Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemiz, kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyor. Elektronik harp alanında öncü olan ülkemiz İHA ve SİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk 3-4 ülkesinden biri.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yalova Sefine Tersanesi’nde Mavi Vatana Güç: Yeni Deniz Platformları Teslimat Töreni’nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
EN BÜYÜK GEMİ
Teslimatı gerçekleşen her bir gemimizin Deniz Kuvvetlerimizin gücüne daha fazla güç katacağı inancındayız. Denizde ikmal muharebe destek gemimiz TCG Derya, TCG Anadolu’dan sonraki en büyük gemi olma özelliğine sahiptir. TCG Derya’nın hizmete girmesiyle yüzde birliklerin akaryakıt ve su ikmalleri süratle yapılacak, muharip unsurların akaryakıt bütünleme ve su ihtiyaçları harekat alanına yakın bölgelerde rahatlıkla karşılanacaktır.
“TCG İstanbul, Türkiye’nin yerli imkanlarla ürettiği ilk milli fırkateyndir”
Bilindiği gibi MİLGEM projesinin beşinci gemisi olan TCG İstanbul, Türkiye’nin yerli imkanlarla ürettiği ilk milli firkateyndir. Bu gemimize farklı radar, yakın hava savunma ve elektronik harp sistemlerimizi kendi imkanlarımızla geliştirerek entegre ettik. TCG İstanbul’a entegre edilen sistemlerden biri de milli dikey lançer atım sistemidir.
Bugün hizmete verdiğimiz lojistik destek gemimiz TCG Üsteğmen Arif Ekmekçi, muharip unsurların akaryakıt, tatlı su ve yiyecek ihtiyaçlarını temin edecektir. Teslimatı yapılan gemilerimizin donanmamıza ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hayırlı olmasını diliyorum. Bize bu sevinci ve gururu yaşatan herkese, her kuruma şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.
DOSTA GÜVEN, DÜŞMANA KORKU VERECEK
Bugün sadece gemilerimizin teslimatıyla yetinmiyoruz. Aynı zamanda dünyada elektronik harp kabiliyetine sahip ilk insansız su üstü aracımızı da donanmamıza teslim ediyoruz. Otonom su üstü deniz aracımız Marlin SİDA, istihbarat, keşif ve gözetleme, su üstü harbi, elektronik destek ve elektronik taarruz görevlerini insansız ve tam otonom olarak icra edecektir. Marlin SİDA, sahip olduğu üstün teknik özelliklerle denizlerdeki hakimiyetimizi destekleyecek, dosta güven, düşmana korku verecektir. Marlin SİDA’nın da Deniz Kuvvetlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Göğsümüzü kabartan bu başarılı projelerin sırrı, kurumlarımız arasında giderek gelişen yakın iş birliği ve koordinasyondur. Savunma Sanayii Başkanlığımız öncülüğünde Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız, askeri ve özel tersanelerimiz, ilgili devlet kurumlarımız, üniversitelerimiz, özel sektör ve KOBİ’lerimiz ahenkli bir şekilde çalışıyor. Kurumlar arası eşgüdüm ve anlayış birliği güçlendikçe de bugün burada olduğu gibi oyun değiştiren projeler ortaya çıkıyor. Önümüzdeki dönemde bu koordinasyonu çok daha ileriye taşıyarak yeni başarılara imza atacağımıza yürekten inanıyorum.
MAVİ VATAN
Bu çalışmalarımızı Barbaros Hayrettin Paşa’nın ‘denizlere hakim olan, cihana hakim olur’ sözünü şiar edinerek yürütüyoruz. Bu anlayışla Mavi Vatan’ın güvenliğini temin için birçok projeyi hayata geçirdik. Projelerimizde yüzde 80’e varan yerlilik oranına ulaştık. Gemilerin sadece inşasını, kaba işçiliğini yapmakla kalmıyoruz. İnşa edilen tüm gemilerde ihtiyaç duyulan sensör, faydalı yük, silah ve mühimmatı da yerli ve milli olarak üretebiliyoruz. Bu çerçevede çok maksatlı amfibi hücum gemisi, denizde ikmal muharebe destek gemisi, Barbaros sınıfı fırkateyn modernizasyonu, istif sınıfı fırkateyn ve lojistik destek gemisi, yeni tip denizaltı, Preveze sınıfı denizaltı modernizasyonu, Türk tipi hücumbot tasarımı, insansız deniz araçları, tüm bunlar Türk savunma sanayiinin yakın dönemde hayata geçirdiği gurur abidesi olan projelerimizden birkaçıdır. Bu projeler, savunma sanayii hedeflerimizin de tek tek gerçekleşmekte olduğunu gösteriyor.
Bir defa şu hususu artık herkesin kabul etmesi gerekiyor. Günümüzde savunma alanında güçlü ve bağımsız olamayan milletlerin istikballerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir. Ülkemizin içinde bulunduğu bölge, dünyadaki çatışmaların, siyasi krizlerin ve çekişmelerin en yoğun yaşandığı coğrafyadır. Rusya-Ukrayna savaşından Gazze’deki katliamlara, Suriye’deki zulümden Libya’daki krize kadar insanlığın gündemini meşgul eden her hadise hemen yanı başımızda vuku buluyor.
Türkiye, tüm bu gerilimlerin ve krizlerin ortasında ayaklarına yıllardır takılan çelmelere rağmen istikrar abidesi olarak ardından söz ettiriyor. Sadece istikrar ve iç barışımızı korumakla kalmıyoruz, aynı zamanda çatışmaların sona erdirilmesi, bölgemizde barış ve huzur ikliminin hakim olması için de gayret sarf ediyoruz. Bundan yaklaşık 2 yıl önce çatışmaların daha ilk aylarındayken Rusya-Ukrayna arasında başlattığımız İstanbul sürecinin önemi bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Savaş lobilerinin sabote etmek için tüm imkanlarını seferber ettiği bu süreç hedefine ulaşabilseydi on binlerce insan hayatta kalacak, bu kadar yıkım yaşanmamış, bu kadar kan dökülmemiş olacaktı.
GÜNÜMÜZÜN FÜHERERİ NETANYAHU
Ülkemizdeki kimi çevreler özellikle o gün bizi acımasızca eleştirenlerin bugün bize hak verdiğini görüyoruz. Emin olun benzer bir pişmanlık Gazze’deki trajedi için de yaşanacaktır. Bugün bölgemize uçak gemilerini göndererek İsrail yönetimine sınırsız ve şartsız destek verenleri hepimiz ibretle takip ediyoruz. İsrail’in işlediği katliamlara ve zulümlere göz yumanlar yarın keşke demekten kurtulamayacak, çok büyük bir nedamet yaşayacaklardır. Çoğu çocuk ve kadın 25 bine yakın masum Gazzeli’nin katli başta olmak üzere toplamda 100 bin kişinin canını yakanlar elbette bunların yakıcı sonuçlarıyla yüzleşeceklerdir. Nitekim bunun uluslararası alandaki yansımalarına şimdiden şahit olmaya başladık. Açık konuşmak gerekirse en son kötü sınavlarını Gazze meselesinde veren batılı ülkelerin ve uluslararası güvenlik kurumlarının artık hiçbir inandırıcılığı kalmadı. Lafa gelince demokrasi havariliğini kimseye bırakmayanların faşist yüzleri ortaya çıktı. İnsan hak ve hürriyetleri konusunda sağa sola karne düzenleyenler tam 105 gündür vahşice öldürülen çocukları, bebekleri, kadınları görmedi, zulmü engelleyecek tek bir adım dahi atmadılar. Tıpkı daha önce Irak’ta, Bosna’da, Suriye’de, Yemen’de, Arakan’da, Somali’de, Afganistan’da olduğu gibi küresel güvenliği sağlamakla mükellef kurumlar başarısız oldu, sınıfta kaldı, ciddi itibar kaybına uğradı.
Günümüzün Führer’i Netenyahu’nun ve gözü kan ve kin bürümüş ekibinin Filistin halkına yönelik soykırıma varan barbarlıklarını sadece izlemekle yetindiler.
SAVUNMA PROJELERİ
Türkiye olarak tüm bu yaşananlar özellikle de bunların karşısında sesini en fazla yükselten, en güçlü tepkiyi veren ülkelerden biri biziz. İnsani yardımlar noktasında da elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Hiç şüphesiz bunun arka planında savunma sanayii alanında son 21 yılda attığımız kararlı adımlar var. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda ülkemizde 2002’de sadece 62 savunma projesi yürütülüyorken bugün aynı sayı 850’yi geçti. Yine 2002 yılında savunma projelerimizin bütçe büyüklüğü 5,5 milyar dolarken bugün aynı rakam 16 kat artışla yaklaşık 90 milyar dolara ulaştı.
185 ÜLKEYE 230 ÇEŞİT SAVUNMA SANAYİİ ÜRÜNÜ SATTIK
Savunma sanayiimiz 3500’ü aşkın firması ve 80 bini aşkın çalışanıyla Türk ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörlerden biri haline geldi. Kara ve deniz araçlarında kendimizle beraber dost ve kardeş ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılayan bir ülke haline geldik. Nitekim 2023 yılında 185 ülkeye 230 çeşit savunma sanayii ürünü satarak toplamda 5,5 milyar dolarlık ihracat tutarı yakaladık. Yine bu dönemde 10 milyar 240 milyon dolarlık yeni sözleşme imzalandı.
KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESTİK
Ülkemiz, kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyor. Elektronik harp alanında öncü olan ülkemiz İHA ve SİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk 3-4 ülkesinden biri. Bunu da öyle büyük güçlerin desteğini alarak değil, küresel tedarikçilerin çıkardığı zorluklara ve uyguladığı gizli açık ambargolara rağmen başardık. Kendi göbeğimizi kendimiz kestik. Daha önce bize silah verenler, attığımız kurşunların çetelesini tutardı. Teröre karşı yürüttüğümüz mücadelede sürekli engellerle karşılaşırdık. Kendi geliştirdiğimiz silahları kullanarak tüm bu sorunları aştık.
TERÖRLE MÜCADELE
Sınırlarımız içinde ve dışında terörle mücadele operasyonlarını rahatça yapabiliyoruz. Suriye ve Irak’taki terör bataklıkları tamamen kurutuluncaya kadar teröre karşı verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla devam ettireceğiz. Önümüzdeki dönemde İHA ve SİHA’ların yanı sıra insansız ve otonom deniz araçlarından, denizaltı platformlarına ve uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının geliştirilmesine de ağırlık vereceğiz.
Elbette tüm bu adımları atarken şu gerçeği unutmuyoruz. Savunma sanayii hiçbir şekilde duraklamayı kabul etmeyen sürekli ve tempolu çalışma yapmayı gerektiren dinamik bir alandır. Yapılan tüm bu çalışmaların çok daha öteye taşınması için Savunma Sanayii Başkanlığı’na, paydaşlarına ve savunma sanayii kuruluşlarına önemli vazifeler düşüyor. Hedefimiz savunma sanayiinde tam bağımsız bir Türkiye’dir.
Herhangi bir alanda muadil ürünler ve projeler arasında mutlaka kendi firmalarımızı, kendi milli kuruluşlarımızı, kendi tasarım ve üretimlerimizi tercih etmek birinci önceliğimizdir. Acil ihtiyaçları karşılayacak kadarını dışarıdan temin yoluna gitsek bile planlamalarımızın omurgası mutlaka milli imkanlara dayanmaktadır. Aksi yönde hareket eden hiçbir kuruma ve projeye izin vermeyeceğimizin bilinmesini isterim. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Bu düşüncelerle teslim ettiğimiz yeni deniz platformlarının ülkemize ve savunma sanayiimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DAHA SONRA AK PARTİ YALOVA İL DANIŞMA MECLİSİ TOPALNTISI’NDA KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 90. Yıl Spor Salonu’ndaki AK Parti Yalova İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, partisinin Yalova Belediye Başkan adayının 7 Ocak’ta açıklandığını belirterek, dün de Ankara’da geri kalan adayların açıklandığını anımsattı.
”Cumhur İttifakı ortağımız MHP adaylarını destekleyeceğimiz 7 şehrimizle birlikte 81 ilimizin tamamındaki adaylarımızı belirlemiş olduk.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yalova’da yeniden aday gösterilen mevcut Belediye Başkanı Mustafa Tutuk’a başarı diledi.
Salondakilere, “Ana kademesiyle, kadın ve gençlik kollarıyla, mahalle ve köy temsilcileriyle, sandık görevlileriyle 31 Mart’a kadar gece gündüz çalışmaya var mıyız?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan’a partililer “Evet” diye karşılık verdi.
Yalova teşkilatına, “Mustafa kardeşimizi en yüksek oy oranıyla sandıktan çıkartmadan hiçbirimize durmak, dinlenmek yok.” diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ankara’daki aday açıklamamızda oradaki kardeşlerimizle birlikte salonu inleterek ifade ettiğimiz ahdimizi burada sizlerle bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? Türkiye Yüzyılı şehirleri için kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Seçim gecesi Yalova’yı Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyuyor muyuz? Ülkemizi hedef alan kirli ve sinsi hesapları bozuyor muyuz? Büyük ve güçlü Türkiye’nin yolunu açıyor muyuz? Maşallah, işte benim gönlümün sultanı Yalova bu. İşte benim gençlik aşkım Yalova bu. İşte benim Türkiye Yüzylılı yürüyüşümdeki yol arkadaşım Yalova bu. Maşallah, Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi son nefesimize kadar daim eylesin diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 90. Yıl Spor Salonu’ndaki AK Parti Yalova Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Yalova’nın 1999 depreminde en çok yara alan şehirlerden biri olduğunu ve küllerinden doğarak bir yenilenme yaşadığını söyledi.
Yalova’nın il olmasıyla birlikte hızla toparlandığını, ülkenin en gözde, en cazip şehirleri arasındaki yerini almaya başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa, Kocaeli ve bilhassa İstanbul gibi ülkenin önde gelen şehirleri arasında bir yıldız gibi parlayan Yalova’nın, önünde hala değerlendirilebilmeyi bekleyen büyük bir potansiyel olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlarının hükümet ve belediye el ele vererek Yalova’yı Türkiye Yüzyılı’na hazırlamak olduğunu vurgulayarak, “31 Mart akşamı Türkiye Yüzyılı belediyeciliğine girişin sevincini Yalovalı kardeşlerimizle birlikte yaşayacağız. AK Parti, belediyelerde elde ettiği başarıyla milletimizin gönlünde taht kurarak iktidara yürümüş bir partidir. Bunun için mahalli idareler seçimleri bizim için ayrı bir öneme sahiptir. Ülkemizin çehresini modernleşme, gelişme, kalkınma istikametinde değiştirmede hükümetle belediyelerin birlikte çalışması çarpan etkisi yapmaktadır. İşte bu hakikatin bir gereği olarak 31 Mart’ta muhalefet partilerine mensup başkanlar elinde adeta ızdırap çeken şehirlerimizi gerçek belediyecilikle tanıştırmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
CHP VE DEM PARTİ BİRLİKTE HAREKET EDİYOR
Bu hedefi diğerlerinin yapmasının mümkün olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Cumhur İttifakı olarak AK Parti ve MHP’de bulunan belediyelerimizde de çok daha yüksek oy oranlarıyla hizmetlerimizi sürdürmek istiyoruz. Hep söyledik, burada altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum. Gençler bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Bizim ittifakımız tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet şiarı altında birleşenlerin ittifakıdır. CHP gibi istismar siyaseti yapanların sonu DEM gibi bölücü emeller peşinde koşan partilerin elinde oyuncak olmaktır. Bu zihniyet, 18 yıl hapse mahkum olmuş bir teröristi Meclis’e taşımak için hukukun altından tünel kazmakla kalmıyor, şimdi işi daha da ileri götürüp mahalli seçim işbirliği kisvesi altında cezaevlerindeki terör örgütü mensuplarını salmanın hesabını yapıyorlar.”
Bu zihniyetin, 3-5 oy daha fazla almak, 2-3 belediyede oyları arttırmak için çiğnenmedik hiçbir ilke bırakmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal’in partisini götürdüler siyasi kariyerleri uğruna bölücü örgütün DEM’ine rehin verdiler. ‘Gel bakalım Muharrem.’ dediler, FETÖ taktikleriyle tasfiye ettiler. Bay Kemal’i günah keçisi ilan edip yalnızlığa iterek CHP’nin başına Özgür efendiyi getirenlerin ilk işi bu partiyle bölücü örgütün güdümündeki partiyi demlemek oldu.” diye konuştu.
BİRLİKTE TAKOZ OLUYORLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP ve DEM Parti’nin yediklerinin içtiklerinin ayrı gitmediğini belirterek, şunları kaydetti:
“Ülkenin ve milletin aleyhine her işte CHP ve DEM birlikte hareket ediyor. Aynı şekilde ülkenin ve milletin lehine ne iş varsa hepsine de yine CHP ve DEM birlikte takoz koyuyor. Teröre karşı en etkili silahımız olan SİHA’lardan rahatsız olanlar bunlar. Bölücü emellere set çeken sınır ötesi harekatlarımızdan rahatsız olanlar bunlar. Türkiye’nin nüfuz alanının genişlemesinden rahatsız olanlar bunlar. Tam 30 yıllık işgalin ardından Karabağ’ın özgürlüğüne kavuşmasından rahatsız olanlar bunlar. Filistin’de hakkı ve adaleti savunmamızdan rahatsız olanlar bunlar. İsrail-Filistin arasında ne yazık ki değerli kardeşlerim, İsrail’in yanında yer alanlar bunlar. Ülkemizin mazlum ve mağdurlara el uzatmasından rahatsız olanlar yine bunlar. Hırsızlıkları, yolsuzlukları, belediyelerde kurdukları soygun düzenleri ortaya çıkınca gazetecilere saldıran, kadınlarımıza dil uzatan, hakaret eden, küfreden edepsizler yine bunlar. Siyasette seviyeyi daha ne kadar düşürebilirler, kendilerini daha ne kadar rezil edebilirler, daha ne kadar küstahlaşabilirler dedikçe her gün yeni bir skandalla çukurlaşanlar yine bunlar.”
HANİ KADINA ŞİDDET YOKTU
Bu zihniyetin 14 Mayıs seçimlerinde sırf kendilerine oy vermediler diye depremzedelere hakaret savurduklarını söyleyen Erdoğan, “Bugün de aynı kepazeliği, yaşını başını almış kadınlara ve görevini yapmaya çalışan gazetecilere karşı sergiliyorlar. Büyükçekmece’de, İstanbul’da başörtülü bir yaşlı teyzeye saldırıyor ve boğazından adeta gırtlaklıyor. Utan, utan, utan! Hani kadına şiddet yoktu? Anan yaşındaki bir kadına bu şekilde saldırmanın izahı olmaz. Ey CHP, sizin gidecek yeriniz yok ve 31 Mart’ta evet son oyununuzu oynuyorsunuz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yalova’nın 31 Mart’a kadar durmadan, usanmadan, sandıkları patlatarak tüm belediyeleriyle, beldeleriyle birlikte burada bir destan yazacağını belirterek, şunları kaydetti:
“Bunlar parti içi kavgalardan fırsat buldukça daha büyük kavgayı millete karşı veriyorlar. Esasen safların bu şekilde netleşmesi memleketin hayrınadır. Yıllarca Gazi Mustafa Kemal ve Cumhuriyet istismarı yaparak milleti kandıran piyasa Atatürkçülerinin gerçek yüzleri bu kirli işbirliğiyle inkarı mümkün olmayacak şekilde ortaya çıkmıştır. Eskiler ‘Bila gayret la devlet.’ derler. Yani gayreti olmayanın devleti de gücü de olmaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 90. Yıl Spor Salonu’ndaki AK Parti Yalova Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’yi kalkındırma ve büyütme peşinde olduklarını söyledi.
Milleti müreffeh ve huzurlu bir hayata kavuşturmanın derdinde olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP ve DEM’e yönelik eleştirilerimizin sebebi de sömürgecilerin ve emperyalistlerin değirmenlerine su taşıyarak, işte bu hedeflerin önünü kesmeye kalkmalarıdır. Yoksa biz ülkenin ve milletin hayrına siyaset izleyen, programı ve projesi olan herkesle görüşmeye, konuşmaya, birlikte hareket etmeye varız. Nitekim Cumhur İttifakı çatısı altında bunu yapıyoruz. Cumhur İttifakı, milletvekili veya belediye başkanlığı paylaşımı pazarlığı için değil, ülkenin bekası, milletin geleceği, devletimizin bütünlüğü için kurulmuş bir ilkelerin ittifakıdır. Allah’ın izniyle 31 Mart’tan sonra da bu ittifakla Meclis’te ve belediyelerde ülkeye ve millete nice güzel hizmetler kazandırmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Yalova’nın bu seçimde kendine yakışanı yaparak sadece kendi geleceğine sahip çıkmakla kalmayıp tüm Türkiye’ye çok güzel bir mesaj vereceğine inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Marmara Bölgemizin bu nadide şehrinin hayallerine uygun ve hak ettiği hizmetleri alabilmesi için milletvekiliyle, belediye başkanıyla, cumhurbaşkanıyla hep birlikte çalışacak, koşturacağız. Tabii bunun için önce sizlerin sandıkları patlatması gerekiyor.” dedi.
Kalabalığa, “Sizlerden bunun sözünü istiyorum. Söz mü?” diye seslenen ve ”Söz” yanıtını alan Erdoğan, “Bilirim ki Yalova delikanlı şehirdir, sözünde durur. Söz mü?” diye sorusunu yineledi. Vatandaşlar da “Söz” diyerek yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasette yarım asrı, belediyecilikte 30 yılı, ülkeye hizmette 21 seneyi geride bıraktığını hatırlatarak, hem ülke hem de dünya için hayalleri olduğunu, bunun yanı sıra Türk medeniyetinin binlerce yıllık birikimini öğrendikçe ufkunun açıldığını dile getirdi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ecdadın bu coğrafyayı asırlardır nasıl yönettiğinin sırlarına vakıf oldukça heyecanımız arttı. Buna karşılık ülkemizin bulunduğu yere baktıkça üzülüyor, adeta isyan noktasına geliyor, Türkiye’nin potansiyeli ve dinamizmi çok daha fazlasına el verdiği halde bunların ne için harekete geçirilmediğini anlamakta zorlanıyorum. Belediye başkanlığımızın ardından başbakan ve cumhurbaşkanı olarak ülkenin yönetiminde sorumluluk üstlendikçe meselelerin arka planındaki işleyişi daha iyi görme imkanı bulduk. Asırlık hesaplaşmaları, asırlık korkuları, asırlık ataletlerin bir araya gelerek oluşturduğu iklimi değiştirmek için çok mücadele verdik.”
Vesayet olarak adlandırdıkları güç odaklarının, Türkiye’nin silkinip ayağa kalkmasını engellemek için her yola başvurduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Cumhuriyet mitinglerinden Gezi olaylarına, darbe girişimlerinden terör saldırılarına, kaos çıkarma denemelerinden ekonomik tuzaklara kadar uzanan nice oyunları boza boza bugünlere geldik. Hala attığımız her adımda gizli veya açık pek çok tezgahla karşılaşıyoruz. Ülkemizin siyasi istikrarını, sosyal huzurunu, ekonomik işleyişini, her alandaki güvenliğini tehdit eden hiçbir hadise, hiçbir gelişme tesadüf değildir. Hepsi de aynı senaryonun ürünüdür, aynı oyunun bir parçasıdır, aynı kötü niyetlerin yansımasıdır. Amaç, Türkiye’yi hem kazanımlarından etmek hem hedeflerinden uzaklaştırmaktır. Dikkat ederseniz ülkemizin her başarısı bunların kabusu, her sıkıntısı sevinci haline dönüşüyor.” diye konuştu.
Konuşması sırasında sevgi gösterisinde bulunan gençlere, “Gençler! Ben de sizlere aşığım.” şeklinde yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“Elbette 2023 hedeflerimize yürürken, Türkiye Yüzyılı için yola çıkarken karşılaştığımız zorlukları, sıkıntıları, engelleri az çok tahmin ediyordum. Ama böylesine pervasız ve saldırgan bir tavrı beklemiyordum. Buna rağmen Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle hepsinin de üstesinden geldik. Verdiğimiz mücadelenin en önemli dönüm noktaları seçimlerdir. Her seçim, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesinde yeni bir safhayı temsil ediyor. Geçtiğimiz mayıs ayında son dönemlerin en önemli imtihanını başarıyla verdik. İnşallah 31 Mart’taki sandık imtihanından da alnımızın akıyla çıkacağız. Böylece 2028’e kadar tüm vaktimizi ve enerjimizi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmeye teksif etme imkanı bulacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yalova merkez ve ilçe belediye başkan adaylarını açıkladı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda partisinin Yalova merkez ve ilçe belediye başkan adaylarını açıkladı.
AK Parti’nin Yalova merkez ve ilçelerinden aday gösterilen isimler şöyle:
Yalova Belediye Başkan adayı: Mustafa Tutuk
Altınova Belediye Başkan adayı: Regaip Ahmet Özyiğit
Armutlu Belediye Başkan adayı: Cengiz Arslan
Çınarcık Belediye Başkan adayı: Numan Soyer
Çiftlikköy Belediye Başkan adayı: Recep Hacı
Termal Belediye Başkan adayı: Hüseyin Sinan Acar.
Salondaki partililer, konuşması sırasında sık sık Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’a sevgi gösterisinde bulundu.
Salonda, “Misafir değil ev sahibi, geldi gönlümün efendisi”, “Gençliktir arkandaki güç”, “Biz varız yanında, yalnız değilsin”, “Reis, güç verdiğin kadınlar buradalar”, “Yalova’nın sözü tamam inşallah”, “Benim için sen varsın, başkasını tanımam. Seni sevmeye devam” yazılı pankart ve afişler asıldı.
Konuşmasının ardından bir bebeği kucağına alarak seven Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yalova İl Teşkilatı ve belediye başkan adaylarıyla fotoğraf çektirdi.