İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Pazartesi günü Saraçhane’de, “Turpun büyüğü” isimli toplantısında CHP ile ilgili davalara aynı bilirkişinin atandığını iddia etmiş ve bilirkişinin ismini açıklamıştı.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, İmamoğlu’nun dile getirdiği bilirkişi ile yaptığı telefon görüşmesini Halk TV’de Seda Selek’in programında söz konusu görüşmeyi yayınlaması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barış Pehlivan, Seda Selek ve Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker hakkında, “Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması” ve “Bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs” suçlarından soruşturma başlattı.
ADLİYEYE GETİRİLDİLER
Haklarında gözaltı kararı verilen Barış Pehlivan Halk TV binası önünde, Seda Selek evinin önünde, Serhan Asker İse Ankara’da gözaltına alındı. Pehlivan ile Selek, bu sabah emniyet işlemlerinin ardından savcılığa ifade vermek üzere Çağlayan’daki İstanbul Adliyesine getirildi. Serhan Asker’in ise bugün SEGBİS aracılığıyla savcılığa ifade vermesi bekleniyor.
SEDA SELEK’İN İFADESİ
Gazeteci Seda Selek, emniyetteki ifadesinde 23 yıldır gazetecilik yaptığını, 4 yıldır Halk TV’de çalıştığını belirtti. Seda Selek’e, soruşturma talimatına konu olan 27 Ocak 2025 tarihindeki Halk TV yayınında paylaşımı yapılan ses kaydının bahse konu programa kim ya da kimler tarafından canlı yayında yayınlanmak üzere gönderildiği soruldu.
Selek, şu yanıtı verdi:
“Ben canlı yayında olduğum anda rejiden bana sıcak bir gelişme olduğu yönünde kulağıma bir bilgi geldi, bunun dışında daha öncesinde bir bilgim yoktur. Zaten tanzim edilen çözümleme tutanağında ‘evet bir ses kaydı olduğunu söylüyorlar, Barış Pehlivan paylaştı herhalde ben de bilmiyorum’ şeklindeki ifademden de yayında dinlenen ses kaydı konusunda haberdar olmadığım anlaşılabilecektir. Ben hafta içi her gün 11.00-13.00 saatleri arasında rutin yayın yapmaktayım. Söz konusu ses kaydının moderatörü olduğum program sırasında yayınlanması tamamıyla İBB Başkanı’nın basın açıklamasından hemen sonra bizim yayına girmemizden kaynaklı tesadüfi bir durumdur. Bu da yine söz konusu ses kaydı konusunda herhangi bir bilgimin olmadığının da bir başka göstergesidir. Ayrıca söz konusu ses kaydının haberleştirilmesi benim şahsen karar verebileceğim bir konuda olmayıp bu konuda ki inisiyatif kanal yönetimine aittir.”
“Bahse konu programda paylaşımı yapılan ses kaydına dair yukarıda sorulan sorulara cevabınızı verdiniz. Başkaca ifadenize eklemek istediğiniz bir husus var mıdır. Var ise nelerdir” sorusunu gazeteci Selek, “Üzerime atılı olan suçlamayı ben kesinlikle işlemedim. Söz konusu ses kaydının alınması, yayına ulaştırılması ve yayınlanma kararında hiç bir dahlim yoktur. Serbest bırakılmayı talep ediyorum” diye yanıtladı.
BARIŞ PEHLİVAN’IN İFADESİ
ANKA Haber Ajansı’nın haberine göre, Barış Pehlivan, emniyetteki ifadesinde 22 yıldır gazetecilik yaptığını, bugüne kadar 5 kitaba, binlerce haber ve yazıya imza attığını belirtti. Pehlivan, Halk TV’de program yorumcusu ve Cumhuriyet Gazetesi’nde köşe yazarı olduğunu söyledi.
“Daha önceki tarihlerde hakkınızda herhangi bir adli işlem yapıldı mı, yapıldı ise bunlar nelerdir” sorusuna gazeteci Pehlivan, “Gazetecilik hayatım boyunca birçok kez soruşturma ve davalara dahil edildim. Bunlardan en önemlisi 2011 yılında devlet içindeki FETÖ örgütlenmesinin yaptığı Oda TV kumpası kapsamında tutuklanmamdır. 19 ay boyunca tutuklu kaldıktan sonra beraat ettim. Sonrasında bu yargılamayı yapan hakim ve savcılardan şikayetçi oldum ve onların yargılandığı davada müşteki oldum” yanıtını verdi.
Pehlivan’a, soruşturma talimatına konu olan 27 Ocak 2025 tarihindeki Halk TV yayınında paylaşımı yapılan ses kaydının kim tarafından, ne zaman, ne şekilde yapıldığı da soruldu. Aynı bilirkişinin Yeni Şafak Gazetesi’ne de açıklama yaptığını hatırlatan Pehlivan, ifadesinde şunları söyledi:
YAPTIĞIM ŞEY CEVAP HAKKINI KULLANDIRMAK
27 Ocak 2025 günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Saraçhane’deki binasında gerçekleşen basın toplantısına gazeteci olarak davetliydim. O basın toplantısında Ekrem İmamoğlu, CHP’li belediyeleri ilgilendiren soruşturma ve davalarda görev alan bir bilirkişiye dikkat çekti. Basın toplantısının konusunu orada öğrendim ve İmamoğlu özetle bu bilirkişinin imza attığı raporlarda hukuksuzluk olduğunu iddia etti. Basın toplantısını takip ettikten sonra acaba bu bilirkişiye ulaşabilir miyim ya da özel bir haber yapabilir miyim diye düşünmeye başladım.
Bunun üzerine bilirkişinin cep telefonuna ulaşarak aradım ve kendimi tanıttım, kendisine gazeteci olduğumu beyan ettim. Milyonların izlediği Ekrem İmamoğlu’nun basın toplantısında kendisi hakkındaki iddiaları bizzat kendisine sormak istedim. Asıl amacım onu Halk TV ekranlarında ağırlamak ya da yüz yüze bir röportaj yapmaktı. Sonuçta 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul’un Belediye Başkanı isim vererek bir bilirkişi hakkında çarpıcı iddialarda bulunmuştu. Ben de bu iddiaların doğru olup olmadığını öğrenmek için kendisini aradım. Bu yaptığım hem Türkiye, hem de dünya literatüründe cevap hakkını kullandırmadır.
SORULAR SORDUM, İDDİALARI YALANLADI
Sonuçta kendisine sorularımı sordum ve İmamoğlu’nun hedefindeki bilirkişi kendisi hakkındaki iddiaları yalanladı. Soruşturmaya da yansıyan tutanakta da görebileceğiniz gibi ben kendisini Halk TV ekranında ağırlamak veya kendisi ile birebir özel röportaj yapmak istediğimi beyan ettim, kendisi bunu kabul etmemekle birlikte bana başarılar dilemiştir. Hatta yaşı ile ilgili bir soruya da esprili bir yanıt vermiştir. Kendisi ile konuşmamız nezaket kuralları içerisinde, mesafeli bir üslupla gerçekleşmiştir. Buraya kadar anlattıklarım benim bu söyleşiyi bu telefon görüşmesini yapma gerekçeme ve amacıma dairdir.
KONUŞMAYI BEN KAYDETMEDİM
Savcılık makamının suç olarak isnat ettiği eylemlerin hiçbirinde benim sorumluluğum ve dahlim yoktur. Konuşmayı ben kaydetmedim. Ben kimseyle paylaşmadım. Ben yayınlamadım ve hiçbir yerde yaymadım. Hal böyle iken kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa etmek ve bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs suçlarını işlemem mümkün değildir. Çünkü benim bu soruşturmaya konu olan meselede tek yaptığım şey iddiaların odağındaki kişiye bir gazeteci olarak soru sormaktır. Onun dışındaki hiçbir eylemde dahlim ve sorumluluğum yoktur. Kaldı ki bilirkişiyi etkilemeye teşebbüsten ziyade bizzat hedefteki isme kendisini ifade etmek hakkı verdim. Normalde bunu yaptığım için takdir görmek gerekirken şu an ilgim olmayan bir suçlama ile karşınızdayım.
BU SUÇSA HAMZA DAĞ VE MELİH GÖKÇEK DAHİL AK PARTİLİLER DE SUÇ İŞLEDİ
Bununla birlikte bilirkişide röportaj vermeyi yani bana yaptığı eylemin aynısını doğru bir yöntem olarak benimsemiş olacak ki 28 Ocak 2025 tarihli Yeni Şafak Gazetesi’ne de ayrıca konuşmuştur. Şimdi Yeni Şafak’a suç olmayan röportaj yapma faaliyeti, Halk TV’den Barış Pehlivan’a nasıl suç olabilir? Bununla birlikte eğer o ses kaydını yayınlamak suç ise bugün AKP yöneticisi Hamza Dağ’dan AKP’li eski belediye başkanı Melih Gökçek’e kadar birçok ismin de bu suçu işlediğini ifade etmek gerekmektedir. Zira ben bu ses kaydını kendi sosyal medya hesabımdan paylaşmamama rağmen bu isimler ve daha fazlası kendi sosyal medya hesaplarından hiçbir sansüre gerek duymadan paylaşıp yaymışlardır.
RAPORUNU HAZIRLAYIP GÖREVİNİ TAMAMLAMIŞ BİR BİLİRKİŞİYİ ETKİLEYEMEM
Özetle ben Türkiye’nin konuştuğu bir isme söz hakkı verdim. Suçlamalarla ilgim yoktur. Bir kez daha ifade etmeliyim ki söz konusu telefon görüşmesini ben kaydetmedim. Ben paylaşıp yayınlamadım ve hiçbir yere de yaymadım. Son olarak ifade etmeliyim ki söz konusu bilirkişiyi etkileme saiki ile hareket ettiğim ileri sürülmekte ise de bilirkişi raporu hazırlanmış olduğu soruşturma dosyalarında bu görevini tamamlamış, kanaatini raporlaştırmış olan bir kişiyi etkilemek suçunu işleme kabiliyetimin de olamayacağını ifade etmem gerekmektedir. Zira benim soruşturma dosyalarına raporlarını sunmuş olan bir kişiye yönelik suç işlemem artık mümkün değildir, işlenemez bir suç durumu söz konusudur.
GAZETECİLİK REFLEKSİ İLE HAREKET ETTİM
Son olarak ben gazeteciyim. Sadece gazetecilik refleksi ile hareket ettim. Yaptığım haberler bir kesimi rahatsız etmiş ya da bunlardan bir rahatsızlık duymuş olunabilir ancak bu durumun gazeteciliğin doğası gereği olduğunu ve gerçek gazeteciliğin halkı aydınlatma ve çağının tanığı olmaktan başka bir düşünceyle hareket etmeyeceğini de belirtmek isterim. Suç işleme kastım asla söz konusu değildir. Basın mensubuyum sadece gazetecilik yaptım.
ÜZERİME ATILI SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM
(“Soruşturma talimatına konu olan 27 Ocak 2025 tarihindeki Halk TV yayınında paylaşımı yapılan ses kaydının tarafınızca alınmadığını yukarıda beyan ettiniz. Bu ses kaydı kim tarafından alınmıştır” sorusu üzerine) Ben bütün gazetecilik hayatımca çok sayıda ifade verdim. Bu tarz soruların sonucunda kamuoyunda insanların itibar suikastına uğradığını gördüm. Bu nedenle bu sorunuza verebileceğim yanıt şudur: Her ne kadar bu telefon görüşmesini ben kaydetmesem de ben paylaşmasam da, ben yayınlamasam da, bunda dahli olan kanal yönetiminin tek amacının gazetecilik olduğunu söyleyebilirim.
(“Paylaşımı yapılan ses kaydının bahse konu programa kim ya da kimler tarafından canlı yayında yayınlanmak üzere gönderildiği hakkında ifadenizi veriniz” sorusuna yanıt olarak) Ben ve diğer meslektaşım Seda Selek de kanalın yayın çizgisi, yayın politikası ve neyin yayınlanacağı konusunda söz sahibi ve sorumluluk sahibi değiliz. Özetle bu kaydın kaydedilmesi ve paylaşılmasında dahlim yoktur. Ben sadece röportaj yaptım. Üzerime atılı olan suçlamayı kabul etmiyorum. Serbest bırakılmamı talep ediyorum.
SERHAN ASKER SEGBİS İLE İFADE VERDİ: SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Ankara’da gözaltına alınan Serhan Asker, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında SEGBİS ile ifade verdi. Ankara Adliyesi’ndeki ifadesi sona eren Serhan Asker suçlamaları kabul etmediğini tekrarladı.
SERHAN ASKER’İN AVUKATI: MÜŞTEKİ YOK, DOSYA TERÖR SAVCILIĞINDA
Asker’in avukatı Fuat Ağaoğlu, Ankara Adliyesi önünde Halk TV’ye konuştu. Ağaoğlu, söz konusu suçun şikayete tabi olmasına rağmen dosyada müşteki olmadığını söyledi. Ağaoğlu ayrıca dosyanın basın savcılığında değil terör savcılığında olduğunu da belirtti.
Ağaoğlu, Serhan Asker’in sağlık durumunun iyi olduğunu ve SEGBİS salonunda mevcut tutulduğunu da söyledi.