Ahmet Hakan Yazdı: Özgür Özel’in hâl ve gidişi

0
3

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan,bugünkü köşesinde yerel seçimi değerlendirdi.

Liderliği bırakın genel başkanlığa bile alışamadı.

– Grup başkanvekili iken nasılsa öyle.

– Her sözünün didikleneceği bir makamda. Ama o bunun farkında değil.

– Mesajları çok dağınık.

– Durup dururken lüzumsuz konulara giriyor, gaf yapıyor, dili sürçüyor.

– Her konuşmasında apayrı mesajlar vermeye çalışıyor.

– Bir temel metni yok ve tekrardan kaçıyor.

– Keskin bir Erdoğan karşıtlığı dışında yaptığı bir şey yok.

– Üslubu gitgide daha çok hırçınlaşıyor. Sözcü’nün manşetleri gibi konuşuyor.

– Sosyal medyayı fazla ciddiye alıyor ve sosyal medyanın fazla etkisinde.

 

Sonuç galiba aşağı yukarı şöyle:

CHP, hem iyi bir ikinci adamdan oldu hem de kötü bir birinci adama sahip oldu.

 

TV’DE TARTIŞMAK HANGİSİNİN İŞİNE YARAR KURUM’UN MU İMAMOĞLU’NUN MU?

Böyle bir tartışmanın ana gündemi, ister istemez İstanbul için yapılanlar ve İstanbul için yapılacaklar olacaktır.

Gündelik basit polemiklerin pek işi olmaz bu programda.

 

Konu İstanbul olunca…

Murat Kurum, daha avantajlı.

 

– Mesela İmamoğlu’nun “engellendim” yaklaşımına rakamlarla cevap verme olanağı bulabilir.

– Mesela İmamoğlu’na “Söyle bakalım, kaç santim metro yaptın?” diye sorabilir.

– Mesela ulaşım ve trafik sorununun neden çözümsüz kaldığını tablolarla açıklayabilir.

– Mesela depreme hazırlık konusunda İmamoğlu’nun performansını sorgulayabilir.

 

İki adayın karşı karşıya gelmesiyle algılar yok olur, olgular ortaya çıkar.

Eğer İmamoğlu, gerçekten de algılarla işi götürüyorsa…

Böyle bir sonuç, Murat Kurum’u yükseltir.

 

 

Başka sonuçları da olur bu programın.

 

– Mesela Kurum’un İstanbul için hazırladığı projeler, toplumun bütün kesimleri tarafından duyulmuş olur. Ki bu da az bir şey değildir.

*

– Mesela Murat Kurum, “Sadece İstanbul” sloganının altını doldurmuş olur. Bu sloganla neyi anlatmak istediğini tüm topluma benimsetmiş olur.

 

Böyle bir programın Murat Kurum açısından hiç risk taşımadığını söyleyebilir miyim?

Tabii ki söyleyemem.

 

Ancak kesin, net ve tartışmasız bir zafer, ancak risk alarak mümkün olabilir.

 

BİR İSTEĞİN VAR MI DİYE SORMA SAKIN

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Şehir Hastanesi’nde tedavi gören hastaları ziyaret etmiş.

Hastalardan biri, Erdoğan’a şöyle demiş:

*

Bir isteğin var mı diye sorma sakın. Finike yoluna tünel isterim.

 

Erdoğan da “Senin isteğin bu olsun. Bizim işimiz bu” diye cevap vermiş.

 

Vatandaşın hasta yatağında ülkenin Cumhurbaşkanı’ndan talebi bu.

Yol, tünel falan denilince yüzünü buruşturanlar için nice ibretler vardır bu talepte.

 

GİZLİ HAYRANLIK

Daha seçildiği ilk günden lüzumsuz eleştirilerin hedefi oldu Ekrem İmamoğlu.

Didik didik edildi. Üzerinde tepinildi. Her hareketinin, her sözünün üstüne gidildi.

Neredeyse gözünün üstünde kaşın var deme noktasına vardı olay.

*

Aynısının şimdi de Murat Kurum’a yapıldığını görüyorum.

*

Konya havası oynuyor, “Böyle mi oynanır” diyorlar.

Esenyurt düşerse Mekke düşer” gibi bir söz söylemediği halde söylemiş gibi iftira atıyorlar.

Türkü söylüyor, “Türkünün kafasını gözünü yardı” diyorlar.

Yüzündeki ifadeye saldırıyorlar.

Duruşuna, yürüyüşüne laf söylüyorlar.

Didik didik ediyorlar. Tepiniyorlar.

*

Kendini anlatmak yerine başkasıyla uğraşmak…

Stratejik, taktik ve etik olarak yanlış oğlu yanlıştır.

*

Ayrıca gereksiz eleştiri, her zaman gizli hayranlıktır.

ARDA’NIN SEÇİL PATLAMASI

Arda Turan, kendini kızdırmak için stadda atılan Seçil sloganlarına fena bozulmuş.

Küfür kıyamet isyan etmiş.

 

 

Çok yanlış yerde patlamış Arda.

 

Mahkemeye gidip Seçil’in karşısında bu patlamayı gerçekleştirseydi, hiç kimse statlarda Seçil sloganı atmaya yeltenmezdi.

 

YENİDEN REFAH KOLPASI

Normalde Yeniden Refah’ın ideolojisiyle, yaklaşımıyla, önermeleriyle hiç işleri olmaz ama sabah akşam Yeniden Refah övgüsü yapıyorlar. Haberlerini baş köşeye koyuyorlar, adaylarını ekranlara çıkarıyorlar.

Normalde tiksintiyle bakacakları bir siyasi partiye, süper destek kolpası çekiyorlar yani.

 

Niye?

Çünkü Yeniden Refah, AK Parti’den oy tırtıklayacak, AK Parti’ye kaybettirecek. Beklentileri bu.

 

Ben Fatih’in yerinde olsam bundan çok rahatsız olurdum. Ama Fatih olmuyor.

 

HAYAL KIRIKLIĞI YARATAN ÜRÜNLER

– Apple’ın yeni nesil kulaklıkları… Durmuyor kulakta. Düşüyor abi. Eski nesil kulaklıklar daha iyiydi.

*

– Yabancı dijital platformlar… Kore ve Hindistan film çöplüğü. Ana dili neredeyse İspanyolca.

*

– Marka tişörtler… Fiyatlar uçuk ama üç hafta sonra yakalar yamuk yumuk.

*

– Hazır makarnalar… Tamam abi üç dakikada pişiyor ama lezzet yok lezzet.

Reklam Alanı