CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
“ZAMAN CHP ZAMANIDIR”
Biz sadece sorunları gündeme getiren bir parti değiliz. Her soruna akıllı çözümler üreten bir partiyiz. Halk biliyor ki artık zaman CHP zamanıdır. Zaman Cumhuriyet Halk Partisi zamanıdır. Halkımız, var olan sorunların tek çözüm partisi halkın partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’dir diyecek.
“İKTİDARIN ADI MİLLET İTTİFAKI VE CHP”
İktidar sahiplerinin ülkeyi yönetemediğini artık herkes biliyor. O halde bu ülkenin çıkarlarını savunan, vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapmayan, toplumu bölmeyen barışçıl bir dil kullanan iktidara ihtiyaç var. O iktidarın adı; Millet İttifakı ve CHP.
3 milyon 494 bin 344 hanede elektrikler kesildi. Ben onların sözcüsü, onların temsilcisi olarak, onların yaşadıklarını yaşamak için bilinçli olarak elektrik faturamı ödemedim ve ödemiyorum. Gazetecinin görevi gerçekleri yazmaktır. Gerçekleri yazmak kolay bir olay değildir. Gerçekleri yazmak bugünkü koşullarda risk almak demektir.
Ergün Poyraz saldırıya uğradı. Bugüne kadar saldırıya uğrayan gazeteciler nedeniyle hapse giren oldu mu? Ama bir tweet nedeniyle öğrenciler hapse atıldı. İnsanlar hapse atıldı.
Yoğun bakımda. Dolayısıyla kendisine sağlıklar diliyorum.
“BAZI ENTELLER VAR ‘KILIÇDAROĞLU GİTTİ KAPILAR KAPANDI’ DİYOR”
Milyonlarca işçi, memur, emekli enflasyon rakamına göre maaş alacak. Talimat veriyorlar rakamı düşük göster diye. Düşük göster ki aylıkları az verelim… TÜİK’e gittim ve açıklama yaptım. Böylece o kurumda namuslu bürokratlar seslerini çıkarttılar neredeyse üst düzey yönetici kalmadı. Bazıları da istifa ettiler. Milli Eğitim Bakanlığı sınav yapıyor. KPSS’de torpil yok. Türkiye’de dereceye giriyorlar sözlü sınavda hakları yeniliyor. Yüzbinlerce haksızlığa uğrayan, sözlüde elenen genç arkadaşların hakkını, hukukunu aramak için Milli Eğitim Bakanlığı’na gittim.
Her anne baba evladının karnının doymasını ister. Yeterli beslenme bir haktır. Evrensel bir haktır. Bir anne çocuğuna süt veremiyorsa, et veremiyorsa, bir kurumun başındaki kişi ‘Kuyrukları bitirmek için ete zam yaptık’ diyorsa bunu sıradan bir basın toplantısı yaparak kamuoyuna anlatırsanız bu doğru olmaz. Oraya gitmelisiniz. Onun önünde açıklamalısınız. Haksızlığın ne olduğunu söylemelisiniz. Bazı enteller var ‘Kılıçdaroğlu gitti kapılar kapandı’ diyor. Ben kapılar açılsın diye değil, evlatlarımızın hakkını ve hukukunu korumak için oradayım.
Bakandan randevu talep etseydi diyorlar. Benim muhatabım bakan değil, Et ve Süt Kurumu. Devletteki çürüme, bürokrasideki korku görülsün. Hesap veren bir bürokrasi yok. Talimat alan bir bürokrasi var. Bürokrasi gerçekten namusluysa, hesap veriyorsa bütün kapılarını açar. Siz bunu yapmazsanız AK Parti iktidarının devlette yarattığı çürümeyi anlatamazsınız. Et ve Süt Kurumu’na gitmem, çocukların beslenme hakkını savunmam ciddi olumlu bir tepki doğurdu. Bunu da bütün arkadaşlarımın bilmesini isterim.”