Yakın zamana kadar Dia Saba, İsrail’in Maccabi Hayfa futbol takımının yıldızıydı.
Her hafta Sammy Ofer Stadyumu’nu dolduran 30 bin Yahudi tarafından alkışlanıyordu.
Dia Saba, İsrail vatandaşı bir
Filistin Arabıdır.
“Yahudilerin Filistin Araplarıyla bir arada yaşayabileceğinin” kanıtı gibiydi o.
Ağustos’ta İsrail’in itibarlı gazetesi Haaretz “Dia’yı bir arada yaşamanın sembolü” olarak tanımlamıştı.
TÜRKİYE’YE GİT
Ama 7 Ekim Hamas kanlı saldırısı ve izleyen günlerde İsrail’in Gazze’yi amansız bombardımanı sonrası, her şey gibi Maccabi Hayfa’daki Saba algısı da değişti.
Dia Saba’nın Maccabi günleri artık sayılı gibi. İsrail süper ligi ve UEFA grup maçlarında forma giyme şansı “yok” denecek kadar az.
Hatta Maccabi tarihinin en popüler futbolcusu (bizdeki Metin ve Can gibi idol topçusu) Yaniv Katan bir radyo programında açıkça Dia Saba’yı dışladı.
“Saba artık asla Maccabi forması giyemez, giymemeli” dedi ve İsrail
sınırlarının dışını işaret etti. “Türkiye’ye, Katar’a gitsin. Oralarda oynasın.”
Sağduyulu bir azınlığa karşın taraftarların büyük çoğunluğu Dia Saba’ya karşı.
Maccabi Hayfa’nın yıldız oyuncusu Filistinli Dia Saba, eşi Narmin Saba ve çocukları şampiyonluk kutlarken…
EŞİNİN MESAJI
Maccabi Hayfa, İsrail’deki Yahudi ve Araplar arasında sayıları az ve küçük “ortak yaşama ceplerinden” biriydi.
Delindi… İçindeki Arap futbolcular dökülmekte.
Nedeni “Saba’nın eşi Narmin’in Instagram’a koyduğu mesaj.”
“Gazze’de de çocuklar var.”
Bu 4 kelime
Maccabi taraftarları arasında bir depreme neden oldu.
Sosyal medyada Narmin Saba infaz edildi.
Spor yorumcuları, ardından siyasi yorumcular Narmin’i yargıladılar.
“Narmin neden Hamas saldırısını da alenen kınamadı?”
“Narmin Gazze’deki Filistinliler için, İsrail’dekilerden daha fazla mı kaygılıydı?”
“Dia Saba eşini neden engellememişti? Sosyal medyaya İsrailliler için de aynı üzüntüyü duyduğu yolunda bir mesaj koyamaz mıydı?”
Tepki dalgaları öylesine kabardı ki Dia Saba ve eşi Narmin Saba’nın “İsrail pasaportları iptal edilsin” istekleri de yankılanmakta.
ÖZÜR DİLEDİ
Tepki sağanağı altındaki Dia Saba birkaç gün sonra kendi Instagram hesabına “özür mesajı” koydu.
“Üzgünüm” diye yazdı.
Böylece bir uzlaşma ve barış yaklaşımında bulunduğunu düşünüyordu.
İyi niyetle yaptı.
Ama yanıldı.
Maccabi Hayfa taraftarları kulüp yönetiminden “onun takımdan gönderilmesini” istemeyi sürdürdüler.
Dia Saba’yı “Hamas sempatizanı” diye etiketlediler.
Takım yetkililerine göre “bu durumda Dia Saba gibi bir yıldızın bile takımda kalabilmesi çok zor.”
Adının yazılmasını istemeyen yetkili “çok hassas bir süreçteyiz” dedi.
Maccabi Hayfa sözcüsü Dudu Bazak köşesinde şöyle yazdı: “Kulübümüz, oyuncularımız, hepimiz topluma, çocukları öldürülen taraftarlara, ailelere odaklanmalıyız.”
Beitar Kudüs formasını kulübün kuruluşundan bu yana hiçbir İsrail vatandaşı Filistinli giyemedi.
IRKÇI KULÜP
Beitar Kudüs gibi tarihinde hiçbir Arap oyuncuya forma vermeyen kulüplerde sorun yok. Onlar “sonsuza
kadar saf (!!)” kalmakta kararlılar.
İlginçtir ki…
Montpellier Akdeniz Filmleri Festivali’nde gösterilen bir film tam da bu konuda; “Beitar Kudüs takımına, bir İsrailli Filistin Arabı futbolcu alınıyor. Müthiş bir skandal patlıyor…”
Öte yandan Maccabi Hayfa örneğini yansıtan entegre spor kulüplerinde de parçalanmalar başladı.
Bazı İsrail vatandaşı Filistinli sporcular, “Hamas’ı kınayan mesajlar” koydular hesaplarına. Buna rağmen “karşı dalga” hâlâ yükselişte.
İsrailli Filistin Arabı, milletvekili, ünlü futbolcu Zouheir Bahloul “yeşil sahada her yerden fazla işbirliği yaptık” dedi.
Fakat şöyle yakındı:
“Yahudi taraftarlar, Arap futbolcuları Hamas saldırılarını yeterince sert kınamamakla suçluyorlar. Filistinli şiddet kurbanlarına, Yahudi kurbanlardan daha fazla duyarlı göründükleri iddiasındalar. Bu nedenle, taraftarlarca yargılanıyorlar.”
Yıllarca Maccabi Hayfa’da İsrail Milli Takımı’nda oynayan Muhammed Abu Fani de 7 Ekim Hamas saldırısını “kınadı.”
Bununla beraber “İsrailli Filistin Arabı oyuncuların -hiç alakaları olmayan- militan şiddetiyle bağlandırılması yanlışlığına” da işaret etti. Instagram hesabında “böyle bir şey olduğunda, bunu yapan Araplardan sorumluymuşuz gibi kınamamız isteniyor” mesajını paylaştı.
Bu yıl festival filmlerinden birinin konusu “Beitar Kudüs takımına bir İsrail vatandaşı Filiistinli futbolcunun alınmasıyla patlayan skandal!!”
SAĞDUYU SESLERİ
Sağduyulu Yahudi taraftarlar ve spor kanaat önderleri -azınlıkta kalsalar da- “çoğulculuğun yanında durmayı” hâlâ sürdürmekteler.
Misal…
Yahudi spor kanaat önderi İshak Haberman “oyuncuların siyasi görüş ifade etmeleri neden gerekli olsun ki… Arap oyuncuların Hamas’ı kınamaları için baskıları anlamıyorum” görüşünü yansıttı.
Ayrıca…
Bu kanaat önderlerine göre “Dia Saba ve diğer İsrail yurttaşı Filistinli Arap futbolcuları kendi kamuoylarının baskısı altındalar. Bu da dikkate alınmalı…”
Sonuç…
Takımın holiganları “Saba ve diğer Arap kökenli oyuncular sahaya çıktıkları anda onları yuhalayacaklarını” açıkladılar.
Buna karşılık Arap Spor Kulübü Derneği de “İsrail’in içinde bulunduğu spor organizasyonlarına hiçbir Arap sporcu katılmayacak” diye bir bildiri yayınladı.
Bunca saçmalığa tüy dikti. İsrail’de futbol karşılaşmaları süresiz askıya alındı.
Öte yandan Gazze’ye İsrail bombardımanlarında çok sayıda Filistinli futbolcu ve diğer dallardan sporcu hayatını kaybetti.
Filistin Milli Takımı’nın Dünya Kupası eleme maçlarını oynaması da artık çok zor.
Cezayir “gelin bizim stadyumlarımızda oynayın” çağrısı yaptı.
Futbol dünyasından ünlüler Filistin yanlısı mesajlar yayınlamaktalar.
Örneğin Karim Benzema …
“Tüm dualarımız kadınları ve
çocukları da öldüren haksız bombardımanların bir kez daha kurbanı olan Gazze halkı için” diye yazdı.
Simon Kuper kitabının kapağına “Futbol sadece futbol değildir”
başlığını koyarken herhalde bunları kastetmiş değildi.
