Emekli H.G.’ye, kaldırıldığı Başkent Üniversitesi Hastanesi‘nde akciğer kanseri teşhisi konuldu. Yapılan testler sonrası hastalığın ileri derecede olduğu, kemoterapi ve radyoterapinin sonuç vermeyeceği, tedavi için ‘lenvatinib‘ etken maddeli ‘Lenvima’ adlı ilacın kullanılacağı belirtildi.
H.G., yurt dışından getirilen ve kürü 1300 euro olan ilacı karşılayamayacağı gerekçesiyle SGK’ya başvurdu. SGK ise ilacın Sağlık Uygulama Tebliği ve ek şartlarına uymadığı, geri ödeme listesinde bulunmadığı gerekçesiyle karşılanamayacağı yönünde cevap verdi.
SGK TARAFINDAN KARŞILANMASI TALEBİNDE BULUNDU
H.G., avukatı Eliz Atlı aracılığıyla Ankara 14’üncü İdare Mahkemesi’ne başvurup, yürütmenin durdurulması ve bir an önce tedaviye başlanması için ilacın SGK tarafından karşılanması talebinde bulundu. Dilekçede, “İlacın SGK tarafından karşılanmaması, müvekkilin tedaviye ulaşmasını engelleyecek ve müvekkili her geçen gün ölüme bir adım daha yaklaştıracaktır. Bundan dolayı sayın mahkemeden talep ettiğimiz teminatsız yürütmenin durdurulması müvekkil bakımından hayati önemi haizdir. Karar verilmemesi halinde, müvekkilin tedavisinin devamı için çok önemli olan ilacın parası karşılanamayacak ve sağlığı bakımından telafisi mümkün olmayan zararların ortaya çıkması gündeme gelecektir” denildi.
İLAÇ BEDELİNİ SGK KARŞILAYACAK
Mahkeme, başvurudan hemen sonra verdiği ara kararda, SGK’nın kararıyla ilgili yürütmenin durdurulmasına hükmedip ilaç masrafının karşılanmasına karar verdi. Mahkeme, ara kararın ardından SGK’dan dava konusu işleme ilişkin tüm bilgi ve belgeleri içeren işlem dosyasının aslı veya onaylı örneğinin savunmayla birlikte mahkemeye gönderilmesini istedi.
SGK mahkemeye gönderdiği savunmasında, ‘Lenvima’ isimli ilacın Sağlık Uygulama Tebliği’nde bedeli ödenecek ilaçlar listesinde yer almadığını, dolayısıyla söz konusu ilaç bedellerinin davacıya ödenemeyeceğini, işlemin hukuka uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etti. Tarafların mahkemeye sunduğu bilgi, belge ve savunmaları değerlendiren mahkeme, dava konusu işlemin iptaline karar verip, ilacın SGK tarafından karşılanmasına hükmetti.
“DEVLET, HAYATINI SÜRDÜRMESİNİ SAĞLAMAKLA YÜKÜMLÜ”
Mahkeme kararında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca kabul edilen ve Türkiye’nin de tarafı olduğu ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ ile 8 Kasım 2003’de yürürlüğe giren ‘Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin ilgili maddelerine atıfta bulundu. Dava konusu olayda hekimin ‘Lenvima’ isimli ilacın kullanımını uygun gördüğü aktarılıp, “Davalı idarece ilacın Sağlık Uygulama Tebliği’nin bedeli ödenecek ilaçlar listesinde yer almadığı gerekçesiyle ilaç bedelinin kurumca karşılanmamasının, bedeni, ruhi ve sosyal yönden tam bir iyilik hali içinde en temel insan hakkı olan yaşama hakkını sınırlayacağı, oysa yaşama hakkının hizmetin her safhasında sağlık hizmeti sunan kişi, kurum ve kuruluşlar dışında hizmete katılan her kademedeki ve unvandaki ilgililerce de göz önünde bulundurulması gerektiği, nitekim herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını haiz olduğu ve hiçbir merci veya kimsenin bu hakkı ortadan kaldırmak yetkisinin olmadığı, ayrıca devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla yükümlü olduğu da dikkate alındığında, dava konusu işlemin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda öngörülen sosyal hukuk devleti ilkesi ile sosyal güvenlik hakkına da aykırılık oluşturacağı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” denildi.
“BU KARAR KANSER HASTALARI AÇISINDAN SON DERECE ÖNEMLİDİR”
Kanser hastalarına yönelik standart tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığını ve hastaların artık akıllı ilaç veya immunoterapi tedavilerine yönlendirdiğini belirten avukat Eliz Atlı ise “Söz konusu ilaçlar 14 günde bir, 21 günde bir gibi kısa aralıklarla kullanılmaktadır. İlaçların ithal olması sebebiyle hastalar maalesef bu tedavilere başlayamamakta veya başladıkları tedavileri yarım bırakmak zorunda kalmaktadır. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle ortak koruma alanı bulan yaşam hakkı ve sağlık hakkını referans alarak, müvekkilimiz özelinde başlatmış olduğumuz hukuk mücadelemiz sonucunda mahkeme, davalı kurumun gerçekleştirdiği işlemi iptal ederek müvekkil için tek ve son çare olarak önerilen ilaç tedavisine ulaşımının önü açılmıştır. Bu karar kanser hastaları açısından son derece önemlidir” dedi.