TBMM Başkanı Kurtulmuş: Dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur!

0
1

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, “Dokunulmaz zannedilen İsrail’e ikinci kez dokunulmuştur. Netanyahu ve çetesi hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tutuklama kararı her türlü takdirin üstündedir” dedi. Kurtulmuş, katil İsrail Hükumetinin Birleşmiş Milletler üyeliğinin de askıya alınması gerektiğini söyledi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) EXPO 2024 Uluslararası Ticaret  Fuarı Gala Programı’nda yaptığı konuşmada, MÜSİAD’ın kuruluşundan itibaren sürekli çıtasını yükselterek bugünlere kadar gelen örnek bir sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi.

MÜSİAD’ın Türkiye’nin yakın dönemine damgasını vurduğunu belirten Kurtulmuş, bugün 20’ncisi gerçekleştirilen MÜSİAD EXPO’nun ise bu başarının sadece görünen yüzlerinden birisi olduğunu ifade etti.

“Küresel Ticaret Burada” sloganının, EXPO bünyesinde hem kurum olarak MÜSİAD’ın hem de Türkiye’nin taşıdığı iddiayı ifade etmesi bakımından dikkat çekici olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Türkiye, bir taraftan tarihi İpek Yolu’nun ortasında olması, bütün ticaret yerlerine yakın bir mesafede bulunması, jeostratejik konumu, etrafındaki bütün türbülanslara rağmen ekonomik ve siyasi istikrarını koruyabilme becerisiyle bugün dünyada, özellikle önümüzdeki dönemdeki kapıları sonuna kadar açılmış olan çok kutuplu yeni dünya sistemi içerisinde yıldızı parlayan ender ülkelerden birisidir.” ifadelerini kullandı.

Dünyanın içinde bulunduğu döneme işaret eden, kurulmakta olan yeni dünyanın dengelerinin Türkiye’ye yeni fırsat kapılarını, yeni birtakım imkanları açtığını dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hiç şüphesiz, bu fırsatlarla birlikte birtakım önemli risklerin de ortada olduğu aşikardır. Bunun için her şeyden evvel Türkiye’nin dünyadaki gelişmeler karşısında gerekli adımları atabilmesi için içeride birliği, dirliği sağlaması şarttır. Bunun için başta terör gibi Türkiye’yi yıllardır meşgul eden birtakım unsurları elimine etmek, tam manasıyla 85 milyonun birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sağlamak zorundayız. Bunun için demokratik standartları yüksek bir Türkiye’yi hep birlikte inşa etmek zorundayız. Başta Anayasa olmak üzere, Siyasi Partiler Yasası, Seçim  Yasası ve Meclis İçtüzüğü olmak üzere bir taraftan hukuki metinlerimizi düzeltip siyaseti daha demokratik bir seviyeye yükseltirken diğer taraftan da iş dünyasının önündeki yatırımı engelleyen ve iş ortamını zorlaştıran meseleleri de elimine ederek iş dünyasının daha aktif bir şekilde bu mücadelenin paydaşı olmasını temin etmekle yükümlüyüz. Aynı şekilde Türkiye’nin, yakın çevresindeki ülkeler başta olmak üzere birliğin, beraberliğin ve bu bölgelerde istikrarın temin edilmesi için de üzerine düşen her türlü meseleyi, her türlü yükümlülüğü yerine getirmesi gerekir.”

İsrail’in bölgedeki yayılmacılığından, bundan sonraki yıkıcı adımlarının neler olabileceğinden bahsedildiğine dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“İsrail’in en büyük gücü, ne elindeki askeri gücüdür ne arkasında Amerika başta olmak üzere Batılı ülkelerin verdikleri destektir ne dünya medyasındaki hakimiyetidir ne uluslararası finans çevrelerindeki olağanüstü gücüdür ne Amerika ve Batı ülkelerindeki lobilerinin gücüdür; üzülerek ifade ederiz ki İsrail’in bu bölgedeki en büyük gücü, bölge ülkelerinin, Müslüman ülkelerin bölünmüşlüğü, parçalanmışlığı, iradesizliği ve kararsızlığıdır. Bizim her şeyden evvel dağılmışlıktan kurtulmamız ve güçlü bir şekilde bölge ülkeleri ve bölge halkları arasında birliği, dirliği sağlamamız lazım. Bunun için Türkiye’nin önümüzdeki döneme yönelik en önemli vizyonlarından birisi, bölge ülkeleriyle aramızdaki meseleleri çözmek ve normalleşme sürecini en kısa zamanda sonuçlarını da alacak şekilde gerçekleştirmek için gayret sarf etmektir. Bu çerçevede Türkiye’nin önüne koyduğu vizyonların hepsi artık küresel vizyonlardır. Türkiye, bölgesinin güçlü bir ülkesidir ancak gelişmeler gösteriyor ki sadece bu bölgede güçlü olmak yetmez; Türkiye’nin, ‘Türkiye Yüzyılı’ adını verdiğimiz Cumhuriyetimizin ikinci asrında sözü güçlü, gücü tesirli bir ülke haline gelmesi mecburidir. Sadece sözün güçlü olması artık tek başına yetmiyor. Sözün gücünü mutlak manada güçlü bir şekilde destekleyecek her türlü argümanı da ortaya koymak zorundayız.”

“Türkiye, ticaret alanında her türlü gelişmeyi sağlayabilecek muktedir bir altyapıya sahiptir”

Türkiye’yi ayağa kaldırması gereken bütün unsurların ortak hedefe doğru yönelmesi gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, “Bu çerçevede siyasetin en büyük sorumluluğu, iş dünyasının ve sivil toplumun önünü açmaktır. Burada Türkiye’nin ortak hedeflerini birlikte gerçekleştirmek için yan yana, omuz omuza mücadele edebilmektir. Türkiye, ticaret alanında her türlü gelişmeyi sağlayabilecek muktedir bir altyapıya sahiptir, bundan dolayı iftihar ediyoruz.” dedi.

Yüksek teknolojilerin kullanılabilmesinin ticaretin en önemli unsurlarından olduğunu dile getiren Kurtulmuş, devletin kurumlarının üzerine düşenin hem yüksek teknolojilerin hem de markalaşmanın önünün açılmasında yeterli destekleri verebilmek olduğunu söyledi.

Bugün dünyanın en önemli meselelerinden birisinin sürdürülebilir kalkınmayı, istihdamı, üretimi ve ihracatı eş zamanlı ve aynı güçle ele alıp yönetebilmek olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, çevreyle uyumlu, insanı ve doğayı koruyarak kalkınma hedeflerine ulaşmanın ortak hedef olması gerektiğini söyledi.

Kurtulmuş, Türkiye’nin önemli bir çağın başlangıcında olduğunu ve gelecek dönemin Türkiye’yi sadece bölgesel bir güç değil küresel bir güç olarak da daha ileriye doğru taşıyacağını ifade etti.

Türkiye’nin, bugün dünyanın her yerinde insanı ve kainatı ilgilendiren her meselede söz ve karar sahibi ülke konumuna geldiğini dile getiren Kurtulmuş, en son Gazze’de devam eden İsrail’in soykırımı karşısında Türkiye’nin, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarıyla örnek bir liderlik ortaya koyduğunu belirtti.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Bütün uluslararası platformlarda ‘Gazze diplomasisi’ diyebileceğimiz bir alanı, Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hepimiz, bu alandaki çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. En önemlisi, belki dünyada devlet ve millet olarak bu konuda ortak hareket eden ender ülkelerden birisi olarak adım attık. Her uluslararası platformda sözümüzü söylerken biliyoruz ki arkamızda milletimizin desteği ve milletimizin gücü vardı. Her uluslararası alanda İsrail’e karşı birtakım sözleri gündeme getirirken biliyorduk ki bu maşeri vicdanın, insanlık cephesinin ortak vicdanının sesiydi. Evet, çok acılar yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. 50 bini aşkın şehit, yıkılmış şehirler, artık evlerinden koparılmış sadece Gazze’nin halkı değil Batı Şeria’nın insanları… Hatta Lübnan’da… Bakmayın ‘Ateşkesi sağladık.’ diye söylediklerine. Lübnan’da evlerinden, yurtlarından edilen on binlerce insanın varlığı hepimizin yüreklerini dağlıyor ancak sonuç olarak geldiğimiz noktaya baktığımızda dokunulmaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur.”

Uluslararası Adalet Divanının İsrail  hakkında verdiği ihtiyati tedbir kararının birinci adım, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Netenyahu  ve Gallant hakkında verdiği tutuklama kararının da ikinci adım olduğunu belirten Kurtulmuş, “Bir zamanlar apartheid rejimi uygulamaları dolayısıyla Güney Afrika’nın Birleşmiş Milletler üyeliği nasıl askıya alındıysa şu anda Filistin’de uygulamaya devam ettikleri apartheid politikaları dolayısıyla siyonist İsrail Devletinin BM üyeliği de askıya alınmalıdır, bunu konuşmanın vakti gelmiştir. Bu üçüncü adım da bir müddet sonra gerçekleşecek, İsrail’in BM üyeliğinin askıya alınması teklif edilecektir.” diye konuştu.

Kurtulmuş, zor bir zamandan geçildiğini dile getirerek, her alanda el ele vererek gönül birliğiyle başta Türkiye olmak üzere bütün bölge ülkelerini ve bütün insanlığı huzur ve barışa götürecek adımların atılmasının gerektiğini sözlerine ekledi.

Reklam Alanı