Ahmet Hakan’dan yeni yıl dilekleri… “Siyasi çekişmelerin dostlukları bozmadığı”…
İŞTE AHMET HAKAN’IN YAZISI
Omikron denilen illetin tükendiği…
Dolarizasyonun ümüğünün sıkıldığı…
Sloganlı fanatizmin son bulduğu…
Musmutlu yıllar
Fiyatlara fahiş zamlar yapanların aman dilediği…
Siyasi çekişmelerin dostlukları bozmadığı…
Kötülüklerin iyilikler karşısında bozguna uğradığı…
Maskelerin atıldığı, temasın korkutmadığı…
Ayrışmanın, cepheleşmenin nihayete erdiği…
Özlemenin yerini kavuşmanın aldığı…
Ağzımızın tadının hiç bozulmadığı…
Musmutlu bir yıl olsun!
YENİ YIL KARARLARI
Daha çok dizi, daha az film.
Daha çok kitap, daha az telefon.
Daha çok dedikodu, daha az siyaset.
Daha çok heyecan, daha az kaygı.
Daha çok sosyalleşme, daha az saklanma.
Daha çok boşvermişlik, daha az disiplin.
Daha çok İstanbul, daha az Ankara.
Daha çok kedim Sekter, daha az Bülent Arınç.
Daha çok maksimalist, daha az minimalist.
Daha çok umut, daha az tespit.
KAPIYA ASILAN KİLİT
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Merkez Bankası’na gidişi, iyi hamleydi.
Musmutlu yıllar
Merkez Bankası Başkanı’nın Kılıçdaroğlu’yla görüşmesi de iyi bir karşı hamleydi.
Sonra TÜİK baskını geldi.
O konuya hiç girmeyelim.
“Yaşandı bitti saygısızca” deyip geçelim.
Ve fakat en son Milli Eğitim Bakanlığı baskınında…
Bir kıvam kaçması, bir zorlama, bir tadında bırakmama durumu vardı.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, diyaloğa kapalı bir bakan değil ki…
Mesele bilgi almaksa… Mesele soru sormaksa… Mesele anlamaya çalışmaksa…
Kılıçdaroğlu / Bakan Özer görüşmesi, tabii ki gerçekleşebilirdi.
Ama Kılıçdaroğlu’nun amacı…
Kendi tabanına, “Kılıçdaroğlu amma da sert muhalefet yapıyor, cumhurbaşkanı adayımız o olmalı” dedirtmek.
Yani amaç…
Görüşme değil, tabana mesaj.
Yani amaç…
Diyalog kurmak değil, gösteri.
Durum tam da buyken…
“Kemal Kılıçdaroğlu gelecek” diye Milli Eğitim Bakanlığı’nın kapısına kilit asmak, Kılıçdaroğlu’nun gösteri amacına şahane bir görsel malzeme sunmaktan başka bir işe yaramadı.
Bu kilit asma işi, kimin aklıysa…
Ya bir kasıt var ya da bir ahmaklık.