Ahmet Hakan Yazdı: Hafize Gaye Erkan hakkında ilk izlenimler

0
3

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan bugünkü köşesinde Hafize Gaye Erkan hakkındaki izlenimlerini paylaştı.

Konuşması anlaşılır, meramını şahane anlatıyor.

Kıyafeti, tam bir Merkez Bankası Başkanı kıyafeti. Kıyafetini tamamlayan ay yıldızlı broştan millilik ve yerlilik mesajı yükseliyor.

 

– Zekice ataklarla tartışmalı konulardan uzaklaşmayı gayet iyi başarıyor. Bakınız: Erdoğan’ın ekonomi yaklaşımlarıyla ilgili soruya verdiği cevap.

 

– Ayakları yere basan, gerçekçi yorumlar yapıyor. Uçmuyor. Uçurmuyor.

 

 Şeffaflık en temel ilkesi. En fazla vurgusu şeffaflığa.

Ekonomi gazetecilerinin karşısına geçip “Buyurun arkadaşlar, istediğiniz soruyu sorun” diyebilmesi ve her soruya cevap vermeye çalışması etkileyici.

 

 

 İtimat telkin ediyor ve edecek gibi.

 Diyalog kurma becerisi mükemmel.

 

 

– Konulara hâkimiyeti göz dolduruyor.

 

 

– Vatandaşın yaşadığı pahalılık ve zamlarla ilgili soruya verdiği yanıttan, yaşanan sıkıntılara asla kayıtsız kalmadığı ve tüm çabanın bu sorunun çözümü için olduğu sonucu çıkıyor.

 

 

– Bir acemilik, bir şaşkınlık, bir dağınıklık yok. Tam tersine güven tesisi çabası var, “Vaziyete hâkimiz” mesajı var.

 

 

– Kamu huzuruna ilk çıkış için bir not verecek olursam “100 üzerinden 90” derim. 10 puanı neden kırdığımı bilahare anlatırım.

YABANCIYSA CHURCHİLL YERLİYSE DEMİREL

BİR arkadaşımla Kemal Kılıçdaroğlu üzerine sohbet ediyorduk. Bir ara konu “Seçimi kazansaydı ne olurdu?” noktasına geldi. Bunun üzerine bir sürü spekülasyon yaptık.

 

 

Ben bu konuyu şöyle bağladım:

“Merhum Demirel’in dediği gibi: Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyet yetimdir, öksüzdür.”

Arkadaşım, “Demirel bunu söylemiş olabilir ama bu söz, bilinen bir sözdür. Yurtdışında da bunu söyleyenler var” dedi.

Ben de “Kim söylemiş? Churchill mi?” deyince başladı yeni bir tartışma.

 

 

En sonunda arkadaşımla mutabık kaldığımız husus şu oldu:

Politik bir aforizma yerliyse Demirel’e atfediyoruz, yabancıysa Churchill’e

ALLAH RAHMET ETSİN SİNEAD O’CONNOR

AŞK şarkılarının unutulmaz ismiydi. Muazzam bir sesi, bir türlü yatışmayan bir yapısı vardı. Sınırlarda geziyordu. Şarkı söyleyişindeki sadelik süper etkileyiciydi. Huzur arayışındaydı. Sesindeki hüzün tınısı yüreklere dokunurdu. Protest tavrı kendisine müthiş yakıştırıyordu. Eşsiz bir sanat hazinesiydi.

 

 

İrlandalı fırtınalı yürek öldü. Ömrünün son demlerinde Müslüman olup Şüheda adını almıştı. Umarım aradığı huzuru bulmuştur. Allah rahmet eylesin.

CHP’NİN İÇ TARTIŞMASI NEDEN ASLA BİTMEZ

– Bitmez çünkü… CHP tartışması yapmak bazılarının milli sporu.

 

 

– Bitmez çünkü… Malzemesi bol ve her gün yeni malzeme veriliyor.

 

Bitmez çünkü… Kılıçdaroğlu açıklamalarıyla istemeden körüklüyor.

 

 

– Bitmez çünkü… Herkes bitirse bile Ekrem İmamoğlu bitirmez.

 

 

– Bitmez çünkü… CHP medyası bu konuya bayılıyor.

 

 

– Bitmez çünkü… İçinde bol entrika var, magazin var, polemik var.

 

 

– Bitmez çünkü… Akşener bile, Davutoğlu bile çok seviyor konuyu.

BÜYÜKŞEHİR ADAYLARI İÇİN AK PARTİ’YE BİR PROFİL ÖNERİSİ

Şöyle bir profil:

– Polemikten alabildiğine uzak duran bir üslup.

– Karşı tarafın enerjik biçimde birleşmesine yol açmayacak bir tarz.

– Sadece ve sadece hizmete odaklı.

– Vizyon sahibi, kentli, gençlerle kolay diyalog kurabilen bir kişilik.

– İdeolojik keskinliklere kapalı, her kesime alabildiğine açık.

Karşı taraftan oy alma kapasitesine sahip.

 

 

Böyle bir profil sadece İstanbul adayı için değil, başta Ankara olmak üzere Antalya, Adana, Mersin gibi şehirlerde gösterilecek adaylar için de geçerli.

ÇAĞLA, BUZ DOLU FIÇI, ZİHİNDEKİ KALIPLAR FALAN

ÇAĞLA Şıkel’in “soğuk korkusu” varmış. Bunu yenmek için bir kampa katılmış. Buz dolu fıçıda 2 dakika kalarak soğuk korkusunu aşmış. Sonra da “Zihnimdeki kalıpları kırdım” demiş.

 

 

“Allah başka dert keder vermesin” diyerek ortaya atıyorum sorularımı:

 

 

– Soğuk korkusu da nedir abi? Neden benim hayatımda böyle afili, böyle janjanlı, böyle janti bir korku yok?

Bu korkuyu yenmek için kampa girmek de neyin nesi abi? Nasıl oluyor da bir insanın bu kadar çok boş vakti olabiliyor?

Buz dolu fıçıda iki dakika durmak tehlikeli değil mi abi? Allah göstermesin kalp krizi riski falan?

 

 

– Zihindeki kalıplarla bunun ne alakası var abi? Acaba Çağla Hanım, zihnindeki kalıplarla buz kalıplarını karıştırıyor olabilir mi?

Reklam Alanı