Selvi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katıldığı TRT canlı yayınına ilişkin olarak gözlemlerine yer verdiği yazısında, “Siyasetçiler merak etmiyor lakin Erdoğan’ın seçim kazanma sanatı üzerine çalışma yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile” yorumunu yaptı.
İŞTE ABDULKADİR SELVİ’NİN YAZISI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soru soran gazeteciler arasında yer aldığım TRT’deki canlı yayınla ilgili gözlemlerimi paylaşmak istiyorum.
6’lı Masa’nın en çok alkış alan vaadi Cumhurbaşkanlığı’nı Çankaya’ya taşımak olmuştu. Biz de Cumhurbaşkanı ile yayını Çankaya Köşkü’nden yapınca mekân seçimi bir anlamda muhalefeti anında tekzip etmek gibi olmuştu. Cumhurbaşkanı’na muhalefetin bu vaadini sorduk. Erdoğan, Çankaya Köşkü’nü avucunun içi gibi anlattı. Sonra, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de Çankaya Köşkü de bu milletin malıdır” dedi. Çankaya Köşkü’nün atıl bırakılmadığını, tam aksine kullanıldığını anlattı.
RESEPSİYON SALONU
Çankaya Köşkü’nde yayını yaptığımız resepsiyon salonunun benim için ayrı bir anlamı vardı. O nedenle salona girince yayında birlikte olduğumuz gazeteci arkadaşım Hale Kaplan’a, “28 Şubat sürecinde olsaydık sen başörtülü olarak bu salona giremezdin. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve Başbakan Erdoğan’ın eşleri de başörtülü oldukları için resepsiyonlara katılamıyorlardı. Abdullah Gül’ün ilk döneminde dahi bir eşli bir de eşsiz olmak üzere iki resepsiyon yapılıyordu. Askerlerin olduğu resepsiyona yine başbakan ve cumhurbaşkanının eşi katılamıyordu” dedim. Hale o günlerin mücadelesini vermiş bir gazeteci. Şaşırmadı ama üzüldü.