir. Tutarlı, yapıcı, iyi niyetli olması halinde biz de eleştirilere kulağımızı hiçbir zaman tıkamadık ve tıkamayız.
Her türlü fikrin rahatça tartışılmasını biz sağladık
Bugün Konuşan Türkiye bir olgusundan bahsediliyorsa bunun mümkün hale getiren şüphesiz AK Parti’dir, hükümetlerimizdir. Demokrasimizin standardını yükselten, baskılara son veren, yasakları kaldıran bizim iktidarlarımızdır. Terörü ve şiddeti övmediği, hakaret içermediği, vesayet girişimlerine davetiye çıkarmadığı müddetçe her türlü fikrin rahatça tartışılmasını biz sağladık. Bütün bunları da CHP’nin ve vesayet odaklarının engellemelerine rağmen yaptık. Yasakların değil, özgürlüklerin egemen olduğu bir Türkiye inşası için verdiğimiz çetin mücadelenin en yakın şahidi milletimizdir. Dolayısıyla yasakların kalkmaması için mahkemeye koşanların bize demokrasi ve özgürlükler konusunda söyleyecek hiçbir sözü olamaz.
Kuklalarla işimiz olmaz, bizim muhatabımız kuklacılardır
TÜSİAD yönetiminin açıklamaları sonrasında emre amade uşak misali sıraya dizilen muhalefet figürlerini nazarı dikkate almıyoruz. Kraldan çok kralcı davrananların ederi onlara sahiplerinin biçtiği değer kadardır. Kuklalarla bizim işimiz olmaz. Bizim muhatabımız kuklacılardır. Bu temel çerçeveyi çizdikten sonra artık bazı hakikatleri daha rahat konuşabileceğimize inanıyorum. TÜSİAD zihniyeti siyasetin zayıf ve devletin onların tasallutu altında olduğu dönemlerin sembolüdür. Bu yapı kamunun kesesinden ve milletin sırtından elde edilen haksız kazançların yerli, milli üretim yerine distribütörlük yoluyla elde edilen imtiyazların gölgesinde büyümüş ve büyütülmüş iş adamlarıyla maaruftur.
TÜSİAD zihniyeti eskiden siyaseti de dizayn ediyordu
2002 öncesinde TÜSİAD zihniyetinin neye tekabül ettiğini hepimiz hatırlıyoruz. Bunlar eski Türkiye’de sadece paraya hükmediyorlardı. Aynı zamanda siyaseti de istedikleri gibi dizayn ediyorlardı. Çıkarlarına göre karar organlarını kontrol ediyor ve yönlendiriyorlardı. Gazete manşetleri vasıtasıyla iktidarlara ayar veriyorlardı. Biz işte buna dur dedik.Milletin muazzez iradesi üstünde hiçbir güç tanımadık.
Ancak bu çatı altındaki hizmet mücadelemizde de Türkiye’deki çarpık muhalefet anlayışının tüm tezahürlerine tekrar tekrar şahit oluyoruz. Biz milletimize daha fazla hizmet üretmek için gecemizi gündüzümüze katarken muhalefet kanadı da bizi engellemek, bizi yavaşlatmak, bizim hızımızı kesmek için elinden geleni yapıyor.
Milletin verdiği yetkiyi hizmet için, sorun çözmek için değil tam tersine köstek olmak için kullanıyorlar. İnsanımız hizmet bekliyormuş, Türkiye’nin ihtiyacı varmış, bürokrasimiz sıkıntı yaşıyormuş, ülkemiz küresel yarışta geri kalıyormuş maalesef bunların hiçbiri muhalefetin umurunda bile değil.
Ne dünyadan haberleri var ne de ülkenin meselelerini dert ediniyorlar. Değerli arkadaşlar Türkiye’de bir türlü kapanmayan muhalefet açığı vardır. Bu açığı günden güne daha da büyüdüğünü görüyoruz. Son 22 yılda tüm uğraşlarımıza rağmen bu açığın kapatılması noktasında arzu ettiğimiz netice ulaşamadık. Muhalefet siyasi rekabeti siyasi husumete dönüştürme alışkanlığından bir türlü vazgeçmedi. Muhalefet yapıyoruz ambalajına sardıkları düşmanca eylemleriyle Türkiye’ye vakit kaybettirdiler. Telafisi mümkün olmayan zararlar verdiler. Gezi vandallığından FETÖ’’nün kumpasları ve darbe girişimlerine kadar demokrasimizi hedef alan tüm saldırıların hamileliğini üstlendiler.
Sokakları ateşe veren çapulcuların avukatlığını yapıyordu
Lütfen hafızanızı şöyle bir yoklayın. Biz adeta kelle koltukta FETÖ ile mücadele ederken bunlar örgütün şirketlerinin önünde nöbet tutuyor, biz Gezi olaylarında milli iradeyi savunurken bunlar sokakları ateşe veren çapulcuların avukatlığını yapıyordu.
Biz 15 Temmuz gecesi tanklara karşı milletimizle birlikte göğsümüzü siper ederken bunlar keyif kahvelerini yudumlayarak darbeyi seyrediyorlardı. Biz Suriye’den Gazi mazlumların haklarını savunurken bunlar siyasi ikballeri için zalimlere şirin gözükmeye çalışıyorlardı.
Dikkatinizi çekerim tüm bu süreçler boyunca muhalefette genel başkanlar değişti yönetim kadrosu değişti milletvekili sıralarında oturanlar değişti fakat kendi halkına yabancı zihniyette herhangi bir değişim yaşanmadı.
Sayın Özel oturduğu koltuğun hakkını maalesef veremedi
Yeni Genel Başkanla birlikte değişime dair umutlar ise yerini kısa sürede hayal kırıklığına bıraktı. CHP’de gelen gideni aratma geleneği Sayın Özel’le de bozulmadı. Sayın Özel söylemleri ile üslubu ile siyaset tarzıyla oturduğu koltuğun hakkını maalesef veremedi.
Bu partiye oy veren vatandaşlarımız adına doğrusu biz üzülüyoruz. Şimdi bakın değerli kardeşlerim biliyorsunuz, Sayın Özel son 3 haftadır marjinal sol örgütlerin sloganını meşrulaştırmak için kendini paraladı. Adeta 40 dereden su getirdi. Grup kürsüsünde Almanca şiir okuma müsameresinden şahsımıza yönelik edepsizce hakaretlere kadar her türlü hünerini sergiledi. Peki Sonuçta ne oldu söyleyeyim “motor su kaynattı”.
Sayın Özel 85 milyona rezil rüsva oldu
Sayın Özel 85 milyona rezil rüsva oldu. Bize şiir bilmez derken, asıl cahilin, asıl şiir bilmezin, asıl kültür bilmezin kendisi olduğu ortaya çıktı.
Merhum Ziya Gökalp’in şiirini okuyup caka satmak isterken tam anlamıyla bir şiir katliamına imza attı.
Sizlerden şu gerçeği bir an olsun aklınızdan çıkarmamanızı istirham ediyorum. Milletimiz sizleri buraya çalışmanız, üretmeniz, kendisi için gece gündüz demeden koşturmanız amacıyla göndermiştir.
Milli iradenin temsilcileri olarak şikayet etme gibi bir lüksümüz yoktur. Biz hizmet ve eser siyasetini temel ilke olarak benimsemiş bir kadroyuz. Bizim için asıl olan yarın bu ünvanlardan sıyrıldığımızda arkamızda hoş bir seda bırakmaktır.
Milletimizin hayır duasını almaktan hizmetlerimizle, gönlünü kazanmaktan daha büyük bir bahtiyarlık kaynağı tanımıyoruz.
Dolayısıyla muhalefet ne ile meşgul olursa olsun, biz işimize bakacağız. Daima hedeflerimize odaklanacağız. Muhalefetin engellemelerine yavaşlatma girişimlerine polemiklerine prim vermeden bu yüce çatı altında Türkiye’ye aşkla hizmet edeceğiz.
Rabbim dayanışmamızı daim eylesin diyorum
Unutmayınız bize oy versin veya vermesin her bir vatandaşımızın emaneti bizlerin omuzlarındadır. Milletin emanetine hakkıyla sahip çıkan tüm milletvekillerimizi ayrı ayrı tebrik ediyorum. Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlarımıza da aynı şekilde teşekkür ediyor.
Rabbim dayanışmamızı daim eylesin diyorum. Bu vesileyle Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye bir kez daha Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, İnşallah sağlığına kavuşmasından duyduğumuz memnuniyeti özellikle ifade ediyorum.
Kongrelerimizin tamamında coşku, birliktelik, kardeşlik ve dayanışma hat safhadaydı
Kıymetli yol ve dava arkadaşlarım, 12 Ekim’de başlayan belde ilçe ve il kongrelerimizi 7 Şubat’ta yapılan İstanbul İl Kongrelerimizle birlikte hamdolsun alnımızın akıyla tamamladık.
Genel Merkez Gençlik Kolları ve Kadın Kolları kongrelerimizde başarıyla gerçekleştirdik. İlk kongrelerimizden 29’una kadar bizzat iştirak ettim. Bizim gidemediklerimize ise bakanlarımız, genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz, merkez karar yönetim kurulu üyelerimiz katıldı. Şunu büyük bir mutlulukla tekrar ifade etmek isterim.
Kongrelerimizin tamamında coşku, birliktelik, kardeşlik ve dayanışma hat safhadaydı. Kongre salonlarında teşkilatımızda hasretle aşkla kucaklaştık. Vatandaşlarımızın sokakları ve yollara taşan teveccühüne mazhar olduk.
Hanımefendilerden gençlerimize teşkilatımızın her bir neferinin bitmeyen enerjisine şahitlik ettik. Sadece atmosfer itibariyle değil beklentilerin karşılanması açısından da kongrelerimiz örnek olmuştur.
İlçe başkanlıklarında yüzde 65 il başkanlıklarında ise yüzde 75 oranında bir değişim yaşandı. Üzmeden, kırmadan dökmeden hamdolsun bu süreci suhuletle yönettik.
Para kulelerinin temsil ettiği mülevves anlayışın önce ana muhalefetten sonra da siyaset kurumundan sökülüp atılması şart.
Temennimiz, ortaya dökülen pisliklerin ana muhalefette bir arınmaya ve temizlenmeye vesile olmasıdır.
Bizim üzerimizden hesap görme yanlışına düşmesinler. Çünkü bizim, onların hançer siyasetiyle oyalanacak ne vaktimiz var ne sabrımız var.
Türkiye dış politikada kalıpları yıkmaya, ezberleri bozmaya, tarihi mirasıyla uyumlu yepyeni bir başarı hikayesi yazmaya devam ediyor.
İtiraz rakiplerimizden önce muhalefet partilerinden geliyor
Ziyaretimizde muhataplarımızı ayrıca yeni Türkiye’nin sembollerinden Biri haline gelen elektrikli otomobilimiz Togg’u hediye ettik. Kıymetli dava ve yol arkadaşlar liderlere lokum yerine Togg hediye etmemizin ülkemizdeki muhalefeti rahatsız ettiği görülüyor.
Düşünün öyle bir ruh halindeler ki Türkiye’nin dünyadaki rolüne dair övgü dolu sözlere itiraz rakiplerimizden önce muhalefet partilerinden geliyor. Hele bir tanesinin cehaleti karşısında hayret etmemek inanın elde değil. Ne dünyadan haberi var, ne de yükselen Asya gerçeğinden.
Türkiye dış politikada kalıpları yıkmaya, ezberleri bozmaya, tarihi mirasıyla uyumlu yepyeni bir başarı hikayesi yazmaya devam ediyor.
Şarap tatmak veya parti düzenlemek için Avrupa’ya gidenlerin bizim 360 derecelik dış politika vizyonumuzu anlamalarını zaten beklemiyorduk.
Kendi ülkelerine miyop bakanlar burunlarının ucundaki gerçeği göremese de Asya’dan Afrika’ya tüm mazlumlar Türkiye’nin ne yapmaya çalıştığının bilincinde.
Bugün de gerek Gazze’de gerekse başka yerlerde, mazlum ve mağdurların yanında, eğilmeden bükülmeden dimdik ayaktayız.
Eleştirilere kulağımızı hiçbir zaman tıkamadık
Demokrasilerde hiç kimse eleştiriden azade değildir. Tutarlı yapıcı iyi niyetli olması halinde biz de eleştirilere kulağımızı hiçbir zaman tıkamadık. Bugün konuşan Türkiye diye bir olgudan bahsediliyorsa bunu mümkün hale getiren hiç şüphesiz Ak Parti’dir, hükümetlerimizdir.
Demokrasimizin baskılara son veren, yasakları kaldıran bizim iktidarlarımızdır. Terörü ve şiddeti övmediği, hakaret içermediği, vesayet girişimlerine davetiye çıkarmadığı müddetçe her türlü fikrin rahatça tartışılmasını bir sağladık.
Yasakların değil, özgürlüklerin egemen olduğu bir Türkiye’nin inşası için verdiğimiz çetin mücadelenin en yakın şahidi bizatihi milletimiz. Dolayısıyla yasakların kalkmaması için mahkemeye koşanların bize demokrasi ve özgürlükler konusunda söyleyecek hiçbir sözü olamaz.
Türkiye’nin kalkınma hamlesi TÜSİAD zihniyetini daima rahatsız etmiştir
Ekonomiyi rant ekonomisi olmaktan çıkarıp üretim ve ihracat ekonomisine dönüştürdük. Sermayenin renklere bölündüğü ayrımcı yapıya son vererek Anadolu’nun bağrından yeni aktörlerin çıkmasını sağladık. Milletin kaynaklarını kerameti kendinden menkul bir avuç burjuvazinin zenginleşmesi için değil, tüm kesimleriyle milletin huzuru, refahı, kalkınması ve esenliği için kullandık. İktidarlarımız döneminde kişi başına gelir 3600 dolardan bu sene 15 bin doların üzerine çıktı. Ey TÜSİAD 3600’den 15 bin doların üzerine çıkan bir süreç var. Bu AK Parti iktidarının döneminde oldu. Siz ya hesap bilmiyorsunuz ya da hesabınız bozuk. İhracatımız 36 milyar dolardan 2024 senesinde 262 milyar doları buldu. Daha burada sayamayacağımız nice refahı tabana yaydık. Elbette bu süreçte çok ciddi dirençle karşılaştık. Çıkarlarına dokunduklarımızın rant musluklarını kestiklerimizin bel altı vuruşlarına ve operasyonlarına maruz kaldık. Bunların en başında TÜSİAD geliyordu. Türkiye’nin gerçek anlamda kalkınma hamlesi TÜSİAD zihniyetini daima rahatsız etmiştir. Nitekim bu kuruluşun darbeciler, cuntacılar, emperyalistler ve onların etki ajanlarının safında ülkemize ve milletimize karşı sergilediği üstenci, faşizan ve nobran tavırlar hafıza kayıtlarımızda muhafızdır.
TÜSİAD’ın eski zihniyeti yeniden tedavüle sokulmaya çalışılıyor
Türkiye’nin bölgesinde siyasi, askeri ve sosyal gücünü genişletip, tahkim ettiği dünyada küresel sistemin yeniden inşası çağrılarına öncülük ettiği, içerde enflasyona karşı kararlı bir program uyguladığı tüm zorluklara rağmen yatırım, üretim, istihdam, ihracat hedefinden taviz vermediği terörsüz Türkiye hedefinde önemli adımlar attığı Türkiye Yüzyılı için gece gündüz çalıştığı bir dönemde TÜSİAD’ın eski zihniyetinin yeniden tedavüle sokulmaya çalışıldığının farkındayız. Hep söylediğim gibi biz gereğini yaptığımız gibi başaramayacaksınız, Türkiye’nin terör örgütleriyle iltisaklı, kendi ayıbını örtmek için sağa sola sataşan muhterislere teslim olmasını istiyorsanız bilin ki böyle bir şey asla gerçekleşmeyecek.