Nilgün T. Gümüş Yazdı: Mandela-Arafat kardeşliğinden soykırım davasına

0
3

Nilgün Tekfidan, bugünkü köşesinde Lahey’deki soykırım davasını ele aldı.

İSRAİL’e yönelik ‘soykırım’ davası dün Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda başladı.

İsrail’in yargılandığı mahkemede ‘davacı’ koltuğunda Arap ya da Müslüman ülkeler değil, Güney Afrika vardı.

İsrail’in Gazze’de soykırım suçu işliyor olabileceğini öne süren ve ihtiyati tedbir kararı isteyen Güney Afrika, ünlü hukukçularından oluşan A Takımı’nı sahaya sürmüştü.

NİYE GÜNEY AFRİKA

İYİ de niye Arap ülkeleri değil de herhangi bir diplomatik ağırlığı olmayan Güney Afrika, Filistinlilerin davasını üstlendi?

İşte uluslararası medya bir süredir bu konuda yazıp çiziyor.

Aslında Filistin-Güney Afrika dostluğu daha Yaser Arafat ile Güney Afrika’nın siyah lideri Nelson Mandela’ya kadar geri gidiyor.

FİLİSTİN DAVASINA YAKIN

GÜNEY Afrika’da siyah çoğunluğa yönelik ırkçı apartheid rejimine karşı yıllarca mücadele veren, hapis yatan Mandela, her ne kadar İsrail’in kuruluşundaki Yahudi milis güçlerinin oluşumuna ilgi duysa da ezilmiş Filistinlileri dava arkadaşı olarak görüyordu.

Mandela, çeşitli suçlamalardan 27 yıl hapis yattıktan sonra 1990’da serbest kalmıştı. İki hafta sonra Zambiya’ya gittiğinde Afrika ülkelerinden birçok lider onu karşılamaya gelmişti.

Pistte Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat da vardı. Alamet-i farikası siyah-beyaz kefiyesiyle Mandela’yı kucaklamış, yanaklarından öpmüştü.

APARTHEID REJİMİNE ÖFKE

MANDELA, 1993 yılında yaptığı bir açıklamada lideri olduğu Afrika Ulusal Kongresi’nin (ANC) İsrail’in apartheid yönetimiyle işbirliği yapmasından ‘aşırı mutsuz’ olduğunu söylemişti.

ANC liderliği İsrail’in Güney Afrika’nın apartheid rejimine yıllarca silah desteği sağlamasını unutmamıştı. Kimine göre rejimin ayakta kalmasını sağlayan unsurlardan biri bu desteklerin sürmesiydi.

Filistin’deki Mandela heykeli önünde destek gösterileri yapıldı.

ARAFAT İLE DOSTLUK

1994 yılında Mandela, Güney Afrika’nın ilk demokratik seçilmiş lideri olduğunda yemin törenine gelenler arasında dönemin ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, ABD first lady’si Hillary Clinton, Küba lideri Fidel Castro’nun yanı sıra Yaser Arafat da vardı. Al Jazeera’da yer alan bir analize göre ANC iktidar olduktan sonra da özgürlük mücadelesini sürdürdü. Mandela ise “Filistinlilerin özgürlüğü olmadan bizim özgürlüğümüzün eksik kalacağını çok iyi biliyoruz” diyordu.

RAMALLAH’TA HEYKELİ VAR

ARAFAT ve Mandela öldükten sonra da Güney Afrika’daki ANC iktidarının Filistin davası sürdü. Filistinliler de Mandela’nın 2013 yılındaki ölümü sonrasında Filistin’in Ramallah kentine heykelini dikti.

Lahey’deki soykırım davası öncesinde yine bu dostluğu hatırladı Filistinliler. Önceki akşam Ramallah’taki heykelin önünde toplanan bir grup Filistinli, teşekkür pankartı açtı. Güney Afrika’da da Filistinliler lehine gösteriler vardı.

HAMAS ÜYELERİ GİTTİ

NELSON Mandela’nın milletvekili torunu Mandla Mandela, her fırsatta “Filistinli kardeşlerimizle yan yana durmaya devam edeceğiz” diyor. Üç ay önce ise üç Hamas yöneticisini kabul etmesi ülkede tartışma konusu oldu.

AP Ajansı’na göre apartheid döneminde acımasızca ezilen siyah ve melez Güney Afrikalılar, Filistinlilere verilen desteğin ön saflarında yer alırken, beyaz azınlığın desteği o kadar belirgin değil.

SAVAŞI BİTİRİR Mİ

ADALET Divanı’ndaki yargı sürecinden bugünden yarına ‘soykırım işlendiği’ konusunda bir hükmün çıkması beklenmiyor. Ancak savaşın durmasına yönelik ihtiyati tedbir şeklinde bir kararın alınması talep ediliyor. Karar bağlayıcı kabul edilse de sembolik ağırlığının dışında herhangi bir yaptırım gücü bulunmuyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde savaşı durduracak ortak bir irade sağlanamazken bu kez Batılı ülkelerin ‘soykırım sayılmaz’ dediği bir ortamda yargının Gazze’deki acıları hafifletmeye yönelik bir karar alıp alamayacağı merak konusu.

Reklam Alanı