19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla düzenlenen gecede gazeteci Talat Atilla’nın ödülünü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu verdi. Geceye Ankara Valisi Vasip Şahin ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Ahmet Erdem de katıldı.
ÜSTÜN CESARET VE FERAGAT ÖDÜLÜ
İnternet Medya Federasyonu Genel Başkanı ve Turktime.com sahibi Talat Atilla, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat ve Gazeteci Mehmet Akif Ersoy’a “Üstün Cesaret ve Feragat” ödülü verildi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen Devlet Övünç Madalyası tevdi töreninde gazilerin ve şehit yakınlarının duruşlarıyla her şeyi anlattığını söyledi.
GATA’da hayat mücadelesi veren bir yarbayın, evlatlarını düşünmeden ülkenin birlik beraberliğine kasteden teröristlerin bulunduğu bir mağarayı bastığını anlatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yarbayımızın hanımı ‘Bakanım benim kocam inançlıydı, biz niçin burada olduğumuzu biliyoruz, o da niçin burada olduğunu biliyor.’ dedi. Sadece kendisini memleketine feda eden bir komutandan bahsetmiyorum, aynı vefanın içerisinde kahraman eşten de bahsediyorum. İsyan etmiyor, itiraz etmiyor, bu vatanın nasıl emanet edildiğinin bilinci ile beraber bakana nasihat ediyor. Biz böyle yüce ve asil milletiz.”
“20 günlük evladını görmemiş, kucağına alamamış astsubayımıza ne diyebiliriz? O çocuk nasıl büyüyecek? Onun bir büyüğü 1,5 yaşındaki nasıl büyüyecek?” diyen Soylu, şöyle devam etti:
“Ankara’da oturup karar alanlara söylüyorum. Vicdanlarınızı Avrupa’nın süslü lafları arasına bırakmayın. Memlekette çukur-barikat olayları oldu. Birçok aile evladını orada bıraktı. Devletine küsmedi, oflamadı, puflamadı, ‘Vatan sağ olsun.’ dedi. Dün aklımdan geçti bu devletin şeref madalyası verdiklerine, bu ülkede kendilerini aydın zannedenler ‘katil’ dedi. Ve benim Anayasa Mahkemem onlara siz düşünce özgürlüğü içerisinde ‘Devlet katildir diyebilirsiniz.’ dedi.”
Gaziler ve şehit aileleri için endişe edilmemesini isteyen Soylu, şunları kaydetti:
“Bundan 10 yıl öncesine baktığımızda ne Doğu Akdeniz’i hayal edebiliriz ne Irak’ın kuzeyine kurduğumuz üs bölgelerini Fırat Kalkanı’nı ne Barış Pınarı’nı ne Afrin’i… Burnumuzu bile sokturmazlardı. Ne tüm dünyaya meydan okuduğumuz insansız hava araçlarını ne elin mühimmatlarına mecburken kendi mühimmatlarını yapan Türkiye’yi… İnancım şudur, bugün varız belki biraz sonra yokuz, inanıyorum ki 10 yıl sonra, geldiğimiz noktadan güçlü noktada olacağız. Bu millet sayesinde, bu inanç sayesinde.”
Konuşmasını yazılı metne bağlı kalmadan, içinden geldiği şekilde yaptığını dile getiren Soylu, “Yaklaşık 5 yıldır Sayın Cumhurbaşkanımıza bakanlık yapıyorum. Gazilerimize en ufak hata yapıldığında nasıl celallendiğini, bir şehit ailesi karşısında tüm sorumluluğuyla pür dikkat kesildiğini, her birimize nasıl talimatlar verdiğini biliyorum.” diye konuştu.
Soylu, Türkiye’de vesayetlerin kırıldığına dikkati çekerek, “Babalarımız, dedelerimiz Ayasofya için gözyaşı dökerlerdi. Ben kendimden biliyorum. Bana hayal gelirdi. Rahmetli dedem Sultanahmet’e götürürdü. Uzaktan Ayasofya’ya baktırırdı. Hamdolsun bugün bize hayal olanlar gerçek oldu.” ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, konuşmasının sonunda, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ülke için şehit ve gazi olan tüm ecdadı minnet, rahmet ve şükranla andı.
“HİÇBİR KARŞILIK BEKLEMEDEN GÖĞSÜNÜZÜ SİPER ETTİNİZ”
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Adnan Ertem de 1915’te canlarını ortaya koyarak “Çanakkale geçilmez.” dedirtenlerin Milli Mücadele ile Cumhuriyet’i inşa ettiğini anımsattı.
Sakarya Meydan Muhaberesi’ndeki zaferden sonra Mustafa Kemal’e 19 Eylül’de “gazilik” unvanı verildiğini belirten Ertem, salondaki gazilere “Vatan millet için cesaretle verdiğiniz mücadele genç nesillere ilham veriyor. Çünkü sizler vatan söz konusu olduğunda hiçbir karşılık beklemeden göğsünüzü siper ettiniz.” sözleriyle seslendi.
“BURADA KONUŞABİLİYORSAK SİZLERİN SAYESİNDE”
Vakfın kurucu üyelerinden Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise “İyi ki varsınız, sizlerin fedakarlıkları, şehitlerimizin kanları bin yıldan daha fazla bu topraklarda özgür ve bağımsız yaşamayı bize sağladı. Bugün burada konuşabiliyorsak sizlerin sayesinde.” dedi.
Türkiye’nin dünyayla kıyaslandığında bir numara olduğunu belirten Arslan, “Hangi sorunumuzu götürürsek götürelim bu konuda çözümü için irade koyan Cumhurbaşkanımız var. Onun önderliğinde sorunlarımızı inanıyorum ki tek tek çözeceğiz, yeter ki kardeşliğimizi, dayanışmamızı, dirliğimizi güçlendirelim.” diye konuştu.