Akşener: Soru şu; karın ağrısı İYİ Parti miydi!

0
2

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Numan Kurtulmuş’un imzasıyla ortak tezkere Meclis’e sunuldu, ilginç bir biçimde ayrı bir bildiri yayımlayanların hepsi bu tezkereyi destekledi. Soru şu; karın ağrısı İYİ Parti miydi?” dedi.

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Akşener, özetle şunları söyledi:

ERDOĞAN İLE GÖRÜŞME

Bir konuya açıklık getirmek istiyorum; ben her büyük terör hadisesinden sonra her önemli dış politika krizinden sonra ilgili bakanlıkları ve cumhurbaşkanını bugüne kadar telefonla aramışımdır. 33 şehidimizde de her şeyi iptal edip hem kendilerini arayıp yani 3 bakanı arayıp, hep aramış bilgi almışımdır. Bu defa da aynını yaptık.

Anlayamadığım bir biçimde bu defa çok enteresan sayın cumhurbaşkanını sayın dışişleri bakanını sayın Milli Savunma Bakanını aramamı, mesela Milli Savunma Bakanı geri dönmesi ama Hakan Fidan ve sayın Erdoğan geri döndüler, bilgi verdiler, öğrendim, arkadaşlarıma bunu aktardım. Ben milletvekili değilim Meclis grubumuz tutumumuz bir tutum aldı. Günlük siyasette birbirimizi kıyasıya eleştirebiliriz ama dış dünyaya karşı bu tür konularda elbette ortak bir tutum belirlemeliyiz.

BİLDİRİ SAVAŞI ÇIKTI

Sayın Dervişoğlu, Sayın Aydın, ve Sayın Usta’nın organizasyonunda biz Meclis’in ortak bir beyanat ortak bir bildiri imzalamasını teklif ettik ve Saadet Partisi, İYİ Parti, MHP ve AK Parti bizim teklifimize evet diyerek imza attılar. Anlayamadığım bir biçimde çok da ayıpladığım bir biçimde bir bildiri savaşı çıktı. Numan Kurtulmuş’un imzasıyla ortak tezkere Meclis’e sunuldu, ilginç bir biçimde ayrı bir bildiri yayımlayanların hepsi bu tezkereyi destekledi. Soru şu; karın ağrısı İYİ Parti miydi?

DÜMENCİ BİR ADAYI SEÇMEYECEKTİR

Eğer AK Parti ile bir el sıkışmamız olsa idi bizden ayrılan bizi çok üzen bizi kandırmış hissettiğimiz daha başka bir söz derim de ayıp olur bir milletvekilini, bizden seçilip koşa koşa AK Parti’ye geçip Eskişehir’den aday gösterilmesi mümkün olur muydu? İnanıyorum Eskişehir dümenci bir insanı seçmeyecektir. Demek ki biz kimseye yanlamıyoruz ama yahu nasıl bir dünya bu her iki tarafın da argümanları aynı. Bunların her birini ahlaksızlık görüyorum, gereğini yapmayan namerttir.

PKK’LILAR HERHALDE ÇOK MUTLU OLMUŞTUR

Bu sözlere sert çıkan Akşener, “PKK’lılar herhalde çok mutlu olmuştur.” dedi.

Sözlerine devam eden Akşener, daha sonra CHP ve DEM Parti arasındaki ittifak sürecine değindi.

Yerel seçimlere kendi adaylarıyla gireceklerini bir kez daha vurgulayan Akşener, İyi Parti’nin ittifak teklifini kabul etmemesinin bazı şeyleri ortaya çıkardığını belirtti.

HANİ HER KONUDA BİZ SUÇLUYDUK?

“Hani her konuda biz suçluyduk?” diyen Akşener, CHP’ye DEM Parti’yle ‘el sıkışma’ çağrısı yaptı.

“Bizim seçmenimiz de cebinizde duruyorsa, DEM ile el sıkışıp kazanın her yeri.” ifadelerini kullanan Akşener’in, konuyla ilgili sözleri şöyle:

“İstediğiniz kadar ağlayın zırlayın. Bu ülkede hür ve müstakil olarak seçimlere gireceğiz ve kazanacağız. Bizim müstakil olmamız bazı şeyleri ortaya çıkardı. Hani her konuda biz suçluyduk? El sıkışın kardeşim. Dürüst ve açık bir şekilde DEM ile el sıkışın. Hemen bütün her yeri kazanın. Bizim seçmenimiz de cebinizde duruyorsa, DEM ile el sıkışıp kazanın her yeri.”

DÜŞMANI GÜLDÜRMEYECEĞİZ

Geçtiğimiz hafta 9 Mehmetçik’imizi daha teröre şehit verdik. 9 kahramanımız Pençe Kilit Harekâtı’nda vatanımızı terör örgütüne karşı savunurken şehit düştüler. Başımız sağ olsun. Şehitler ölmez, bu vatan bölünemez, bölmeye kalkan görür gününü. Unutmayalım ki bugün bu salonlarda güven içerisinde konuşabiliyorsak, evlerimizde rahatça uyuyabiliyorsak bunu bu millet bu memleket için göğsünü siper eden nice vatan evladına borçludur. Biz bugün fedailerimiz için acılarımızı yüreğimize basacağız düşmanı güldürmeyeceğiz, biz bugün acımızı içimizde söndürecek birliğimizden geçit vermeyeceğiz. Herkes peşini bıraksa bile andımız olsun ki biz bu davayı kıyamete kadar güdeceğiz. Mehmetçiklerimiz sahada amansız bir mücadele vermeye devam ediyor, aklımız fikrimiz yüreğimiz onlarla, ayakları taşa değmesin, attıkları boşa gitmesin, Rabbim onları korusun, acılarını göstermesin. Allah her birinden razı olsun. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet payidar olsun.

 

 

Bir konuya açıklık getirmek istiyorum, ben her büyük terör hadisesinden sonra her önemli dış politika krizinden sonra ilgili bakanlıkları ve Cumhurbaşkanı’nı bugüne kadar telefonla aramışımdır. 33 şehidimizde de her şeyi iptal edip hem kendilerini arayıp yani 3 bakanı arayıp, hep aramış bilgi almışımdır. Bu defa da aynını yaptık.

BİLDİRİ SAVAŞI

Anlayamadığım bir biçimde bu defa çok enteresan Sayın Cumhurbaşkanı’nı, Sayın Dışişleri Bakanı’nı, Sayın Milli Savunma Bakanı’nı aramamı, mesela Milli Savunma Bakanı geri dönmedi ama Hakan Fidan ve Sayın Erdoğan geri döndüler, bilgi verdiler, öğrendim, arkadaşlarıma bunu aktardım. Ben milletvekili değilim Meclis tutumumuz bir tutum aldı. Günlük siyasette birbirimizi kıyasıya eleştirebiliriz ama dış dünyaya karşı bu tür konularda elbette ortak bir tutum belirlemeliyiz. Bunun için de Sayın Dervişoğlu, Sayın Aydın ve Sayın Usta’nın organizasyonunda biz Meclis’in ortak bir beyanat ortak bir bildiri imzalamasını teklif ettik. Ve Saadet Partisi, İyi Parti, MHP ve AK Parti bizim teklifimize evet diyerek imza attılar. Anlayamadığım bir biçimde çok da ayıpladığım bir biçimde bir bildiri savaşı çıktı. PKK’lılar herhalde çok mutlu olmuştur. PKK’lılar herhalde bu birbirine düşen Gazi Meclis’in mensuplarına çok gülmüşlerdir. AK Parti’ye gıcık olmak onun yaptığı işleri eleştirmek onu sandıkta yenmek bu iddia ile ortaya çıkmak elbette bizim hakkımız ama şehit ailelerinin karşısında bu milletin temsilcileri olarak bizler kaya gibi durmak zorundayız o PKK’lı şerefsizlere karşı. Neyse sakin sakin geçirdik konuyu. Şımardıkça şımardılar hadsizleştikçe hadsizleştiler! Şimdi gene şehitlerimiz oldu. Gene ben aradım, ya bu rutin! Aradım.

KARIN AĞRISI İYİ PARTİ MİYDİ?

Benzer bir Meclis bildirisini, DEM’in imzalamasını beklemiyoruz ama buradan da bir cingar çıktı. Dün bir toplantı oldu o toplantıda bu 3 siyasi parti imza atacak diğer siyasi partiler imza atmayacak bu parçalı görüntüden vazgeçildi, burası çok enteresan. Numan Kurtulmuş’un imzasıyla ortak tezkere Meclis’e sunuldu, ilginç bir biçimde ayrı bir bildiri yayımlayanların hepsi bu tezkereyi destekledi. Soru şu; karın ağrısı İyi Parti miydi?

Yapmamız gereken şey strateji değiştirmektir

Akşener, teröre karşı içerdeki ve dışardaki mücadeleyi sonuna kadar desteklediklerini ancak her terör saldırısı sonrasında “Can çekişiyorlar, son çırpınışları, ayakkabı numaralarını biliyoruz, kanı yerde kalmadı.” diyerek milleti oyalayan ve bu kutlu mücadeleyi bir intikam meselesine indirgeyen hamasete de göz yummayacaklarını kaydetti.

 

Eğer ki 40 yıl sonra bile hala evlatlarımızı teröre şehit vermeye devam ediyorsak yapmamız gereken şey strateji değiştirmektir. Ama öyle, geçtiğimiz yıllarda yapıldığı gibi teröre sözüm ona çözüm bulmak için siyasi arayışlara girmekten bahsetmiyorum. Çünkü sözde ‘teröre siyasi çözüm’ diyerek atılan her adım şüphesiz ki Türkiye’nin kuruluşuna, varlığına ve huzuruna yönelen birer kurşun olarak geri dönecektir. Nitekim bunu yakın tarihimizde yaşadık, çok acılar çektik. Canlarımızı, evlatlarımızı kaybettik. Bir daha tekrarlanmasına da asla müsaade etmeyiz.

Bahsettiğimiz strateji değişikliği sahada ve dış politikada atılacak bazı adımları içeriyor. Mesela İran’a bakın. İran, Irak’la anlaşmaya vararak bu adımları gayet iyi atabiliyor. İran’ın PKK’sı olan PJAK’ın Irak sınırlarında bulunan üslerden çıkarılıp silahsızlandırılmasını pekala sağlayabiliyor. İran ‘eğer Irak tarafından gereği yapılmazsa ben gereğini yapacağım’ diyor. Ve sonra da Irak tıpış tıpış gereğini yapıyor. Biz de öncelikle Irak topraklarında bulunan terör bölgelerine karşı gerekli adımları atmalıyız. Dolayısıyla buradan iktidara sormak istiyorum. Irak’ta bölgesel yönetimle görüşüyorsunuz, o zaman neden bu konuda adım atmaları için onlara kesin ve net bir dille uyarıda bulunmuyorsunuz?”

Depremde kaybolan çocuklar” iddiası

Akşener, AK Parti’nin birçok alanda olduğu gibi kaçırılan veya kaybolan çocuklar konusunda da millete karşı sorumluluğunu yerine getirmediğini ileri sürdü.

ABD’de kız çocuklarına yönelik cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı oluşturmak suçlamasıyla yargılanırken hapishanede ölü bulunan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein davasını hatırlatan Akşener, dosyadaki birçok ülkeyle birlikte 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında Türkiye’den de bazı çocukların kaçırılarak ABD’ye götürüldükleri ve bu şebekenin eline düşürüldüklerinin ortaya çıktığını söyledi.

Bu vahim ifşaat sonrasında herkesin aklına “6 Şubat’ta yaşadığımız büyük deprem felaketinin ardından kaybolan çocuklarımız var mı? Varsa kaç çocuk? Ve bu çocuklar nerede?” gibi soruların geldiğini aktaran Akşener, Kahramanmaraş merkezli depremlerde kayıp çocuk olaylarının yaşanması riskine karşı devleti uyardığını anımsattı.

Akşener, 1999 depreminden sonra hala ailelerinin ulaşamadığı ama öldüklerine dair hiçbir somut delilin de bulunmadığı kayıp çocukların olduğunu ileri sürdü. Konuyla ilgili Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının açıklamalarını aktaran Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Madem çocuklarımızdan bir tanesinin bile kayıp olmadığını iddia ediyorsunuz O zaman Kahramanmaraş’ta Yeşilada Apartmanı’nda yaşayan 6 yaşındaki Talha Demirel, Ebrar Sitesi’nde yaşayan Alya Kılınç nerede? Antakya Rönesans Rezidans’ta yaşayan 3 yaşındaki Mustafa Kemal Koşar, 1 yaşındaki Mehmet Akif Koşar nerede? Adıyaman’daki Arzıklar Apartmanı’nda yaşayan 9 yaşındaki Muhammed Enes Demir nerede? 7 yaşındaki ikiz kardeşler Elif ve Esma Yapar, 17 yaşındaki Şükran Yapar nerede? Deprem bölgesinde toplamda 1000’e yakın çocuğun kayıp olduğu iddiası var. Sadece Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneğine 142 kayıp çocuk başvurusu yapılmış.

Madem bütün çocuklarımızın kimlik tespitleri yapılmış, o zaman neden yüzlerce aile hala çocuklarını arıyor? Kimlik tespitleri nerede yapıldı? Otopsi savcıları enkazdan çıkan her bir cenazeyi otopsi yaptıktan sonra mı kaldırdı? Defin için kanuni süre olan 15 gün beklendi mi yoksa Adalet Bakanlığı emriyle bir gün içinde defin mi yapıldı? Her birinin DNA’sı alındı mı? Her biri fotoğraflandı mı? Depremden sonra gümrük kontrolüne girmeden bölgeye giriş-çıkış yapan araçlar oldu mu? Eğer ki olduysa bunlar hangi uluslararası yardım görünüşlü kuruluşların logolarını taşıyorlardı? 2016 yılına kadar kayıp çocuklarla ilgili düzenli olarak veri açıklayan TÜİK tam da sığınmacı akınının da etkisiyle rekor artışların yaşandığı bu dönemde neden bu veri akışını durdurdu? Kimden, neyi saklıyorsunuz? Nereye kadar saklamayı düşünüyorsunuz?”

“Konu Türkiye’yi de ilgilendiriyor”

“Bu görüntüler niçin bu dönemde çıktı?” sorusunu da soran Akşener, olayın İsrail’in Gazze’deki katliamlarını örtmek için kullanıldığını ve büyük ülkelerin yöneticilerinin tehdit ve şantaja maruz kaldığı sonucunun çıktığını kaydetti.

Konunun Türkiye’yi de ilgilendirdiğini dile getiren Akşener, “Türkiye’de İsrail’e karşı bağırılıyor, çağrılıyor ama tık yok, bebekler, kadınlar öldürülmeye, soykırım devam ediyor. Niçin Natenyahu’ya göz yumuluyor. Bütün bu okuduklarımdan sonra Türkiye’de de zaafı, problemi, çeşitli alanlarda zayıflığı olanların bu tür şantajlara açık olabileceğini, bu tür problemlerin içine düşürülebileceklerini aşırı derecede dikkat edilmesi gerektiğini anladım. Koskoca ABD’yi yönetenlerin bu adamla fotoğrafları var. Bu dünyanın ekonomisini yönetenlerin fotoğrafları var. Onun için Gazze’de herkes kafasını gömüyor. Devleti yönetenleri uyarıyorum. Bu konunun ciddiye alınması gerekir. Ülkemizde de bu tür kullanılışlı durumların olmaması için dikkat edilmesi gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bizlere onları kırmızı halılarda karşılamamak düşüyor”

Akşener, nasıl ki devletin bireye karşı görevleri varsa siyaset kurumunun da topluma karşı görevlerinin olduğunu belirtti.

Muhalefetin, milletin sesini iktidara duyurmakla görevli olduğuna işaret eden Akşener, “Bizlere milletimizin canına kasteden katillere, o katillerin yoldaşlarına, propagandistlerine fırsat vermemek, onları kırmızı halılarda karşılamamak düşüyor. Bizlere tıpkı sahada olduğu gibi siyaset kürsüsünde de teröre geçit vermemek düşüyor. Terör örgütüne alan açan İsveç’in NATO’ya kabulüne koşa koşa ‘evet’ dememek düşüyor.” dedi.

Akşener, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimde sadece belediyelerin değil, başka şeylerin de oylanacağını ifade ederek, “Mesela DEM’e mahkum olanlar mı, HÜDA-PAR’a boyun eğenler mi? Yoksa İYİ Partinin dimdik duruşu mu? İşte bu oylanacak. Oy uğruna bölücülerin sözlerini yutanlar mı, terörist başının mektubunu okutanlar mı? Yoksa bu iki kirli anlayışa da karşı çıkan İYİ Parti mi? İşte bu oylanacak. Kendininkinden başka hiçbir fikre tahammülü olmayan tek adam monarşisi mi, kendininkinden başka hiçbir karara saygısı olmayan eş başkanlar oligarşisi mi? Yoksa Türkiye’nin milli demokratik yükselişini başlatan İYİ Parti mi? İşte bu oylanacak. Devletin kaynaklarıyla beslenen yandaş medya mı, belediyenin kaynaklarıyla yolunu bulan yoldaş medya mı? Yoksa milletin sevgisiyle yürüyen İYİ Parti mi? İşte bu oylanacak.” diye konuştu.

İYİ Partinin bazı belediye başkan adayları

Bu arada Akşener, konuşmasına başlamadan önce bazı belediye başkan adaylarını tanıttı.

Eski MHP Milletvekillerinden Nesrin Ünal Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı, Gencay Yıldız Tekin ise Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu. Giresun Belediye Başkan adayı Harun Cici, Kars Belediye Başkan adayı Metin Özat, Kırklareli Belediye Başkan adayı ise Ali Dermenci olarak açıklandı.

Grup Toplantısı’nda bazı ilçe belediye başkan adayları da duyuruldu.

Buna göre, Çobanlar Belediye Başkan adayı Sefa Değirmen, İhsaniye Belediye Başkanı Birol Başpınar, Alanya Belediye Başkan adayı Mehmet Şahin, Kemer Belediye Başkan adayı Mustafa Gül, Kepez Belediye Başkan adayı İrfan Yılmaz, Serik Belediye Başkan adayı Mehmet Habal, Gazipaşa Belediye Başkan adayı Mehmet Yüksel, Akseki Belediye Başkan adayı Ali Kartal, Didim Belediye Başkan adayı Atilla Avlayıcı, Gelibolu Belediye Başkan adayı Koray Akkuş, Buldan Belediye Başkan adayı Mustafa Gülbay, Fatih Belediye Başkan adayı Barbaros Hayrettin Mahiroğulları, Çatalca Belediye Başkan adayı İsmail İp, Beyoğlu Belediye Başkan adayı İsmail Hakkı Çavuşoğlu, Eyüpsultan Belediye Başkan adayı Emel Bilenoğlu, Balçova Belediye Başkan adayı Hicran Helezür, Çiğli Belediye Başkan adayı Özgür Doğan, Gaziemir Belediye Başkan adayı Sedat Dağ, Ödemiş Belediye Başkan adayı Güven Kılıç, Bergama Belediye Başkan adayı Nezih Uyar, Torbalı Belediye Başkan adayı Melih Terzioğlu, Lüleburgaz Belediye Başkan adayı Ahmet Etem Oruç, Gölcük Belediye Başkan adayı İsmail Aynacı, Kandıra Belediye Başkan adayı Semih Sarıçay, Dumlupınar Belediye Başkan adayı Neşe Akçeyor Okatan, Ceyhan Belediye Başkan adayı ise Alemdar Öztürk oldu.

İYİ Partiye geçen mevcut Aydın Efeler İlçe Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay ise yeniden aday gösterildi.

Reklam Alanı