MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Bahçeli’nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:
“Ne gidilecek bir yerimiz, ne terk edilecek bir toprağımız vardır. Geleceğe umutla bakıyoruz, gelişmeleri ufuk derinliğiyle kavrıyoruz. Duymayan varsa tekrar edeyim, biz bu ülkeyi karşılıksız sevdik, bu milleti canımızdan aziz bildik. Bu cennet vatanı namus belledik. MHP olarak kendimize güveniyoruz, milletimize inanıyoruz.
Bugünkü siyasi panoramadan bakınca zillet ittifakı çatısında altında buluşan partilerin içine düştükleri zaafta bu tespitimizin yattığı görülecektir. Siyasi mücadelenin bir ahlakı olmalıdır. İlkesizlerin bağımsız bir iradesi olamaz. Türkiye’yi kötüleme yarışı içine girenler aslında milli özgüveni aşındırmak isteyen çorak zihniyetlerden başkası değildir. Bu eyyamcı tipler gelene ağam, gidene paşam diyecek kadar düşkündür. Zillet partileri kağıttan kaplan olmaları şöyle dursun, zalimlerin elindeki yedili kozdur. Kapan üstünde peynir görseler, midelerine girecek bir lokmanın peşine düşerler. Gavurun ekmeğini yediler mi kılıcını sallamaya başlarlar. Çobanla bir olup kuzuyu yerler, sonra sahibiyle yas tutarlar.
Demokrasi düşüncesi bir ülkeyi düşkün göstermenin bahanesi olarak gösterilemeyecektir. Destek arayanlar, dayanak araştıranlar iktidar vizesi için güç merkezlerinden medet umanlar zillet çukurundadırlar. Hırslarına yenik düşenler heveslerinin kurbanı olmaktan kurtulamazlar. CHP’nin durumunu başka nasıl izah edilebilir. İP’in süngü düşkün hali nasıl açıklanır. Erken seçime karşı olduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu’na ne olmuştur? 1 yıl içinde değişen nedir? Kılıçdaroğlu’nun erken seçim zorlaması hangi karanlık muhaliflerin siparişidir.
ABD’nin bazı körfez ülkeleriyle hain senaryo üzerinde kafa yorduğuna dair iddialar havalarda uçuşmaktadır. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmayı amaçlayan örtülü operasyonlar, asimetrik tahrikleri yoğunluk kazanmıştır. Kılıçdaroğlu ve yandaşları bu operasyonun siyaset ayağıdır. Biden’ın dümen suyuna gelen, kanlı teknesine bilen Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin erken seçim isteği melanetin sözüdür. Türk milleti böylesi bir tuzağa düşmeyecektir. Oyun büyük, oyun sinsi, oyun karanlıktır. CHP Genel Başkanı bir an önce seçime gidilmesini istiyor, belli ki acelesi var. Daha da çirkefleşerek ‘Milletten korkulur mu’ diye soruyor. Asıl milli irade kalpazanının bizatihi zihniyeti olduğunu unutmuşa benziyor.
Mafyayı Cumhur İttifakı’nın üçüncü ortağı gören Kılıçdaroğlu, terör örgütlerinin neşesi, Türkiye düşmanlarının nesnesi olduğunu görmüyor. CHP yönetimine siyasi propaganda üretiminin kimin yaptığı herkesçe bilinmektedir. Kılıçdaroğlu masal anlatmasın, ruh ikizi haline döndüğü mafyaya baksın. Mafyanın CHP’ye, tetikçi köşe yazarlarına nasıl nüfuz ettiğini bilmeyen kalmamıştır. CHP yönetimi öyle bir hale gelmiştir ki zehirli mantar gibi her dedikodunun etrafında biterler. Tek ayak üstünde kırk yalan söylerler. Kılıçdaroğlu fazla celallenme, heveslenme. Ülkemizin erken seçim gibi bir gündemi yoktur, bunu da kiralık aklından çıkarma. Demedi deme, adam sözü dinle.
TERÖRLE MÜCADELE
Terörle mücadele alanında gösterilen başarılar milletimizi sevindirmektedir. 1 Ocak’tan bu yana 1162 terörist etkisiz hale getirilmiştir. İhanetin bedeli taksit taksit ödettirilmektedir. Bu ülkeye kast etmek için elleri tetikte gezen canilerin sonu hüsrandır. PK/YPG’nin beli kırılmıştır. Türk milletini terör musibetiyle yaşamaya hiç kimse alıştıramayacaktır. Diken battığı yerden çıkarılacaktır. Kahraman TSK ile ve diğer tüm güvenlik güçlerimizle gurur duymak milli ve manevi vecibedir. PKK’nın açtığı kanlı sayfa kapatılacak, FETÖ’nün kalıntıları, elebaşları yakalanıp cezalandırılacaktır.
DAVALAR BİR AN ÖNCE SONUÇLANDIRILMALIDIR
Bu devran böyle gitmeyecektir. Gülen’in yeğeni olduğu iddia edilen Selahaddin Gülen Türkiye’ye getirilmiştir. Vakit hesap vermek vaktidir. Beklentimiz FETÖ’cülerle birlikte PKK’lılar hakkında süren mahkeme süreçlerinin nihayete erdirilmesidir. FETÖ ile dosya sayısı 58 bin 720’dir. Bağımsız ve tarafsız Türk mahkemeleri davaları bir an önce sonlandırmalıdır. Türkiye bir yanda terörü bitirme noktasına gelmişken hukuk devleti ilke ve esaslarını işletmek zorundadır. PKK ve FETÖ’nün kaynağı kurutulmalıdır. Terörle mücadele hukuk sınırlarına bağlı kalarak icra edilmektedir. Geciken adalet sadra şifa olmayacaktır. Bugün mutfak yanıyorsa yarın söndürürüz. Daha çok kişi daha çok aş üretiriz. Ekonomideki ağırlıkları söker atarız ancak vatan yanarsa karnımızı doyuracak sofra bulamayız.
BİZİM KAYGIMIZ, SORUMLULUKLARIMIZ VAR
Terörle mücadele cephesini sağlam tuttuğumuz kadar ekonomik kalkınmışlığı da hedeflemeliyiz. Mesele domates, patlıcan, soğan yiyemiyoruz derken, birden hain kurşunları yersek tarihi varlığımızı nasıl koruyabiliriz. CHP yönetimi hangi yangından neyin yenilip yenilmediğinden söz açıyor.
YPG terör örgütünün kendi vatanını koruduğunu, bize de saldırmayacağını açıklayan Kılıçdaroğlu, Suriye trajedisinden hiç mi ders çıkarmıyorlar. Rezil senaryoları da mı görmüyorlar? Yatıp kalkıp mutfak demesi, yaklaşan tehlikeleri görmemesi nasıl bir körlüktür. ABD Başkanı olmadan önce Biden 17 Ocak 2020’de New York Times’da Türkiye’deki muhalefeti desteklemelerini ifade etmesi pastır. Kılıçdaroğlu bu pası alıp, Türkiye’nin kalesine gol atmak için sahaya inmiştir. ABD’nin 2022 bütçesinde savunma harcamalarında terör örgütü PKK/YPG’nin dahil olduğu eğit-donat faaliyeti için fon ayrılması müttefiklik hukukuna karşı şerefli bir tavır mıdır? Bize göre değildir, Kılıçdaroğlu’na sorarsanız mutfaktaki yangını söyler. Bizim kaygımız, sorumluluklarımız vardır. Zillet ittifakına göre devletin ve milletin hakkını savunmak gibi bir gündem söz konusu değildir. Biz böyle değiliz. Herkes eşittir, Türkiye’dir.
AYASOFYA İMAMININ ATATÜRK SÖZLERİ
Atatürk bizim börkümüzdür, birliğimizdir, simgemizdir; ona laf yoktur. Baş giderse börk gider. Börk giderse il gider, iffet gider. Allah muhafaza bir daha da geri gelmez. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e tahammülsüzlük Türkiye Cumhuriyeti’ne tahammülsüzlüktür. İdeolojik dogmalarla, ilkel bir taassupla Atatürk düşmanlığı yapmak hıyanete hizmettir. Ayasofya açılmışken, Taksim Cami’nin manevi hayatımıza kazandırılmışken, nükseden Atatürk alerjisinin esas gerekçesini nasıl okumalıyız? Kutuplaşmayı teşvik etmeye kimin, ne hakkı vardır? Suyu bulandıran, ortamı kızıştıran, bunu da Müslüman kisvesi altında yapan kişilerin bu yaptıkları provokasyondur. Maksatları araştırılmalıdır. Gizli FETÖ’cü olup olmadıkları incelenmelidir. İnanç sahibi insanlarımızı üzmek, bugünkü AK Parti hükümetini töhmet altında bırakmak temiz bir mizacın sonucu değildir. Herkes uyanık olmak zorundadır. Atatürk’e bühtan edenlerin milletimizin gözünde zerre değeri olmayacaktır. Atatürk ortak paydamızdır. Kim saldırıyorsa, kimin kötü sözü dokunmuşsa ya soyunda ya da mazisinde bir mahcubiyeti vardır. Atatürk’e hakaret mukadderatımıza husumettir. Atatürk’e dil uzatanlar daha iyi Müslüman olduklarını mı sanıyorlar? Ey kendini bilmez akılsızlar, Atatürk’ümüzden ne istiyorsunuz? O tarih sahnesine çıkmasaydı doğduğunuzda kulağınıza ezan mı okunur, yoksa vaftiz mi ettirilirdiniz? Atatürk’e saldıran zavallılar, sizin Don Kişot’tan ne farkınız vardır?
Dirilere olduğu gibi ölülere sövmek Hz. Peygamber tarafından yasaklanmıştır. Ölülerin arkasından kötü konuşmamak Müslümanların güzel geleneklerinden birisidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizim kırmızı çizgimizdir. Atatürk Türkiye’dir, Atatürk Cumhuriyet’tir. Onu rahmetle anmak, saygı duymak, eserlerine sadık kalmak her Türk evladı için emeldir. Atatürk’ten elinizi çekin, dilinizi susturun. Anıtkabir ile Kocatepe arasında çekilmiş çelikten bir halat olan MHP, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sonuna kadar sahip çıkacaktır.”
