Hürriyet Yazarı Nilgün Tekfidan Gümüş, bugünkü köşesinde Trump’tan bahsetti.
Dünya ABD Başkanı Joe Biden’ın görevi Donald Trump’a devredeceği 20 Ocak 2025 tarihine geri sayıyor.
Ukrayna savaşında son günlerde tehlikeli bir tırmanış yaşanırken, Lübnan’da ateşkes için görüşmeler sürüyor, Gazze Şeridi’nde ise anlaşma ve uzlaşmaya dair umut verici bir gelişme şimdilik yok.
UKRAYNA, GAZZE, LÜBNAN
BIDEN yönetiminin krizleri çözme konusunda yetersiz kalması karşısında dünyada alttan alta ‘Trump gelse krizleri çözebilir mi’ diye de beklenti söz konusu. Bu Ukrayna için de geçerli İsrail’in Gazze ve Lübnan savaşları için de geçerli. İşte bu nedenle taraflar pozisyon belirlemeye çalışırken hafta başından bu yana özellikle Ukrayna’da gerilimi daha da yükselten gelişmelere tanık oluyoruz.
TRUMP’IN HABERİ YOK MU
MALUM Cumhuriyet Partili Trump, seçim kampanyası döneminde yaptığı açıklamalarda Ukrayna savaşını 24 saatte bitirebileceğine dair bir iddia ortaya koymuştu. 5 Kasım seçimleri sonrasında ise Rusya lideri Vladimir Putin ile gayri resmi bir telefon görüşmesi yaptığına dair iddialar çıksa da bu Kremlin tarafından doğrulanmadı. Sonra da Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un iki yıl aradan sonra Putin ile telefon görüşmesi yaptığı duyuruldu. Öncesinde de 13 Kasım’da Başkan Biden ve halefi Trump ikili bir görüşme yaparak devir teslimin yanı sıra yerli ve yabancı güncel konuları ele aldılar. Muhtemelen krizler konusunda Trump’a brifing de verildi.
PUTİN’İN TOPRAK HAMLESİ
RUSYA ise bu dönemde Kuzey Kore’den cepheye asker getirdiği öne sürülürken Ukrayna işgalinde yavaş ama istikrarlı bir şekilde elde tuttuğu toprakları genişletmeyi sürdürdü.
İddiaya göre Trump’ın Ukrayna planı cephede savaşın dondurularak buranın sınır kabul edilmesini öngörüyordu. Ve Putin de belli ki, masaya mümkün olduğu kadar güçlü bir pozisyonda oturmak istiyordu. Moskova bir yandan da Putin’in haziran ayında açıkladığı plandan başkasını kabul etmeyeceğini tekrarlamaya başladı.
Vladimir Putin, barış için Ukrayna’nın Kırım, Donetsk, Lugansk, Zaporojye ve Herson bölgelerinin Rusya toprağı olarak kabul edilmesinde ısrarcıydı.
BIDEN’IN FÜZE HAMLESİ
İŞTE Rusya, ‘taviz vermez’ bir pozisyon alırken Joe Biden ise Ukrayna’ya çoktan beri istediği onayı verdi. ABD, Ukrayna’ya verdiği orta menzilli ATACMS balistik füzelerinin Rusya topraklarına karşı kullanılması için Kiev’e yeşil ışık yaktı.
Derken İngiltere Storm Shadow füzeleri için onay çıkardı. Kiev, Rusya’nın içlerine doğru ilk füze saldırılarını düzenlerken Putin nükleer hamle ile yanıt verdi. Moskova, nükleer saldırı konusunda angajman kuralını değiştirdiğini nükleer silaha daha kolay başvurabileceğini tüm dünyaya ilan etti. Dün de Ukrayna’nın Rusya’nın ilk kez kıtalararası füzeyle ülkenin doğusundaki Dnipro kentini vurduğu iddiası geldi.
‘TRUMP, PUTİN’DEN GÜÇLÜ’
EVET dünyada Ukrayna krizi tehlikeli, ama şimdilik kontrollü bir şekilde yükseliyor. Rusya, nükleer silah kullanma taraftarı olmadığı mesajıyla itidalli gittiği mesajı veriyor. Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, “ABD silahı olmasa dayanamayız” diyerek durum saptaması yapıyor. Zelenski, Amerikan Fox News kanalının Trump’ın savaşı bitirmek için Putin’i ikna edip edemeyeceğine dair sorusuna “Kolay olmayacak, ama bunu yapabilir, çünkü Putin’den güçlü” diyor. Ukrayna krizini alevlenirken bir yandan da tarafların Trump’ı beklediklerini söylemek mümkün.
ORTADOĞU KRİZLERİ
AYRICA Ortadoğu krizlerinin de yeni ABD yönetimini beklediğini söylemek hata olmaz. Biden yönetimi Lübnan-İsrail krizini çözmek için zamana karşı yarış verirken, Netanyahu’nun krizleri yeni başkan gelmeden bitirmek için acele etmek için bir nedeni yok.
Öte yandan her ne kadar en İsrail yanlısı kabineyi kursa da bir taraftan Trump’ın Ortadoğu’da iki devletli kalıcı bir çözüm sağlayabilecek güçlü bir liderlik sergileyebileceğine dair de bir beklenti var. Dün mesela İsrail basınına konuşan Trump’ın Cumhuriyetçi Partisi’nden kaynaklar İsrail’in yararına olmayacağı gerekçesiyle Trump’ın Filistin’in Batı Şeria bölgesinin ilhakına karşı olduğunu söylüyordu.
Tabi yeni ABD Başkanı’nın nasıl bir politika benimseyeceği şimdilik bilinmiyor. 20 Ocak yaklaşırken Ukrayna ve Ortadoğu krizlerinin çözülmesinde Trump’tan beklentilerin büyük olduğu anlaşılıyor.