Bakan Şimşek: Türkiye listeden oy birliği ile çıkarıldı!

0
1

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin FATF’ın gri listesinden çıkış kararının cuma günü oy birliğiyle alındığını ve tek bir ülkenin bile itirazda bulunmadığını söyledi.

BloombergHT ve HaberTürk ortak yayınında Ciner Medya Grup Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Şimşek, Türkiye’nin gri listeden çıkmasının bir ekip çalışması olduğunu, bu konuda mevzuat çalışması yapıldığını ancak en önemli konunun uygulamada etkinlik olduğunu kaydetti.

Şimşek, gri listeden çıkmanın önemine işaret ederek, “Gri listeye girmek kolay ama çıkmak zor, daha yeni Monako’yu gri listeye aldılar. Bulgaristan ve Hırvatistan gibi AB üyesi olup da hala o listede olan ülkeler var” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle Adalet, İçişleri ve Dışişleri bakanlarıyla görüşmeler yaptığını anlatan Şimşek, asıl amaçlarının Türkiye’nin saygınlığını, finansal piyasaların sağlıklı işlediğini ve dolayısıyla buradaki sistemin güvenilebilir olduğunu ortaya koymak olduğunu söyledi.

Rezervlerde tarihi rekor

Şimşek, Türkiye’nin bu listeden çıkmasının hem ülkenin itibarı hem de finansal sisteme güven açısından önemine dikkati çekerek, Türkiye’ye son aylarda çok güçlü kaynak girişi olduğunu söyledi.

Gri listeden çıkılmasının ülkeye kaynak girişini ivmelendirip ivmelendirmeyeceğine ilişkin soru üzerine Şimşek, “İvmelenebilir. Ama şunun altını çizmek istiyorum, ülkeye kaynak girişi zaten çok güçlü, biz şu anda bu kaynak girişini nasıl yönetiriz, onunla uğraşıyoruz. Çünkü sisteme aşırı döviz girdiği zaman karşılığında Türk lirası basıyorsunuz yani satın alıyorsunuz. O, Türk lirası da tabii ki dezenflasyon sürecini tehdit ediyor. Tekrar o likiditeyi geri çekmeniz lazım. Mart sonundan itibaren bugüne kadar net bazda Merkez Bankasının rezervlerine yansıyan boyutu neredeyse 78 milyar dolar civarına ulaştı. Çok ciddi bir rakam. Türkiye finans tarihinde bu kadar kısa vadede eşi benzeri görülmemiş. Bunun önemli bir kısmı şirket, yani yurt içinde yerleşik şirketlerin ve mevduat sahibi vatandaşlarımızın Türk lirası tercihi. Bir kısmı da daha orta-uzun vadeli dış kaynak, bir kısmı da daha kısa vadeli dış kaynak. Şu an itibarıyla rezerv yeterliliğinde IMF tanımına göre arzulanan seviyeye neredeyse vardık. Geçtiğimiz hafta açıklanan rakamlara göre zaten brüt rezervler yaklaşık 147-148 milyar dolar seviyesine kadar çıktı. Tarihi rekor.” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye listeden oy birliği ile çıkarıldı

Şimşek, gri liste kararından hemen sonra uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s’in, “bunun olumlu yansıyacağı” yönünde açıklama yaptığını anımsattı.

Mayıs başında AB, ABD, İngiltere başta olmak üzere birçok temsilcinin Türkiye’de yerinde inceleme yaptığını bildiren Şimşek, “Ben kendileriyle İstanbul’da bir araya geldim. Onlara ‘Türkiye listeden çıksın, çıkmasın biz kara para aklamayla, terörizmin finansmanıyla mücadele edeceğiz. Bunu listeden çıkmak için yapmıyoruz. Çünkü Türkiye, terörden en çok muzdarip olan ülkedir. Dolayısıyla biz terörizmin finansmanını, onunla mücadeleyi bir öncelik haline getirdik.’ dedim. Bu kapalı bir toplantıydı” diye konuştu.

Türkiye’nin gri listeden oy birliğiyle çıkartıldığını belirten Şimşek, şöyle devam etti:

“Oy birliğiyle… Tek bir ülkenin itirazı olmadı. Hiçbir ülkenin… Ve inanılmaz bir şekilde toplantı öncesi ben oraya girdiğimde birçok ülke temsilcisi geldi, ‘Biz sizi çok güçlü bir şekilde destekledik, desteklemeye devam edeceğiz’ dediler. Hatta komşumuz Yunanistan’ın temsilcisi, ‘Biz sizi güçlü bir şekilde destekliyoruz.’ dedi. Biz çok güçlü diyalog kurduk, bu konuda samimiyiz. Hem kara parayla hem de terörizmin finansmanıyla bu listeden çıkmasaydık da çok güçlü şekilde mücadeleye devam edecektik. Şimdi çıktık, iş bitmedi. Güçlü şekilde mücadeleye, uygulamada etkinliği sağlamaya devam edeceğiz. Ama daha önemlisi iyileştireceğimiz alanlar var. MASAK’ın idari kapasitesini, teknik kapasitesini oldukça güçlendireceğiz. Çünkü kurumsal kapasite çok değerli. Koordinasyon devam edecek. Biz riskli bir coğrafyada yaşıyoruz. Herkes bizim sistemimizi istismar etmeye çalışabilir. Biz buna karşı risk odaklı bir modelle yolumuza devam edeceğiz. Yapay zekayı bu noktada devreye alacağız. Başardık, başarmaya devam edeceğiz. Monako’yu daha yeni aldılar listeye. AB üyesi olmanız o listeden sizi müstesna kılmıyor.”

Rezerv konusunu endişe kaynağı olmaktan çıkarttık

Mehmet Şimşek, ekonomi programını yurt içinde ve dışında birçok kesime anlattıklarını belirterek, uluslararası normlara uygun, kurala dayalı rasyonel politikalar ve onu destekleyen yapısal reform gündeminin beraberinde yatırımcı güvenini getirdiğini anlattı.

Bu güvenin de portföy tercihlerinde Türk lirası varlıklara ilgiyi artırdığına dikkati çeken Şimşek, böylece reel kurda denge sağlandığını ve istikrarın geldiğini söyledi.

Şimşek, Türkiye’nin geçen yıl mayıs ayında 12 aylık cari açığının 57 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, “Muhtemelen bu mayısta 26 milyar dolara düşmüş olacak. Dolayısıyla cari açıkta arzuladığımızın çok daha iyi bir performansla karşı karşıyayız.” dedi.

“Geçen sene mayısta cari açığın milli gelire oranı o günkü tahminlere göre yüzde 6 civarıydı. Biz bu açığı muhtemelen yıl sonunda yüzde 2 civarına indirmiş olacağız. Zaten mayıs itibarıyla yüzde 2,5’a inmiş olacak.” diyen Şimşek, cari açık konusunda çok net bir başarı sağlandığını vurguladı.

Şimdi bu başarıyı kalıcı hale getirmek gerektiğini kaydeden Şimşek, “Bunun için yeni bir sanayi politikası devreye koyacağız. Devletin aktif şekilde işin içinde olduğu aktif bir sanayi politikasıyla kalıcı şekilde cari açığın bu seviyelerde kalmasını sağlayacağız. Cari açığı biz milli gelire oran olarak yüzde 2,5’in altında tutabilirsek iki büyük kazanımımız olacak. Birincisi, dış borcun milli gelire oranı aşağı yönlü bir trende girecek, yani düşecek. İkincisi, kalıcı şekilde rezerv biriktirmemize imkan sağlayacak. Şu anda rezerv birikimi var ama bu rezerv birikimi önemli ölçüde şirketlerimizin ve vatandaşlarımızın portföy tercihlerinden kaynaklanıyor. Biz bunu daha kalıcı hale getirmek istiyoruz, rezerv konusunu bir endişe kaynağı olmaktan çıkarttık” dedi.

KKM’de vergi avantajı son buldu

Bütçe dengesinin önemine de işaret eden Şimşek, “Özellikle depremin, EYT’nin etkisiyle geçen yıl muhalefetin popülist iteklemesiyle seçim sürecinde EYT hayata geçirilmiş. EYT’nin bu yıl yıllık maliyeti, finansman maliyeti dahil olmak üzere 724 milyar lira. Milli gelirin neredeyse yüzde 2’sine yakın bir rakam. Şimdi geçen sene mayıs ayında bütçe açığı tedbir alınmasaydı yüzde 10 civarı bekleniyordu. Bu benim değil, piyasanın beklentisiydi. Biz yılı yüzde 5 civarında kapattık, yüksek bir rakam.” diye konuştu.

Bakan Şimşek, kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasındaki son duruma ilişkin de şunları kaydetti:

“Geçen sene zirvede neredeyse 144 milyar dolar civarına çıkmıştı zirvede. Şu anda 63 milyar doların altına indi, büyük ihtimalle düşüş hızlanacak. Bakın 44 haftadır üst üste kesintisiz KKM’de düşüş var. Dolayısıyla bu para politikasının çalışmasını engelleyen bir faktördü. Bu, enflasyonu düşürme sürecinde para politikasının etkinliğini azaltan bir faktördü. Şimdi biz bunu gidererek bir sorun olmaktan çıkartıyoruz. Dolayısıyla bugün itibarıyla şirketlerin KKM’deki vergi avantajı son bulmuştur. Yenilemedik. Artık şirketler KKM’den faiz kazanırlarsa normal kurumlar vergisine tabidir, bir istisna yoktur şirketler için. Dolayısıyla teşvik edici olmaktan bugün itibarıyla çıkarttık. Bireyler açısından mevduata, faiz kazançlarına biz bu sene vergi getirdik. Şimdi KKM’den kazanılan faiz gelirleri de vergiye tabi olacak. Dolayısıyla KKM’den çıkış hızlanacak. Onun için bir sene öncesine göre Türkiye gerçekten öngördüğümüzden birçok alanda da iyi.”

Reklam Alanı