Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan, bugünkü köşesinde Ayhan Bora Kaplan suç örgütünü ele aldı.
AYHAN Bora Kaplan’ın başında olduğu organize suç örgütü.
– Yıllardır millete şekil yapmaktaydı.
– Eğlence mekanlarında terör estirmekteydi.
– Adam kaçırmaktaydı, adam vurmaktaydı.
– Yasadışı yollardan zenginliğine zenginlik katmaktaydı.
– Devlete, millete meydan okumaktaydı.
Bu organize suç örgütüne 7 Eylül 2023 tarihinde büyük bir operasyon yapıldı.
Önce Ayhan Bora Kaplan yakalandı.
Ardından da örgüt, resmen çökertildi.
Kim ne derse desin…
Milletin sırtına binmiş bu suç örgütünün çökertilmesi, hiç de yabana atılacak bir iş değildir.
Bu örgütün çökertilmesinde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göreve geldikten sonra ortaya koyduğu iradenin payı büyüktür.
Örgüt çökertilirken
– Kimler alengirli işlere girmişse…
– Kimler kumpas çevirmeye kalkışmışsa…
– Kimler bazı siyasileri işin içine karıştırmak için çaba sarf etmişse…
– Kimler FETÖ taktiklerine başvurmuşsa…
Hem onlardan hesap sorulmasını hem de onların arkalarındaki güçlerin ortaya çıkarılmasını hararetle savunalım.
Ama bunu yaparken
Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütünün bitini kanlandıracak, bu örgütün çökertilmesini önemsizleştirecek, bu örgütün yeniden sahalara dönmesine olanak sağlayacak yaklaşımlardan da kaçınalım.
ALİ ERBAŞ’A KISA BİR MOTİVASYON MEKTUBU
SAYIN Ali Erbaş
Siz ki israfı kesin bir dille yasaklamış bir inancın temsil edildiği makamdasınız. Tasarrufun ruhunu en iyi şekilde yansıtma görevi, en başta size düşer.
Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı olarak yapacağınızı açıkladığınız tasarruf kararları, çok yerindedir.
Özellikle Audi A8 aracı iade etmeniz, geç de olsa çok hayırlı bir adımdır.
*
Bundan sonra sizden “devlet malını kullanma” konusunda inanan / inanmayan herkesi derinden etkileyecek bir performans bekliyoruz.
Toplumun karşısına öyle bir çıkın ki… Herkes ama herkes “Helal olsun Diyanet İşleri Başkanı’na” desin.
Herkes size gıpta etsin.
Bunu kendiniz için de yapmayın. Başında bulunduğunuz kurumun temsil ettiği değerler adına yapın.
Selamlar. Sevgiler.
ERKAN YOLAÇ’IN HAYATTAKİ BAŞARISI
VEFAT ettiğini öğrendiğim anda şunları düşündüm:
Basit bir formatı vardı Erkan Yolaç’ın yıllarca yaptığı “evet / hayır” yarışmasının.
“Ne var bunda? Ben de Erkan Yolaç gibi bu yarışmayı yapabilirim” dedirtecek denli basitti format.
Ancak Erkan Yolaç, formata damgasını öyle bir vurdu ki… Yıllarca onun dışında hiç kimse çıkmadı. Hatta yanına bile yaklaşan olmadı. Hiç de az şey değildir bu.
ÇETİN DOĞAN’IN HAZIMSIZLIK SORUNU
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, görevini yaptı, yetkisini kullandı.
Buna göre.
Adli Tıp Kurumu raporlarına göre affedilmesi gereken 28 Şubat generalleri affedildi.
Bu güzel bir gelişme.
Affedilen isimlerden Çetin Doğan’ın cezaevi kapısında yaptığı “Beni Cumhurbaşkanı affetmedi, Cumhurbaşkanı görevini yaptı” tarzındaki açıklaması, fena halde zorlama ve son derece gereksiz bir açıklamadır.
Sonuçta verilen karar, şartlara bağlı bir aftır ve kararın altında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzası vardır.
Çetin Doğan’ın bunu hazmetmesi gerekir.
Hazımsızlık iyi bir şey değildir.
CANNES BOY GÖSTERMELERİ
PINAR Deniz orada. Meryem Uzerli orada. Hande Erçel orada. Birce Akalay orada. Mert Fırat orada. Eş durumundan İdil Fırat orada.
Cannes’da yarışan filmleri mi var? Hayır yok. Nuri Bilge Ceylan’ın ahbapları mı? Hayır değiller. Kırmızı halılık bir iş mi yapmışlar? Hayır yapmamışlar.
Peki neden oradalar?
Şirketlerin davetlileri olarak oradalarmış.
Cannes’a yönelik yorumlarını ilgiyle izlediğimiz Zeki Demirkubuz bu konuda nasıl bir yorum yapar acaba?
İMPARATORLUKLAR GİBİ BİR ADAM: FATİH TERİM
İMPARATORLUKLARIN kaderi şöyledir:
Doğarlar, büyürler ve en sonunda yıkılırlar.
Fatih Terim’in hayatının çeşitli aşamalarına bakalım.
Hep şöyle olmuş:
Doğmuş, büyümüş ve en sonunda yıkılmış.
Terim’in Yunanistan’da yaşadığı son olay, imparatorluğun yıkılma aşamalarından birine işaret ediyor.
