İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Göç Kurulu Toplantısı“nda konuştu. Soylu, ‘462 bin Suriyeli ülkesine geri dönmüştür.’ dedi.
Bakan Soylu’nun açıklamlarından satır başları şöyle:
KIŞ GELMEDEN TAMAMLAYACAĞIZ
Soylu’nun açıklamaları şöyle:
Sınır güvenlik sistemlerimize yaptığımız büyük yatırımlar sürüyor. Türkiye bu meseleyi önde karşılamıştır. Suriye’nin 911 KM’lik sınırımız 811 KM’si duvarlar, sensörler, gece görüş kameraları, teller ile donatılmıştır.
Bu sona erdikten sonra Doğu ve Güneydoğu sınırlarımızdan gelebileceğini düşündüğümüz göç dalgalarına karşı Gürcistan ve Ermenistan sınırımızda tel ve ışıklandırma çalışmaları başladı. Ardından Iğdır’da duvarlara başladık. Başladığımızda bunu neden yapıyorsunuz, bu yanlış bir şey dediler. Gece görüş kameraları, aydınlatmalar, teller orayı çok güvenli hale getirdik. Iğdır biraz daha kolaydır, Ağrı daha zordur. Teknolojik donanımlı sistemler orada da gerçekleştirildi. Ağrı bitti, 63 KM ile Van’a başladık. İran ile yapmış olduğumuz müzakereler de iki ülke arsında başarı ile yönetilen ve sonuç olarak da başarıya ulaşan bir süreçtir. Yine bunun yanı sıra Hakkari sınırımız var. Orada da 40 KM’nin üzerinde en kritik yerlerde başladık. Kış gelmeden 20 KM’yi tamamlıyoruz.
BURADAN BİR HABER DUYURACAĞIM
Buradan bir haber daha duyuracağım. Van sınırının İran’da kalan 241 KM’lik kısmını da, Cumhurbaşkanımızın onayı ile 1 milyar liranın üzerinde bütçe ile başlatıyoruz. Şu ana kadar 220 KM yaptık, 241 KM daha üzerine ilave edeceğiz.
Gönüllü olarak geri dönen Suriyelilerin sayısı 462 bin 26 kişidir. Düzensiz göçü 4 aşamada engelliyoruz. Birinci aşama düzensiz göç yaşanan ülkelerle kurulan temaslar. Bilgi ve istihbarat paylaşımına kadar her türlü imkanı kullanıyoruz. Göçün kaynağından hareket etmesini engellemek istiyorsanız caydırıcı olmalısınız.
İSİM İSİM SAYARIM
Doğu ve Güney Doğu sınırlarında engellediğimiz göçmen sayısı 2 milyon 327 bindir. Aynı zamanda biraz sonra ifade edeceğim. Türkiye’nin 2016 yılından beri yakaladığı kaçak göçmen miktarı toplam 1 milyon 293 bin 662’dir. Türkiye 5 yıldan beri büyük bir mücadele ortaya koymaktadır. Bunların 195 bini mükerrerdir. Kendi ülkesinden hareketlenmemesini temin eden bir politikadan bahsederken, Türkiye 2016 yılından bu yana 283 bin 709 yakalanan göçmeni ülkesine göndermişlrdir. Bu rakamı kimse azımsamasın. Ülkelerinden 30 mülteci gönderilince bayram eden ülkeler var, isim isim sayarım.
Devam ediyorum, gerek Frontex rakamları gerek bizim tespitlerimiz 814 bin Türkiye’de yakaladığımız göçmenin 586 bin 685’i de Avrupa’ya karayolu ya da deniz yolu ile geçmiştir. 100 bin 169’u da uluslararası korumaya başvurmuştur. Tam anlamıyla kaçak göçmen tablosu budur. 183’bini kayıtlı ve ilticaya başvuran 300 bin Afgan göçmen vardır. Bunların bir bölümü de Avrupa’ya geçmiştir.
“BİZ BATI’NIN GÖÇMEN DEPOSU DEĞİLİZ”
Bu kadar göç baskısı altında kalıp da, bugüne kadar geri gönderme merkezleri, tüm politikaları, hududunu korumasına, desteklerine kadar başka bir ülke bulabilmek dünyada mümkün değildir. Biraz önce bahsettim, sınırdan girerken engellenenler meselenin ikinci ayağıdır.
Afganistan ve Pakistan ile ilgili bir iki not iletmek isterim. Taliban ülkeyi ele geçirmeden önce biz Doğu sınırımızda bunun önlemlerimizi aldık. Ben bu hafta sonu Doğu sınırımızdaydım. Milli Savunma Bakanımız da oradaydı. Sınırın ötesinde MSB muhafaza ediyor. Hududun için jandarmamız ve özel harekat polisimiz var. Göçe kaynaklık eden göçmen kaçakçıları dahil olmak üzere tarihin en büyük yakalamalarını gerçekleştirdik. Şu an sınırımızı zorlayan Afgan sayısı 200, 250’ye düştü. Öngörü ile attığımız adımlar sonucunu vermektedir.
Afganistan göçünün ve Pakistan göçünün sebebi oranın işgalidir. Batı, orada herhangi bir adım atmış mıdır? Bunun sebebi biz miyiz? Batı şöyle düşünüyor, Türkiye sınırlarını emniyete alsın, sınırın dışında tutsun. Geçerse de, bize göndermesin içeride tutsun. Defalarca söyledik, biz Batı’nın göçmen deposu değiliz.