Nedim Şener Yazdı: İsrail’in soykırımının arkasındaki sır: ‘Benjamin’in bebekleri’

0
1

Hürriyet Yazarı Nedim Şener, bugünkü köşesinde İsrail’in soykırımının arkasındaki gücü ele aldı.

İsrail’in, Gazze’de okul, hastane, ibadethane dahil sivillerin evlerini bombalayarak işlediği savaş suçları ve Filistinlilere uyguladığı soykırım hız kesmeden devam ederken, tüm dünya çaresizce olan biteni izlemekle kalıyor.

Ülkeler ve Birleşmiş Milletler dahil tüm uluslararası kurumlar tarihte eşi görülmemiş soykırımı durduracak çareyi bulamıyor. Bunun en önemli nedeni; Amerika Birleşik Devletleri’nin, İsrail’e suç ortaklığına varacak şekilde destek vermesi. Bir yandan da İsrail’i durduracak tek gücün ABD olduğunu söyleyenler ve diplomatik çabalarını bu alana yönlendirenler de var.

ABD YALANLARA DESTEK OLUYOR

ABD ise yalanlara dayalı İsrail’in, Gazze işgalini koşulsuz destekliyor. Bu noktada asıl üzerinde durulması gereken soru; ABD mi İsrail’i, İsrail mi ABD’yi kontrol edebilir?

7 Ekim’de başlayan Gazze işgalinin ilk anından itibaren ortaya çıkan bir gerçek var ki; İsrail ve İsrail lobisi Amerika Birleşik Devletleri’ni kontrol ediyor.

 

NİXON’UN İTİRAFI

1969-1974 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri başkanlığı görevini yürüten Richard Nixon, bu gerçeği bundan yaklaşık 50 yıl önce şu sözlerle itiraf etmişti: “Arapların benim dış politikalarım konusunda bazı haklı şikâyetleri olsa da, onların da anlamaları gereken bir hakikat vardır ki o da, Amerika’daki Musevilerin tüm bilgilendirme ve propaganda mekanizmasını kontrol ettikleri gerçeğidir. Büyük gazetelerin, film endüstrisinin, radyo ve TV’nin, büyük şirketlerin bir güç olarak Yahudilerin elinde olduğunun nazarı dikkate alınması gerekiyor.

İsrail lobisi, dolayısıyla İsrail’in gücü 50 yıl içinde yalnızca ABD’de değil, Avrupa ülkeleri üzerinde de büyüdü. Bankacılık, finans, şirketler, gazete, radyo, televizyon ve dijital yayın olmak üzere medya ve reklam, film ve tanıtım alınanındaki hâkimiyeti ABD gibi Avrupa ülkelerini de esir almış durumda.

AVRUPA’YI ESİR ALDI

Bugün Almanya ve Fransa başta olmak üzere az ve etkisi sınırlı olanlar dışında Avrupa Birliği, İsrail’in etkisi altında. Gazze işgaline ses çıkarmayı bırakın, “savunma hakkı” adına soykırıma ortak oluyorlar. İsrail lobisinin sahip olduğu silah ise, para… Bunu en açık biçimde Amerika Birleşik Devletleri’nde Kongre üyesi Somali asıllı Demokrat İlhan Omar’ın 2019 yılında sosyal medyada yaptığı bir paylaşımı olmuştu.
Temsilciler Meclisi azınlık lideri Cumhuriyetçi Kevin McCharthy’nin, İlhan Omar ile Filistin asıllı Michigan Temsilcisi Raşida Tlaib’ı İsrail’e yönelik eleştirilerinden dolayı cezalandırmakla tehdit etmesi üzerine, gazeteci Green Grenwald, Twitter hesabından “Amerikalıların ifade özgürlüğü haklarına saldırmak anlamına gelse bile, ABD’li siyasi liderlerin yabancı bir ülkeyi savunmak için bu kadar zaman harcaması şaşırtıcı” şeklinde tepki göstermişti.

BENJAMİN BEBEĞİ

İlhan Omar da bu paylaşımı etiketleyerek, ABD’li siyasilerin İsrail lobisinden aldığı paraları kastederek, “Bunlar hep Benjamin’in bebeğinden dolayı” mesajını paylaştı. “Benjamin” ile ABD dolarının üzerindeki Benjamin Franklin’i kasteden Omar, “bebeği” ifadesiyle de İsrail’in ABD’nin bebeği gibi olduğunu dünyaya bir kez daha hatırlatmış oldu. Bunun üzerine ise, İsrail yanlısı bir gazetecinin “İlhan Omar’ın İsrail taraftarı olması için Amerikalı siyasetçilere kimin para verdiğini bilmek isterdim. Aslında tahmin edebiliyorum. Çok kötü Kongre üyesi. Bu ikinci antisemitik kinaye oldu” paylaşımına Omar, tek kelimelik cevap verdi; “AIPAC”.

 

AIPAC PARA VERİYOR

İsrail yanlısı AIPAC’in (Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi) İsrail’i desteklemeleri için ABD’li siyasilere para ödediğini ifade etmesi, Washington’da tartışmayı alevlendirdi.

Tartışma sırasında, New Yorker dergisinin yazarlarından Jeffrey Goldberg, AIPAC’in Kongre üzerindeki etkisini göstermek için üst düzey bir AIPAC yetkilisiyle yaptığı görüşmeden örnek verdi. Goldberg, yetkilinin boş bir peçeteyi göstererek, “AIPAC isterse Kongre’deki 70 senatör 24 saat içerisinde bu peçeteye imzalarını atabilir“ ifadesini kullandığını aktardı.

Derginin Yahudi kökenli yazarı Noah Kulwin ise, Omar’a yönelik eleştiriler sonrasında kaleme aldığı makalede, “İsrail lobisinin dişleri büyüktür ve Amerikan Yahudi toplumunun çıkarlarından ziyade, İsrail’in özellikle de Başbakan Binyamin Netanyahu’nun çıkarlarını ön planda tutarak Kongre’yi arkalarına almaya çalışıyorlar, çünkü Filistin’e dair uyguladıkları işgal ABD Kongresi’nin desteğini almak zorunda” diye yazdı.

İSRAİL ABD’Yİ KONTROL EDİYOR

İsrail’de 8.5 milyon, ABD’de 2.5 milyon tüm dünyada 15 milyon olan Yahudilerin tüm gücü sahip oldukları paradan geliyor. İster Demokrat ister Cumhuriyetçi olsun başkan adayları dahil ABD’deki tüm politikacıların yolu mutlaka AIPAC’ten geçiyor. AIPAC de onların kampanyalarını destekliyor. ABD’li siyasetçiler de koşulsuz biçimde İsrail’in kanlı hedeflerini destekliyor. İsrail lobisinin başını Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (American Israel Public Affairs Committee, AIPAC) yanında da Büyük Amerikan Musevi Örgütleri Başkanları Konferansı (Conference of Presidents of Major American Jewish Organizations) ABD’deki Yahudi toplumu ile ABD hükümeti arasındaki bağlantıyı sağlıyor.

Amerikan Girişimcilik Enstitüsü (American Enterprise Institute, AEI), Hudson Enstitüsü (Hudson Institute), Orta Doğu Politikası için Washington Enstitüsü (Washington Institute for Near East Policy, WINEP) düşünce kuruluşları, kuruluşları finanse ederek İsrail’in çıkarları için faaliyetlerini yürütmelerini sağlıyor. Bu kuruluşlar sadece ABD’de değil Avrupa’da da etki ajanları üzerinden İsrail adına lobi yapıyor.

Dolayısıyla tüm bunlar gözardı edilerek ABD’nin İsrail’i durduracağını düşünmek tam bir hayal. Başa dönersek, ABD İsrail’i değil, İsrail sahip olduğu paranın gücüyle ABD’yi kontrol ediyor.

Reklam Alanı