Hürriyet Yazarı Banu Yelkovan, bugünkü köşesinde Paris Olimpiyatlarını anlattı.
Paris 2024’ün açılış töreninde sporun evrenselliği mükemmel anlatıldı.
Açılış töreni klişelerle başlayacak ama öyle bitmeyecek” demişti önceki gün organizasyon komitesindeki tarihçi Patrick Boucheron, öyle de oldu. Fransızlar kendileriyle özdeşleşmiş her türlü ‘Fransızlığı’ özellikle başlangıç kısmında peş peşe sergileyip aradan çıkarırken, haklarındaki en yaygın inanışı en sonra bırakmışlardı ve doğrusu hepimizi ters köşe yaptılar. Malum haklarındaki en büyük klişe, snob ve milliyetçi olmalarıdır. Dolayısıyla kimse, törenin finalinde herkesin bir ağızdan söyleyeceği şarkının İngilizce ‘İmagine’ olmasını beklemiyordu doğrusu, hele ki ‘en iyi tören’ konusunda daha en başından bile çıtayı Londra2012’den belirlemişken.
‘ZiDANE MI YAKACAK’ DERKEN
Zidane, başlangıçtan itibaren taşıdığı meşaleyle, podyumun sonundaki tekneye doğru ilerlerken ve biz ‘Olimpiyat meşalesini, adı Zidane bile olsa, bir futbolcu mu yakacak ya?’ diye söylenmeye başlamışken podyumun sonunda, bir anda çıkan Rafael Nadal’ın çıkması bir anda alkış kopmasına sebep oldu. İşin sonunda, meşale bir İspanyol’un (Rafael Nadal) elinde, içinde iki Amerikalı (Carl Lewis, Serena Williams), bir Rumen spor efsanesi (Nadia Comaneci) ve sıfır Fransız olan bir tekneyle Louvre’a doğru yola çıktı. Sporun evrenselliği, dünün şampiyonlarının ateşi bugüne taşıması bence daha iyi anlatılamazdı galiba.
YA ÇOK BEĞENDiLER YA HiÇ BEĞENMEDiLER ARADA KALAN YOKTU
Paris 2024’ün açılış töreni konusunda insanlar ikiye ayrıldı. Ya çok beğenenler var ya hiç beğenmeyenler. Arada kalan yok. Ben ilk gruptayım. Paris dünyanın en güzel dekoru zaten, onu kullanmamak ve töreni bir stadyuma hapsetmek yazık olurdu. Sadece sporcuları değil izleyenleri de törenin ve tarihin parçası yapması da güzeldi bence ve bugüne kadar hiç görmediğimiz türden bir şov ortaya koydular. İçerik konusuna hiç girmiyorum, görülmesi çok bariz olan kısımları da vardı, çok ince mesajlar da.
RONALDO’NUN KAŞINA KONAN KELEBEĞi HATIRLADIM
Konuştuğum ve basından takip ettiğim Fransızların geneli de benim gibi düşünüyor, beğenmeyenler genellikle uluslararası yorumlar… Ve evet sona doğru biraz uzadı, evet yağmur olmasaydı daha iyi olurdu ancak bazı şeylerin önceden planlanması maalesef mümkün değil. EURO 2016’nın finalinde sakatlandığı için ağlayan Cristiano Ronaldo’nun o an kaşına konan kelebeği dünyanın en iyi yönetmeni bile planlayamazdı ve hayatta bazen B Planı olmadan ilerlemek zorunda kalıyorsunuz. Önceki günkü yağmur, biraz o kelebeği hatırlattı bana ve ilginç şekilde, artık o da bu sıra dışı törenin parçası oldu.
TARiHiN iLK ‘SONBAHAR’ OLiMPiYATINI iZLiYORUZ
Paris’te hava o kadar serin ve yağmurlu ki yaz demeye şahit lazım. ‘Yaz ve Kış olimpiyatlarını herkes yapar, biz tarihin ilk Sonbahar oyunlarını yaptık’ diye dalga geçiyorlar Parisliler bu durumla. Zaten benim hava durumu konusundaki görüşüm net: Kötü hava yoktur, yanlış giysi seçimi vardır.
PARiS’TEKi TÜM YARIŞLARA BiSiKLETLE GiDEBiLiRSiNiZ
Şehirde şu aralar en çok yatırım yapılan ulaşım aracı bisiklet. Paris içersindeki tüm müsabakalara bisikletle ulaşmak mümkün. Kiralama bisiklet sayısını ikiye katlamışlar, bisiklet park yerlerini çok arttırmışlar. Pandemiden bu yana başlattıkları dönüşüm olimpiyatta zirveye çıkmış durumda ve en çok övündükleri konu da bu.