İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, PKK’nın Gara’daki katliamına ilişkin açıklama yaptı.
Soylu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Gençliğinden vazgeçiyor terör örgütünden vazgeçmiyor. AB ülkelerinde evlilik dışı gerçekleşen canlı doğumların oranı 2016’da yüzde 43’e ulaşmış. OECD’nin verilerine göre bu oran yüzde 2 ile 3 arasında. OECD ülkeleri içinde en düşük oranın olduğu 3 ülkeden biri.
Bir takım protestoları yaparken sözde gündemi bir anda buna bağlamaları boşa değildir. Biz buna karşı çıkınca hep bir ağızdan bizi taşlamaları herhalde boş yere değildir. Hepsinin bir amacı var. Bugün birileri eskiden yaşananları hatırlamıyor olabilir.
1984’den bugüne 6021 sivil vatandaşı katletti PKK. Birileri rahatsız olsun, bunu her yerde söyleyeceğim.
1987’de yine 3 koldan saldırdıkları 30 sivil vatandaşımızı katlettikleri Pınarcık Köyü katliamı var. Bu nasıl vahşet diye kendi kendimizre dövünüp dururduk. Bunu bir insan yapmış olamaz. bunu yapanlar hayvanlardan aşağı mahluklardır.
Böyle bir şey sözkonusu olamaz. Aşağılık mahluklardır. Hep bu acılarla, dertlerle, fotoğraflarla büyüdük. Peçenek köyü katliamı sonrasında köye bağsağlığına gelenleri taşuıyan minibüsü havaya uçurdular, 3 sivil vatandaşımız şehit oldu.
1990’da Elazığ’ın Kovancılar beldesinde 9 mühendisimizi kurşuna dizerek katlettiler. Şehitlerimizden birinin evladı hala Bakanlığımızda görevlidir. 1993’te Erzincan’da Başbağlar köyünün etrafını 100 kişilik terörist grubu sardı, 20’si köye girdi, toplam 32 kişiyi katlettiler. Aynı yıl Van’da yine kurşuna dizmek suretiyle 14’ü çocuk, 8’si kadın 26 vatandaşımızı katlettiler. Bu liste çok uzun. Lütfen okuyun… Bitlis’te 93’te Yasemin öğretmenin nasıl katledildiğini… Alelade bir terör örgütüyle karşı karşıya değiliz. Bunu çiçek böcek görenlere tavsiyem şu katliam listesinin bir parçasını alıp okusunlar. Sonra da dişlerimizi sıktık diye bizi devlet adabı konusunda eleştirenler düşüncelerini tekrar ortaya koysun. Kulp’ta sadece para kazanmak için ormana giden işçiler acımazsızca katledildi. Bu cenazeleri biz kaldırdık.
KILIÇDAROĞLU’NUN SÖZLERİNE TEPKİ
Terörü savunmak suçtur ama kabahatli biziz. Olayın tüm yönlerini iki genel başkana anlattık.
Görüşmeden çıkar çıkmaz meseleyi siyasi tartışmaya çevirmesi. Ve şehitlerin sorumlusunun Cumhurbaşkanımız olduğunu söylemesi PKK’yı aklamaktan, üzerlerinden yük almaktan başka bir şey değildir. Toplumun zihnindeki bir takım sualleri sormak siyasi partilerin görevidir. Ancak burada bunu dile getirirken demokratik eğilimlerin ortaya çıkardığı sonuçları görmezden gelmek başka bir anlayıştır.
Meseleyi sayın Cumhurbaşkanımızın üzerine yıkmaya çalışmak terör örgütü PKK’yı aklamaktır.
Bu kalleşliğe hep birlikte ay yıldızlı bayrak elimizde hiç bir siyasi parti ayırt etmeksizin karşı durmalıyız.
O grup toplantısını dinlediğim an hayatımın en büyük hayal kırıklıklarından birini yaşadım. Siyaset tartışır, fikrini söyler ama bunun kırmızı çizgisi terör örgütleridir.